Hüseyin Babatebriz: " Ateş ve Barut; Demokrası ve Totaliter sistemler"

Hüseyin Babatebriz: " Ateş ve Barut; Demokrası ve Totaliter sistemler"
08 Temmuz 2021 - 21:34

Türkiye İran arasında Atatürk ve Riza Şah zamanından kalan münasibetler o kadar iyi ve dostca tarsarlanmiş ki günmüze kadar uzanması inanılmaz bir şeydir. 43 sene önceye kadar bu yüce ilişkiler Ortadoğu bölgesine bir baraj gibi huzur ve barışı sağlanmıştır.
İran devrimi hikayesi ki sonra İslam devrimi ile adlandırıldı karanlık ve gizemli noktalarla dolu bir olay sayılır. Bu etkinlik ne sadece İran’a belki bütün Ortadoğu’ya günümüze kadar negative etkiler bırakmıştır.
Türkiye Cümhüriyeti olayın ilk gününden bu yaratılmış tuhaf devlete pozitif bakmamıştır ve her zaman bu olmsuz rejimele mesafesini korumakta olmuştur. Sadece rehmetli Sayın Erbakan döneminde İslami ortaklıklar bahanesiyle yeni ilişkileri canlandırmaya çalışmışlarını hatırlayabiliriz ki bu sureç Sayın Erdoğan döneminde hızla büyümüştür.

Yine hatırlamamız gerekir ki rahmetli eski Türkiye siyasetcileri hiç bir zaman İran’daki ideolojik İslam Cümhuriyetine güvenmemişler ve bu rejim ile sıcak ilişkilerden kaçınmış olmuşlar. Rahmetli Sayın Ecevit, Sayın Demirel ve Sayın Özal dediyimiz gibi hiç bir zaman İran İslam Cümhuriyeti adlandırılmış rejime niyet ve foksiyonunu onaylamadılar ve hep bu rejimle yakın ilişkilerden kaçındılar.
Sayın Erdoğan döneminde Türkiye’de yeni bir açılış söz konusu oldu ve komşularla yakın ve iyi ilişki kurma siyaseti Türkiye’nin gündeminde oturdu. Bu sıfır tansiyon teorisinin yaratıcısı Sayın Davutoğlu komşularla tansiyonları azaltmak niyetiyle bir sureç başlatmaya çalıştı ve her na kadar bu sureç ilk adımları başarlı algılıyorsa da, sonucu hiç höş olmayan bir tabelo orataya bırakıldı.
Bunu ifade etmekten kaçınmamalıyız ki bu yeni açılış çoğu siyasetciler ve akademisiyenler tarafından olumlu ve pozitif değerlendirildi zira bu açılışın amacı sadece ilişkileri onarmakla değil bir uygun model Ortadoğu’da oluşturmak maksadıyla tasarlanmıştı.

Bu teori her ne kadar idealist dışpolitika fikirlerde güzel ve höş görünse de, malesef gerçek uluslar arası arenada tam bir başarısızlık ve felaket miras bıraktı.
Aslında bir demokratik rejimin yada daha doğrusu hukuka saygı göstern bir devlet ( Türkiye gibi) bir totaliter rejim ile na kadar ortak bir zemin bulabilirdi ki istikrarlı ve etkilci münasibetler yaratabilsin?!!!
Hal bu ilişkiler İran İslam Cümhuriyeti ile olsun yah Beşar Esat Suriye’ si ile !!!!

Bu yazıyı uzatmayalım, hepimiz anladık ki demokratik bir yönetimin amaç ve hedefleri totaliter yönetimlerle bir çerçevede tutulaması imkansızdır ve uzun süre içinde barış ve iyi ve düzgün ilişkilerini
sürdüremezler.
Sayın Erdoğan’nın bu iki kadım ve tarihi ilişkilerini sıcak tutma çabasına saygı ve hürmetle yad ederek bu tavsiyeyi ediyoruz ki:

İki ülke arasındaki ilişkileri geride bıraktıkları mirasla( Sayın Atatürk ve Sayın Riza Şah) ne kadar istikrarlı tutmaya çalışsanız da, totaliter rejimlerin nihai ideolojik çelişkileri ve bencillikleri bu ilişkilerin temellerini sarsacaktır. Bu nedenle, Türk yetkililerin geçmişin dışpolitika mirasına dönerek( Sayın Demirel ve Sayın Ecevit dönemindeki İran İslam Cümhuriyeti izolasyion dışpolitikasına ) kendilerini İran’ın totaliter hükümetinden uzaklaştırmalarını ve ülkelerinin ve bölgenin atmosferini bu rejimlerin daha fazla zarar görmesinden korumalarını önermesini ricada bulunacağımızı ifade ediyoruz.

Hüseyin Babatebriz Tahran
KAFKASSAM
https://kafkassam.com/


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum