Göbeklitepe

Medeniyet tarihinin sıfır noktası: Göbeklitepe

Göbeklitepe
14 Ekim 2013 - 13:38
7 Ekim 2013 / ÜSAME ARI
“Birçok insan Taş Devri’ndeki insanların çok ilkel, pasaklı ve karmakarışık saçlarla avlanan topluluklar olduklarını düşünüyor. Aslında o zaman var olan, sanılandan çok farklı.

O insanlar, Şanlıurfa’ya 15 kilometre mesafedeki Göbeklitepe’de sanatsal mimari işler yapmayı başarmışlar. Ağırlıkları 40 ila 60 ton arasında değişen taş sütunları buraya getirerek kaideler üzerine mükemmel bir biçimde dikmişler.

Göbeklitepe geçmişle ilgili bütün varsayımları değiştiriyor. İnsanlık tarihi adına şimdiye kadar kabul edilen bütün doğruların aslında birer yanlış olduklarını ortaya koyuyor. Dünyanın insan eli ile inşa edilmiş en eski tapınaklarını barındıran Göbeklitepe, günümüzden tam 12 bin yıl önce inşa edilmiş. Yakınlarında insanların yaşadığına dair herhangi bir mimari yapı bulunmayan bu yerin dinî ritüeller gerçekleştirmek için yapıldığı tahmin ediliyor.

 Göbeklitepe üzerindeki yuvarlak şekilli yapılardan biri. Bugüne kadar bu yapılardan 6 tanesi gün yüzüne çıkarıldı. Toplam sayılarının 20 olduğu tahmin ediliyor. Ağırlıkları 40-60 ton arasında değişen taş sütunların buraya nasıl getirildiği ise bilinmiyor.

 Göbeklitepe’de halen Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müze Müdürlüğü’nün işbirliğiyle kazı çalışmaları devam ediyor. Kazı ekibinin başkanı Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt’in, 1994 yılında taşlarla kaplı bu tepeye ilk geldiğinde neyle karşılaşacağına dair hiçbir fikri yoktu. Ama burada yapılacak kazının çok önemli olacağı en başından belliydi. 1963 yılında burada kadim bir medeniyete ait çok değerli kalıntıların olduğu tespit edilmişti ama buradaki taşların modern mezarlara ait olabileceği düşünülmüştü. Buranın yapısı çok farklıydı. Bir yerleşim yeri olduğuna dair yakınlarda bir emare yoktu, dağın başındaki bu yerin daha farklı bir fonksiyonu olmalıydı. 1996 yılında üzerinde hayvan figürleri olan 4-5- metrelik büyük bir sütun bulundu.

 Boyları 5 metreye ulaşan dikilitaşların bazılarının üzerlerinde yılan, tilki, yaban domuzu, aslan ve kuşların oluşturduğu çeşitli hayvan tasvirleri bulunuyor. Kabartma olarak yapılmış kol ve ellerden dolayı, dikilitaşların insan figürleri olduğu, formlarının yapılarından dolayı başka bir boyutun varlıklarını temsil ettikleri öngörülüyor.

Dr. Klaus Schmidt, yeni keşiflerin, daha önce bilinenlerin üzerine bir şeyler ekleyeceğini ama genel fotoğrafı değiştirmeyeceğini söylüyor. İnsanlık tarihinde en heyecan verici zamanlardan birinin izlerinin burada olduğunu ifade eden Schmidt, sözlerini şöyle sürdürüyor: “O zaman, buralarda yaşayan insanlar inanılmaz şeyler yapmışlardı. Bu, tarihimize, beklenmeyen ama çok renkli bir bölüm ekledi. O zamanki günlük yaşam, sanılanın aksine epeyce karmaşıkmış, insanlar heykeller, tonlarca ağırlığında sütunlar yapıp bunları dikmek gibi konularda uzmanlaşmışlar. Bugüne kadar kabul edilen genel insanlık tarihindeki algılar, Göbeklitepe ile değişti.  Biz burayı keşfedene kadar buradaki bütün bu durum, buradaki sanat saklıydı. Burada gizlenmiş bazı semboller ve mesajlar da var. Bunlar belki başka birilerine gönderilen mesajlardı ama şimdiki zamanda yaşayan bizler için söylenen şeyler değillerdi.”

 Veysi Yıldız, Göbeklitepe’nin bulunduğu arazinin büyük  bölümünün sahibi olan ailenin bir ferdi.Yıldız, devlet tarafından kamulaştırılan eski arazisini koruyan ekibin başında yer alıyor.

Şu an Göbeklitepe’de yeni kalıntılar bulunmaya devam ediyor. Büyük bir alana yayılan bölgede daha yıllarca sürecek kazıları, Dr. Klaus Schmidt ve ekibi sürdürecek. Alanı daha heyecan verici bir yer hâline getirmek ve tarihî eserleri korumak içinse bulunan yapıların üzeri çelik bir çatı ile kapatılacak. Göbeklitepe’de olan biteni gökyüzünün altında görebilmek için kısa da olsa zamanınız var. Zira Klaus Schmidt, gelebilecek herkesin, sadece fotoğraflara bakmakla yetinmeyerek buraya gelmesini, burada olanları görerek tecrübe etmesini öneriyor.

 Kazı ekibi, yılın belirli bölümlerinde yoğun bir tempo ile çalışıyor. Sabah gün doğmadan başlayan kazılarda çıkarılan kum ve taş yığınları, elekten geçiriliyor.

AKSİYON DERGİSİ

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum