Necdet CURA: MANİSA: ZAFERLER VE ŞEHİRLER

Necdet CURA: MANİSA: ZAFERLER VE ŞEHİRLER
08 Eylül 2022 - 20:39 - Güncelleme: 08 Eylül 2022 - 20:42

MANİSA: ZAFERLER VE ŞEHİRLER

Bundan tam 100 yıl önce Garb’ın afakını saran çelik zırhlı duvar, Manisa’da kendini hissettirdi. Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere dava arkadaşları, yani Osmanlı’nın son kuşakları bütün aşklarıyla, vatan sevdaları ile bağımsızlık ateşlerini yakarak yurdumuzun dört bir yanında ‘’İstiklal’’ uğruna her şeylerini feda ettiler. Bu fedakarlığın neticesi olarak huzur içinde yaşıyorsak onlara karşı olan borcumuzu yerine getirmeliyiz. Bu borç elbette ki onları tanımaktan geçmektedir. Tanımalı, tanıtmalı ve tanıttırmalıyız.
Böylesine önemli bir dönemde elde edilen başarılar siyasi ve askeri olduğu kadar ekonomik ve kültürel anlamda da ileriye taşınmalıydı. 100 yıllık zaman zarfında Türkiye, kendi bağımsızlık mücadelesini sürdürürken ciddi başarılar elde ederek, tarihe izini bırakarak mücadelesini devam ettirdi.
Bu vesileyle Manisa Hür Işık gazetesine ve onun değerli okurlarına ‘’merhaba’’ derken aynı zamanda böylesine anlamlı bir tarihte bu yazıyı kaleme almanın mutluluğunu yaşıyorum.
8 Eylül 1922 tarihinden 8 Eylül 2022 tarihinde dek Manisa ili neler atlattı? Cumhuriyet devrinin ilk yıllarından kalan binalar ne halde? Manisalı şair ve yazarlar kimlerdir? Türk Sineması için Manisa ne anlam ifade eder? Bu soruların cevaplarını alabilecek, teferruatlı, okunduğu takdirde bilgi saçan bir eser hala mevcut olmaması ise kötü bir durumdur. Elbette ki zaman zaman gerek akademisyen, gerekse meraklı/ilgili kişilerin kaleme almış olduğu müstakil eserler olmaktadır. Mesele detaylı ve kapsamlı bir eserin bütün bu ve bunun gibi sorulara cevap verebileceği ile ilgilidir.
Ne yazık ki yapılan çalışmalar hala yeterli değildir.
‘’Cumhuriyet Dönemi Manisa’’sı hakkında daha pek çok köşe yazısı, bilimsel makale, yüksek lisans ve bilhassa doktora seviyesinde çalışma rahatlıkla yapılabilir. Bu konuda ehil hocalarımız olduğu gibi, kaynakların bolluğu da mümkündür. Fakat bütün bunlar için temelde istek ve azim gereklidir. Bilhassa bilimsel anlamda dünya çapında ses getirecek Manisa çalışmalarına yer vermek son derece kıymetlidir. Çünkü, şehirlerin kaderini insanlar tayin eder. İnsanların vizyonuyla beraber şehirlerin vizyonu da ilerleme taşır.
Dünya kentleri artık otopark, yeşil alan, altyapı, spor tesisleri vb gibi meseleleri çoktan aşmış vaziyette. Akıllı şehirler, Ulaşım master planları gibi konular gündeme geliyor. Her kentin 3D modellemesi yapılıyor ve refahın her insana dokunduğu planlı kentler geliştiriliyor. Manisa ilimizde bu saydığım aşamaları yakalamış vaziyettedir.  2000’li yılların ortalarından itibaren şehirde yaşanan hızlı değişim ve ilerleme aslında  şehrin değiştiğini göstermektedir. Bunun bilhassa Manisa dışındakilerin söylemesi son derece önemlidir. Dışarıdan bakan göz, içeriden bakanlara nazaran detayları daha iyi görebilir.
Bu uzun girizgah, benim aklımda sürekli dolaşan fikirlerin kısa bir yansıması. Daha da devamı gelecek.
Google Haritalar üzerinden ne zaman dünya şehirlerini incelesem Manisa üzerine gelir ve dakikalarca düşünürüm. Şehrin Güzelyurt, Muradiye mahallelerindeki hızlı nüfus artışı aklıma gelir. Atatürk Kentparkı, basketbol sahaları ve yüzme havuzlarıyla birlikte artık kentin o bölgede yeniden doğduğunu düşünürüm.
Bir zamanlar şehrin dışında kalan Batı Kışla’nın artık tam anlamıyla şehrin ortasında olması aklıma gelir. Orası eğer kışla olmasaydı içinde olabilecek sosyal yaşam alanları hakkında aklıma binbir çeşit fikir düşer. Şehzadeler ilçesine bakarım ve isminin hakkını veren bir ilçe olduğunu düşünürüm. Spil Dağı nasıl turizme daha fazla katkı sağlayabilir, Doğu Kışla’yı başka bir yere taşınabildiği takdirde -bilhassa müze ağırlıklı- kültür ve sergi salonlarının ne kadar yok yakışacağını hatta Saray-ı Amire’nin yeniden gerçeğe yakın formatlarında yapılabileceği aklıma gelir. Sonra Manisa’nın makus talihi düşer zihnime. O makus talih, Yunan Yangını(1922) hadisesidir. Koca bir şehrin kurucu eserlerinin büyük bir kısmının kaybolması aklıma gelir.
Sonra dizayn edilen ve yeniden yorumlanan Laleli, 1990’lı yıllardan itibaren büyümeye başlar ve Gediz Ovası’na yaklaşan Manisa yükselir. Sanayisi ile beraber, her gün insanlar vardiyaların koşuşturmasında düşler kurar.
2012 yılında çıkan yasa ile Büyükşehir statüsüne kavuşan Manisa, iki ilçeye bölünür. Şehzadeler ve Yunusemre olur isimleri. Yunusemre, nüfus bakımından büyüktür fakat müstakil bir kent meydanına sahip değildir. Şehzadeler ise -yabancı şehir literatüründe- ‘’eski şehir’’ olarak geçen Eski Manisa’dır. Hükümet Konağı, merkezi binalar, nikah salonları, kamu kurumları, bankalar ve Çarşı diye tabir edilen yer bu bölgededir. Konserler, bayram etkinlikleri, mitingler Cumhuriyet Meydanı’nda yapılır. Yunusemre ise daha çok konut ağırlıklıdır. Genelde Manisa küçük olarak algılansa bile bu yazının yazıldığı tarih itibariyle yaklaşık 430 bin insan yaşamaktadır.
Şimdi bütün bu yazdıklarımı okuduktan sonra kısaca gözlerinizi kapatın ve düşünün!
Şehzadeler ilçesinde Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Volkan Konak konseri olurken, Yunusemre ilçesinde Yunusemre Belediyesi’nin tertip ettiği Mustafa Ceceli konseri ise Magnesia AVM arkasındaki meydanda/otoparkta oldu. Bu durum artık iki farklı merkezinin olduğunu, eski Manisa ile yeni Manisa diye bir gerçeklik olduğunu gözler önüne sermektedir. Şehre bakanlar, büyümenin bu boyutunu da hesaba katmakta ve gelecek vizyonlarını bu doğrultuda kurmalıdır.
Bu kapsamda 30 Ağustos etkinliklerinde emeği geçen idarecileri ve görevlileri tebrik ediyorum.
Zaferler ve şehirler birbirlerini bütün kılar. 30 Ağustos büyük bir tarihtir. Büyükşehir kavramına yakışır biçimde büyüyen Manisa’nın da daha büyük ‘’şehir dolu’’ zaferleri yakındır.

Necdet CURA

 


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum