Okay Karacan:Ülke futbolunun oksijen tüpü

Gekas için demediğinizi bırakmadınız!

Okay Karacan:Ülke futbolunun oksijen tüpü
29 Eylül 2014 - 20:46

Yaşlı, para için oynuyor, içki içiyor, düzensiz yaşıyor, büyük takımın golcüsü değil vs. Neredeyse çıktığı her maçta gol atan bir adamın özel hayatı, karakteri, yediği, içtiği ne olursa olsun profesyonel futbol evreninde tolore edilir.

Şimdi şöyle düşünün. Akhisar iki sezon önce devre arasında aldığı bu adamla ligde kalmadı mı? Sonra onunla yollarını ayırıp tekrar geri almadı mı? Belli ki kulübün belli bir futbol aklı var ve gidiş sebebi ne olursa olsun dönüş maliyetine (manevi-maddi) katlanılır bulundu.

Ülkenin lig liderini alkışlıyorum. En küçük bütçeyle en üst sırada oturmak sadece birkaç puan farkıyla açıklanamaz. Sadece Gekas’la da açıklanmaz! Son üç yılın puan/para oranı en yüksek takımıdır Akhisar. Yani bir birim harcayıp 10 mislini toplamış, 10 birim harcayıp 12 birim toplayanı 3’e katlamıştır. Varsın formasında yıldızı, müzesinde kupası olmasın!

Hamza Hamzaoğlu ’nun kurduğu takımdır kabul ama bir Hamza Hamzaoğlu bağımlısı değildir. Bu kulübün bir futbol felsefesi, ülke gerçeklerini iyi irdeleyen, iyi harmanlayan bir yönetme kabiliyeti var.

F.Bahçe’yi yendiği için, geçen sene evinde büyüklere aynı tarifeyi uyguladığı için kesinlikle değil! Haddini bilerek Süper Lig’e başladığı, parasını doğru kanallara yönlendirdiği, değerinden fazlasını kimseye ödemediği, üçe aldığını 33’e sattığı için Akhisar bu ligin incisidir. Nefes almakta güçlük çeken ülke futbolunun oksijen tüpüdür. İlham ve heyecan kaynağıdır.

Lafı evirip çevirmeye gerek yok. Bu ülkede dört büyük takımı tutan herkesin ikinci takımıdır artık! Öyle olmalıdır da!

Fenerbahçe için söyleneceklerin hepsini bitirmiş olduğumuzu düşünüyorum. Başarı ile çok fazla oynamamak gerekiyor. Kocaman, Yanal ardışık döneminin ardından alınan karar iflas etmiştir. Büyük takımlarda hoca önemlidir. Bakın Galatasaray, Terim sonrası neler yaşıyor!

Aynı sendromun bir versiyonu Fenerbahçe’nin yaşadığı. Belki bir usanmışlık sendromu, belki bir motivasyonsuzluk, belki de yaşlı adamın umutsuzluğu. Oyunu değiştirmeden, oyuncuyu oyuna adapte edebilen, oyuncuyu değiştirmeden oyunun patronunu değiştirerek fazlasını hayal edeni yenmiştir dün gece.

Taraftarın oyuncuyu, oyuncunun taraftarı teker teker tanıdığı kadar küçük bir ilçe takımı, ülkenin en etkili taraftar gücünü arkasında bulunduran bir dev’e karşı savunmayı başarmış, atmayı bilmiş, liderliği hak etmiştir.

Oyuncuların bireysel performansının, diziliş ve sonradan oyuna giren çıkanların ne yaptığının pek bir önemi yok. Bu ligde çok az maçta hikâye çıkıyor. Mesela geçen akşam Olimpiyat Stadı gevezeliği tekrar tekrar kotarılırken, hangi maçın koskoca bir vay dedirtecek hikâyesi vardı. Manisa’da öyle bir hikâye vardı ve bunu asla pas geçemezsiniz.

zaman gaz.

http://www.zaman.com.tr/okay-karacan/ulke-futbolunun-oksijen-tupu_2247377.html

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum