Necdet Cura'nın Celil Altınbilek ile söyleşisi

Necdet Cura'nın Celil Altınbilek ile söyleşisi
13 Aralık 2022 - 20:35

Celil Altınbilek kimdir? Bize kendinizden bahsedebilir misiniz?
Herkes gibiyim, sıradan bir insanım,  1963 yılı Manisa doğumluyum, evli ve iki evlat sahibiyim. Yüksek öğrenimini iktisat üzerine tamamladım. İş hayatımda ağırlıklı özel sektörde, banka ve finans alanlarında yirmi yıla yakın çalıştım ve kamuda yöneticilik yaptım. Şu an dede ve baba mesleği olan esnaflığı devam ettirmekteyim.

-Tacir Dükkânı uzun yıllardan beri eski Manisa Çarşısı'nda varlığını koruyor. Fakat burası bir dükkândan daha fazlası. Her defasında önünde koyu bir sohbet oluyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kültürün, ulaşacağı ve mesken tutacağı mekânlar her zaman vardır. Sanat, kültür, edebiyat bizim içimizde vazgeçilmez heves olup, düşünen, üreten, yazan çizen insanlar bizim için kıymetlidir. Hal böyle olunca bu vasıftaki insanlar da bir yerlerde buluşuyorlar ve birbirlerinden güç kuvvet alıyor. Hatta yeni projeler ve ürünler için alt yapı oluşturup, paylaşımlarıyla birbirlerini büyütüyorlar. Biz bu birikimli dostlarla buluşmaktan ve birlikte olmaktan keyif alıyoruz. Sonunda, ortaya böyle meclisler çıkıyor.

-Türk Kültürü'ne karşı uzun yıllardan beri ilginizin olduğunu biliyoruz. Bunu doğuran sebepler nelerdir?
Bizim yapımızı şekillendiren en mühim amillerin başında doğup büyüdüğüm ortam ve ailem gelmiştir. Hususiyetle babam Hakkı Altınbilek, okuyan, anlayan, idrak eden biriydi Onun çevresinde de aynı yapıya sahip insanlar bulunmaktaydı. Sonrasında Ağabeyim Cemil Altınbilek vasıflı ve kabiliyetliydi, bizi hep teşvik etti. Onlardan gördüklerim bizi bu mecraya yönlendirdi. Genç yaşlarımdan itibaren kitaplar hayatımızda mühim yer tuttu, kitaba sahip olmak ve okuyabilmek bizi mesut etti ve hayatımızda yeni ufuklar açtı.

 -Daha önce Memleket Sevdası isminde bir eserinizi kaleme almıştınız. Şimdi de Erken Türk Tarihinden Kesitler isimli çalışmanız raflarda. Hayırlı olsun... Her iki eserin de hikâyesini dinlemek isteriz. Bilhassa son eserinizin ki nedir?
Okumayı sevdiğimiz söylemiştim, tarih ve edebiyat hususi olarak da şiir ben de ayrı bir yer tutardı. Gençliğimden itibaren şiiri hep çok sevdim, birçok şiir kitabı edindim, arada bazı defterlere şiir gibi şeyler yazdım, içinde az da olsa düz yazılar da vardı. İş hayatımın ilk devreleri çok yoğun mesaiyle geçti. bizi bu ortamda rahatlatan hep şiir oldu.  Çünkü şiir az söyleyip çok anlatıyordu. Kırklı yaşlarımın ortalarında diğer işyerini bırakıp,  babamın dükkânına geçtim. Burada rahatım ve zamanım daha çoktu. İlkin, Tarihistan adlı kültür sitesinde yazmaya başladım. Bir iki karalamamız zaten vardı, önce onları gönderdim, yayınlandı. Baktık biraz ilgi görüyor, devam ettik üç yıla yakın tarih ve edebiyat ağırlıklı yazdık. Sonra yazdıklarımızın bir kısmını Memleket Sevdası kitabını Türkiye’nin güzide yayınevi Kubbealtı Neşriyat ’tan 2016 yılı sonunda çıkardık. Bu kitap ağırlık Osmanlı Türk Tarihinden izler taşımaktadır. 2017 yılı nisanında Kazakistan’ın Türkistan-Yesi Şehrine Ahmed Yesevi Hazretlerine bir haftaya yakın bir ziyaretimiz oldu. Gelince, ziyaret notlarını yazdım. Bu zamandan sonra Ön Türklerin Tarihi ve Kültürü hep ilgi alanımda oldu. Yazdıklarımdan çoğu bu konular etrafındaydı. Beş yıldan uzun süre arada çeşitli dergilerde ve günlük gazetede düzenli olarak her hafta sosyolojik, felsefi ve medeniyete dair muhtelif konularda da olmak üzere köşe yazısı yazdım. Erken Türklerle ilgili bir hayli yazı birikmişti. Bu konuyu bir kitap halinde yazmayı düşündük. Kitabın şekli, yazılarını tespit edip bir yıl boyunca da yeni yazılarla birlikte çalıştık.
İlk Türklerin tarihlerini, kültür ve sanatıyla, destanlarıyla, tarihiyle bir bütün olarak çok fazla ayrıntıya kaçmadan, ana konulara temas ederek, çok tarih ve isme gömülmeden yazmayı İslami devirleri de içine alıp Selçuklulara kadar gelmeyi planladık. İlmi esasları ihmal etmeden, çok da hamasete kaçmadan, beş altı yıllık çalışma ve yüzlerce kaynaktan yararlanarak kitabı tamamlayıp Kubbealtı Yayınevine gönderdik. Şükürler olsun Kubbealtı’nın Hülbe Yayınevinden basılması münasip görüldü ve Kasım 2022 tarihinde kitabımız çıktı.
-Son olarak söylemek istediklerinizi alabiliriz...
İdealleri olan milletler büyük millettir. Türk Milletinin her zaman ülkü ve idealleri olmuştur. Bunlar insani değerlere zıt olmamalıdır ki bizde böyledir. Bu düşünce bir üstünlük- ırkçılık fikri değildir. Mete Han’da, Bilge Kağan’da görüldüğü gibi pek çok Boy’un birlik ve beraberliğini sağlayıp, açları doyurmak, fakiri giydirmek ve damgalı atı ülkeye sokmamak hür olmaktır.


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum