Millî ülkümüzün alametifarikası

İTÜ Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Muhsin Kadıoğlu Türklerin milli ülküsü üzerine yıllardır sürdürdüğü araştırmasını "Kızılelma" adıyla kitaplaştırdı.

Millî ülkümüzün alametifarikası
26 Şubat 2019 - 13:56 - Güncelleme: 26 Şubat 2019 - 14:01

İTÜ Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Muhsin Kadıoğlu Türklerin milli ülküsü üzerine yıllardır sürdürdüğü araştırmasını "Kızılelma" adıyla kitaplaştırdı.

Kadıoğlu; Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları'ndan çıkan eserinin ilk bölümünde çeşitli milletlere ait mitolojik unsurları incelemiş ve Türk mitolojisi ile ilgisinin olup olmadığını araştırmış. Eserin ikinci bölümü "kızıl" ve "kırmızı" renginin çeşitli milletlerde ve dinlerdeki anlamını araştırmış, İslam öncesinde ve sonrasında Türklerle ilgisini irdelemiş. Bilinen en eski Türk ve İslam kaynaklarında "Kızılelma" kavramının ortaya çıkış mahiyetinin de incelendiği kitapta bazı şehirlere neden "Kızılelma" denildiğinin izahlarına da yer veriliyor.

Kadıoğlu'nun eserinde ortaya koyduğu şu görüşler, günümüz Türk/Türkiyeli aydınlarının fikri kısırlığının ana sebeplerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır: "Günümüzde Türk kimliğini yok etmek isteyen küresel Batılı çevrelerin yanında, İslam'ı "araç" olarak kullanarak, Türk Millî Kültürü'nü örselemeye çalışanların hedefleri "Türk milletini asimile ederek yok etmek" hedefinde birleşmektedir. Bu iki tehditten Batı kaynaklı olana karşı direnmek daha kolaydır. Çünkü Batı kaynaklı fikir; değerlerimize, söylemlerimize, ülkülerimize yabancı olduğundan bir yere kadar etkili olsa bile, muhakkak hata yapmakta ve etkisini kaybetmektedir. Oysa İslam'ı maske olarak kullananların millî kimliğimiz üzerindeki yıpratıcı etkileri son derece derin ve onarılması güç yaralar açmaktadır. Çünkü İslam'a samimiyetle ve yürekten bağlı olan Türk milletinin bir kesimi, "hoca" kılığına bürünmüş hainlerin söylediklerini doğru sanmakta, böylece toplumda büyük bir fikri yarılma meydana gelmektedir. Kulaktan kulağa taşınan İslam kılıfına sarılmış yanlış fikirler millî bünyemizde ciddi tahribat yaratmaktadır."

Muhsin Kadıoğlu Kızılelma Ülküsü'nü ise şöyle tanımlıyor:

Kızılelma ülküsü, millî ülkülerimizi unutturarak veya içini boşaltarak yok etmeye çalışılan ülkülerimizden biridir. İslam söz konusu olduğunda kendilerini derhal "otorite" koltuğuna oturtanlar, fetihler çağındaki İslam Ülküsü'nden maalesef habersizdirler. Türklere ait ne varsa düşman olduklarından ve Kızılelma ülküsünü sadece Türk ülküsü sandıklarından Kızılelma'ya da düşman ve yabancıdırlar.

Sultan Murad-ı Hüdavendigar'ın Hz. Muhammed'i rüyasında görmesi ve Hz. Muhammed'in "Kızılelmayı sizin nesliniz fethedecek, Âlem size boyun eğecek" şeklindeki müjdesi ile Hıristiyanlara ait büyük şehirlerin ele geçirilmesi millî olduğu kadar dini bir hedef haline gelmiştir. Böylece Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi, İslam'ın Cihana Yayılması ülküsüyle iç içe girmiştir. Oysa Kızılelma ülküsü, İslam kaynaklı bir ülküdür. İstanbul'un fethedilmesi ve Ayasofya'nın İslam mabedi yapılması da Kızılelma Ülküsü'nün gerçekleştirilmesidir. Son yüzyılda Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin tarafından yeniden gündeme taşınan, daha sonraki yıllarda milliyetçiler tarafından sahiplenilen Kızılelma ülküsü, Türklerin "millî ülkü" haline getirdiği bir İslam ülküsüdür.

TDAV Yayınları Tel:(0212) 511 10 06

Kaynak Yeniçağ: Millî ülkümüzün alametifarikası 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/milli-ulkumuzun-alametifarikasi-224728h.htm

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum