SANATIN RUHA YANSIMASI / Prof. Dr. Nurullah Çetin

SANATIN RUHA YANSIMASI 

Güzel sanatların her türlüsünün insan ruhunu terbiye eden, güzelleştiren, insanileştiren, derin duyarlılıklar kazandıran, medeni, hassas bir yapıya kavuşturan bir güzel işlevi vardır. Güzellik duygusu hayata anlam ve renk katan, insan ilişkilerini olması gerektiği gibi medeni bir çizgide tutan, ahlakı da şekillendiren temel kaynaklardan biridir. Bununla ilgili hoş bir yaşanmışlık deneyimi:

Hat, minyatür, tezhib gibi geleneksel Türk tezyini sanatlarıyla ilgilenen, cami içi ve diğer bazı mimari yapıları süsleyen nakkaş Nihat Oğuz, Karadağ’da Yeni Pazar denilen Sancak bölgesine bir cami süslemesi için gitmiş. Orada otel yerine caminin külliyesinde kalmayı tercih etmiş. Üst düzey bir bürokratın eşi olan bir hanım, Osmanlı torunları geliyor diye onun yatması için yeni bir çekyat almış. Sıradan yatak, nevresim ayıp olur diye kendi kızlığında yapmış olduğu çeyizini getirmiş; beyaz, desenli bir nevresimi Nihat ustanın yatağına sermiş.

Nihat usta devamlı kömürle, boyayla çalıştığı için hâliyle terler. Akşamları yatacağı zaman o hanımın getirdiği nevresimleri toplar, bir kenara kor. Battaniyede yatıp sabah kimse gelmeden Osmanlı torunları kirli demesinler diye onları tekrar yatağına serermiş. (Yenises dergisi, Şubat 2020)

Sanatı yapan sanatkarın ruh hassasiyeti ile sanattan anlayan hanımın ruh inceliği birleşmiş, ortaya bir güzellik çıkmış. Ne güzel.

Prof. Dr. Nurullah Çetin