Şefi Şefika Gaspıralı Romanı

Meryem Aybike Sinan'dan "Şefi Şefika Gaspıralı Romanı" romanı hakkında

Şefi Şefika Gaspıralı Romanı
15 Ocak 2021 - 21:35 - Güncelleme: 15 Ocak 2021 - 22:05
Yazar Meryem Aybike Sinan'ın
Takdim yazısından:
"Serin ve yorgun bir güz akşamı.
Balıkesir-İzmir yolunda eşimle sohbet ede ede Manisa’ya gidiyoruz. Balıkesir sınırlarında başlayan ormanlık coğrafya bitiyor ve birden coşkulu zeytin ağaçları küme küme yığılıyor göz bebeklerime.
Bir süre sonra sıra sıra üzüm bağları karşılıyor bizi. Bütün dağların ardında yine üzüm bağları ve zeytinlikler var. Serin bir esinti vuruyor alnıma, ferahlıyorum. Zihnimde sıcak, sımsıcak bir geçmişi sıralıyor tarih sayfaları. Sultan Mehmet Han düşüyor aklıma. Sonra Zağanos Paşa kesiyor dağ başlarını. Bir hüzün yağmalıyor aklımı. Düşüyorum hatıraların peşine, uzak mevsimler yakınlaşıyor, geçmiş aralanıyor. Her dağın başında bir şehzade çıkıyor karşıma.
Manisa misafirlerini bekliyor oysa… Ben ise tarih kovalıyorum. Ülkenin dört bir yanından gelenler Azerbaycan Türkü misafirleri ağırlayacak. Milletvekilleri, yazarlar, sanatçılar, kültür adamları akın akın şehre geliyorlar.
Biz eşimle erkenden yola düştük…
Uzaktan Spil dağlarında bin atlının akınları kol geziyor gibi. Öylesine muhteşem görünüyor. Aklım tarih sayfalarında gezinirken bedenim Manisa’yı turluyor. Sultan Murat Han düşünceli, hüzünlü, ağır ve vakur. Edirne uzaklarda kalmış, Manisa yurt bellenmiş. Zağanos, “Fatih”ini yetiştiriyor puslu dağlarda. Ak Şemseddin, kolluyor yıldırımları ve Manisa kucaklıyor tarihi, şanı şerefi.
Manisa, Ege’nin sultan şehri… Öylesine şetaretli ve şen… Yürüyen zaman donuyor âdeta.
Bir anda Sultan Mehmet Han geliyor, oturuyor hatıralarımızın otağına. Spil Dağları duman duman kesiyor yeşilin binbir tonunu, kesiyor gözlerimizin tülümsü hatıralarını. Efil efil bir imbat aşıyor Spil ’in üzerinden. Güneş eteklerini yayıyor Manisa ovasına.
Misafirler geliyor, biz gidiyoruz ve nihayetinde buluşuyoruz aynı potada. Bir derviş şair Abdürrahim Karakoç ve bir Alp başı şair Bahtiyar Vahapzade Manisa’da bir araya geliyor. İki devlet tek millet olmanın bir aksisedası gibi onları konuşuyoruz akın akın…
Tam o sırada Ganire Paşayeva geliyor…
 Her yüz yılda bir kutup yıldızı misali bir hanımefendi düşüyor, Türk milletinin mavi semalarına. Bütün hayatını Tuna kıyılarından Yenisey Irmağına, İtil Volga’ya kadar bütün Türk coğrafyasında unuttuğumuz pek çok şeyi hatırlatmaya, öğretmeye vakfetmiş bir hanımefendi.
Beş yıl önce bir kitap fuarında görmüştüm Ganire Hanım’ı."


Meryem Aybike Sinan kimdir?

Malatya’da doğdu. İlk hikâyesi ortaokul yıllarında Türkiye Çocuk Dergisi’nde yayınlandı. Lise çağlarında Türkiye Gazetesi Magazin ekinde Türk Dünyası hakkında hikâyeler kaleme aldı. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde Türkoloji Bölümünden mezun oldu. Haber7.com sitesinde başladığı köşe yazarlığı mesaisine ilk hikâyelerini yazdığı Türkiye Gazetesi’nde devam etti. Halen de aynı gazetede köşe yazarlığı yapmaktadır. Meryem Aybike Sinan’ın Kağan ve Bengisu adında iki evladı vardır.
Yayınlanmış Eserleri:
Hüzün Şebneme Benzer (Deneme) Hayat Gerçeğe Yürür (Hikâye) 1453: 3 Nisan’dan 29 Mayıs’a Fetih Günlüğü (Roman) Kasabanın Misafiri (Roman) Aşk-ı Revan (Roman) Esma ile Yakarış (Deneme) Malatya Güzellemesi (Deneme) Mühr-ü Süleyman (Roman) Mihri Hatun (Roman) Raziye Begüm Sultan (Roman)

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum