Kestane kebap toplaması sevap

Ekim ve kasım aylarında Türkiye'nin birçok bölgesinde kestane hasadı yapılıyor. Bunu fırsat bilen doğa turizmi şirketleri, İstanbul çevresine günübirlik kestane toplama turları düzenliyor. ECE KOÇAL-22.10.2011

Kestane kebap toplaması sevap
22 Ekim 2011 - 22:26

Yağmurun bir dakikalığına bile durmadığı bir sonbahar günü, Yalova'nın Teşvikiye Köyü'nün yukarısındaki Erikli Yaylası'na doğru çıkıyoruz. Minibüs şoförümüz "Bu yağmurdan bir şey olmaz, korkmayın," diye bize cesaret vermeye çalışırken; tur rehberimiz "İyi bakın, bu yolu üç saatte yürüyerek ineceğiz," diyerek gözümüzü korkutuyor sanki... Amacımız, kestane toplamak. Son zamanlarda konseptli yürüyüş turları ilgi çekmeye başlayınca, bazı doğa turizmi şirketleri, şehirden kaçmak isteyenleri için çeşitli turlar düzenlemeye başladı. Bunlardan biri de geçen cumartesi günü katıldığımız, Bukla'nın düzenlediği kestane toplama turu. Kestane toplama turunu ilk kez geçen yıl yapmışlar. İlgi görünce bu yıl da tekrarlamak istemişler. Zaten bu tur, hava şartlarına bağlı olarak en fazla bir buçuk ay boyunca yapılabiliyor. Çünkü kestane hasadı, Türkiye'nin her yerinde eylül ayının ortalarında başlayıp ekimin sonuna kadar devam ediyor. Bu yıl kestane toplama işlemi, eylül ayında havalar sıcak geçtiği için çoğunlukla ekim ayında başladı. Ülkemizde Doğu Karadeniz'den Marmara'ya, Ege'den Akdeniz'e kadar pek çok bölgede kestane yetiştiriliyor. Yani kestane toplama turu, ülkenin pek çok yerinde yapmak mümkün. Ama çoğunlukla İstanbul'a yakın, günübirlik gidilecek yerlere düzenleniyor. Bukla yetkilileri, genellikle İzmit'teki Nüzhetiye Şelalesi'ne gittiklerini belirtiyorlar. Ortasından dere akan bir vadinin içinden yürüyerek şelaleye ulaşılabiliyor. Tabii yolda kestane toplayarak... Yine İzmit'te, Pamukova ilçesinde bulunan İnönü Yaylası'nda veya İzmit Yuvacık Barajı çevresindeki köy ve yaylalarda da aynı tur yapılabiliyor. Havaya ve kestanenin kaldığı yere göre gidilecek yerler seçiliyor. 

ÇAMURLARA BATA ÇIKA 13 KM 
Bu arada bahsi geçen tüm bu yerlere hemen her firma günübirlik trekking turları yapılıyor. Biz Yalova'daki Erikli Yaylası'na yapılan tura katıldık. Gök delinmişçesine yağmur yağarken, bir taraftan yaklaşık üç saat boyunca çamurlara bata çıka 13kilometrelik yolu yürümeye çalışmak, diğer taraftan kestane toplamak pek kolay olmadı tabii. Zaten rehberimiz Mikail Köroğlu da yağmursuz havalarda bu tura daha çok talep olduğunu söylüyor. Her trekking turunda olduğu gibi su geçirmez kıyafetler ve ayakkkabı giymek çok önemli. Tabii bunların her birinden de yanınızda yedek bulundurmalısınız. Dizinize kadar çamura batarsanız veya beklenmedik bir yağmurda her yeriniz ıslanırsa, getirdiğiniz her yedek parça için tek tek dua edersiniz! 

ELDİVEN VE TORBA ŞART 
Kestane turunda ise ayrıca eldiven ve bez torba getirmeniz gerekiyor. Çoğunlukla ağaçlardan yere düşen kestaneleri toplayacaksınız. "Ağaçtan toplamak daha zordur," diyen rehberimiz Mikail Köroğlu şöyle devam ediyor: "Önemli olan ağaca zarar vermeden toplayabilmek. Bunu deneyimli bir köylüyle yapabiliriz. Köylüler, aşılı ürünlerini genellikle dallara vurarak toplar. Kestanenin dikenli kabuğu olduğu için elle toplamayı tercih etmiyorlar. Yabani kestanenin ise yere düşmesini beklerler. Zira dikenli kabuk, ağzı açık bir şekilde yere düşer. Kapalı olanları da sopayla vurarak açarlar." Biz yürüyüşümüz boyunca ormandaki aşısız yabani kestaneleri topladık. Onların da dikenli kabukları çoğunlukla açılmıştı. Yabani kestaneler, köylülerin yetiştirdiği aşılı kestanelere göre daha küçük boyda oluyor. Ama lezzetleri aynı. Hatta ormanlık alanda toplanan bu kestaneler, özel olarak yetiştiriciliği yapılmadığı ve ilaç gibi kimyasallar kullanılmadığı için tamamen organik ürün olarak kabul ediliyor. Bunların yanı sıra zehirli at kestanesine dikkat etmek gerektiğini de ekleyelim. Bu türün kabuğu yine yeşil renkte ama dikenleri gördüklerimizden daha seyrek oluyor.

HÜZÜN MEYVESİ 
* Türkiye'de yılda ortalama 80-90 bin ton kestane üretiliyor. Bunun bir bölümü ihraç ediliyor. 
* Sonbaharda hasat edildiği için 'hüznün meyvesi' olarak anılıyor. 
* Eski zamanlardan beri beslenmede önemli bir yer tutmuş. Bu nedenle kestaneye halk arasında 'fakirin ekmeği' veya 'dağların ekmeği' deniyor. 
* Sodyum, potasyum, karbonhidrat, protein, çeşitli mineraller, B1, B2 ve C vitaminlerini içeriyor. Kestanenin doku yapısını oluşturan lifler, bağırsak hareketini düzenliyor. Çok düşük miktarlarda yağ içeren kestane, kalp ve damar hastalıklarının önlenmesinde de önemli rol üstleniyor. İçerdiği potasyum nedeniyle sinir sistemi ve kalp kaslarının çalışması üzerinde etkili olduğu belirtiliyor. Fosfor ve kalsiyum barındırdığı için kemik ve dişler için de faydalı.

SABAH GAZ.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum