Öğretmen maaşı 22 cumhuriyet altını

Eğitim-Bir-Sen'in öğretmen ve yöneticilerin gündeme ve gündelik hayata ilişkin bakış açılarını belirlemek için 1-15 Kasım tarihleri arasında 12 ilde, 200 okulda, bin 200 öğretmen ve yöneticiyle yüz yüze yaptığı araştırma sonuçları basın toplantısıyla açıklandı.

Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer'in açıkladığı, ''Öğretmen ve Yöneticilerin Gündeme ve Gündelik Hayata İlişkin Değerlendirmeleri'' adlı araştırmanın sonuçlarına göre, öğretmenlerin yüzde 45,3'ü öğretmenlik mesleğinin önemini giderek yitireceğini, yüzde 18,5'i ise öneminin giderek artacağını düşünüyor.

Özer, öğretmenlerinin mesleklerinin önemini giderek yitireceğini düşünmelerinin altında yatan sebeplerin en başında aldıkları ücretin yetersizliği, diğer kurumlarda çalışanların daha yüksek ücret alması, ek ders ücretlerinin yetersizliği, eşit işe eşit ücret düzenlemesi sonucu ek ödeme alamamaları gibi ekonomik sorunların geldiğini söyledi.

Öğretmenlerin yüzde 44,1'inin ''MEB'in yeni teşkilat yasasını nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusuna yasanın bazı maddelerinin olumlu, bazılarının olumsuz olduğunu ifade ettiğini dile getiren Özer, yüzde 43,3'ünün olumsuz, yüzde 13,3'ünün ise olumlu olarak değerlendirdiğini belirtti.

Araştırmaya katılan öğretmen ve yöneticilerin yüzde 72,4'ünün eğitim kurumları yöneticilerin rotasyon uygulanmasını olumlu, yüzde 13,5'inin ne olumlu ne olumsuz, yüzde 14,1'inin ize olumsuz bulduğunu anlatan Özer, bu uygulamayı yöneticilerin öğretmenlere oranla daha olumlu bulduğunu söyledi.

Her üç öğretmenden ikisinin (yüzde 69) Şubat ayında yapılan eş durumu tayinlerinin kaldırılmasını uygun bulmazken, yüzde 17,9'unun uygun bulduğunu dile getiren Özer, kısmen uygun bulanların oranının ise yüzde 13,1 olduğunu belirtti. Özer, ''Şubat ayında yapılan eş durumu tayinlerinin kaldırılmasına bayan öğretmenler erkek öğretmenlere nazaran daha fazla olumsuz bakıyor'' dedi.

Bir öğretmen maaşıyla 3 altın alınıyor

''Doğu ve Güneydoğu'daki öğretmen açığı sizce nasıl kapatılmalıdır'' sorusuna öğretmenlerin yüzde 51,4'ünün ''zorunlu hizmet bölgesindekilere ek tazminat verilmesiyle'', yüzde 37,3'ünün ''yeni kadro açılmasıyla'', yüzde 8,2'sinin ''rotasyonla'', yüzde 3,1'inin ''zorunlu hizmet süresinin uzatılmasıyla yanıtını verdiğini ifade eden Özer, şöyle devam etti:

''Ayrıca her üç öğretmenden ikisi maaşıyla geçinemediğini söylüyor. Maaşıyla geçinebildiğini söyleyen öğretmenlerin oranı ise yüzde 33,6. Bugün itibariyle 9/1'deki bir öğretmen bin 577 TL ücret ile hizmetli ve memur personel arası bir maaş alıyor.

Araştırmadan çıkan ilginç bir sonuç da şu; 1923 yılında bir öğretmene aylık verilen ücretle ortalama 25 cumhuriyet altını alınabilirken, günümüzde yalnızca 3 Cumhuriyet altını alınabiliyor. Geçen yılki Öğretmenler Gününde öğretmenlerimiz maaşlarıyla 4,5 Cumhuriyet altını alabiliyorken, bugün yalnızca 3 cumhuriyet altını alabiliyor.''

Öğretmenlerin yarıdan fazlası ailesine yeterince vakit ayıramıyor

Öğretmen ve yöneticilerin yüzde 37,2'sinin ailesine yeterince zaman ayırdığı, yüzde 62,8'inin yeterince zaman ayıramadığının araştırmayla ortaya çıktığını anlatan Özer, ''Yöneticilerin yüzde 71,9'u, öğretmenlerin ise yüzde 61,2'si ailesine yeterince zaman ayıramadığını dile getiriyor. Bunun en önemli nedeninin, yöneticilerin okulda sorumluluğunun daha fazla olması dolayısıyla daha yoğun tempoda çalıştığı söylenebilir. Ailesine yeterince zaman ayıramayan öğretmenlerin iki önemli nedeni olduğu ortaya çıkıyor. Birincisi, öğretmenlerin okulda çok yorulduğu (yüzde 37,8), ikincisi ise yoğun iş temposu (yüzde 37,1) olduğu'' ifadelerini kullandı.

Özer, araştırma sonuçlarına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: ''Eğitimin en önemli unsuru olan öğretmenlerimizin mesleği, toplumda çok saygın ve önemli olduğu kabul edilirken, statüsü düşük meslekler arasında yer almaktadır. Her geçen gün alım gücü düşen öğretmenlerimizin ekonomik sorunlarının acilen çözülmesi gerekmektedir.

Eğitim kurumları yöneticilerine uygulanan rotasyon doğru olmakla birlikte, öğretmenlere böyle bir rotasyon uygulama düşüncesi kesinlikle doğru değildir. Şubat ayında yapılan eş durumu tayinlerinin tekrar yapılması gerekmektedir.

Ailesine ve sosyal aktivitelere yeterince zaman ayıramayan, diğer ana hizmet alanlarında çalışanlara nazaran daha az ücret alan, yoğun iş temposuna maruz kalan ve evinde işine devam eden bir öğretmen profili ortaya çıkmaktadır. Geleceği şekillendiren, topluma yön veren öğretmenlerimize hem yeterli düzeyde ücret vermeli hem de mesleğinin statüsünün ve saygınlığının artması için gerekli önlemler alınmalıdır.''