"Nemesis" hakkında.
"Nemesis" Harekatı, 1920-22'de "Taşnaksutyun" partisi tarafından gerçekleştirilen bir terör eylemidir. Operasyonun adı eski Yunan intikam tanrıçası "Nemezida"nın adından alınmıştır. Eylemin amacı, 1918'de Bakü'de "Ermeni soykırımı" ve Ermeni nüfusun "katliamını" örgütleyenlerden intikam almaktı. Ermeni sosyal ve siyasi figür Shaan Natali'nin girişimiyle Ekim 1919'da Erivan'da toplanan "Taşnaksutyun" partisinin 9. kongresinde harekatın uygulanmasına karar verildi.Soykırımla bağlantılı olduğu iddia edilen 650 kişinin listesi tutuluyor, 41'i "asıl suçlu" ilan ediliyor. Operasyonu yönetmek için özel bir organ oluşturuldu ve bu organ tüm operasyondan sorumluydu (kurumun başkanı Ermenistan Cumhuriyeti'nin ABD Büyükelçisi Armen Garo'ydu) ve özel bir fon da oluşturuldu ( Fonun başkanı Shaan Satchaklyan'dı). Shaan Natali ve Grigor Merdjanov, operasyonun operasyonel yönetimi ve mali desteği ile ilgilendiler.
Kendisini bir Türk öğrenci olarak tanımlayan Grach Papazyan, bilgi toplanmasında aktif rol almış, sürgünde yaşayan "genç Türkler" ile yakın ilişkiler kurabilmiştir. Cinayet işlemek için 3-5 kişilik bir grup oluşturulmuş, bu grup öldürülecek kişiyi takip etmekle meşguldü, daha sonra gruptan bir kişi cinayeti işlemiş, öldürmek istedikleri kişi korumalar tarafından korunuyorsa o zaman cinayet işleniyormuş. iki üç kişi cinayete gitti. Operasyonun iki ana organizasyon merkezi vardı. Bunlar "Chakatamart" (İstanbul) ve "Droshak" (Boston) gazetelerinin yazı işleri bürolarıydı.
"Nemesis" operasyonu sonucunda hem Osmanlı İmparatorluğu'nun hem de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin liderleri öldürüldü.
"Nemesis" operasyonuyla ilgili olarak Musavat.com'a konuşan Türk siyaset bilimci Hüsamettin İnaç , "Taşnaksütyun" partisinin sözde Ermeni soykırımı kullanarak ünlü olmak istediğini söyledi.
Siyaset bilimci, "Nemesis" operasyonunda hayatını kaybedenlerden birinin de eski İçişleri Bakanı ve Osmanlı Dini Lideri Talat Paşa olduğunu hatırlatan Cemal Azim, şunları kaydetti:
"Aynı zamanda Azerbaycan Parlamentosu eski Başkan Yardımcısı Hasan Bey Ağayev, Azerbaycan eski İçişleri Bakanı Behbud Khan Javanshir, "Özel Teşkilat" kurucusu Bahaddin Şakir de katıldı. Kurbanların çoğu Almanya'da yaşıyordu.
Berlin mahkemesi katilleri yakalasa da birçoğunu beraat ettirdi. Almanya, Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri "Taşnaksutyun" terör örgütünün arkasındadır. Teröristler, Avrupa'nın himayesinde oluşturulmuş bir örgütün üyeleridir. Bu bakımdan cezalandırılmadılar. Soykırım iddiasını gündeme getiren Batı, bu iddiayı kendisini temize çıkarmak için kullanmaya çalışıyor. Avrupa, özellikle 1800'lerden bu yana - dünya liderliğini ele geçirdikten sonra - ciddi anlamda soykırımlar işleyen bir yapıdır. "Avrupalılar soykırım yaptıysa Türkler de soykırım yaptı" imajını yaratmak istiyorlar. Bu anlamda Batı, Türkiye'nin sesini duymak istemiyor.
Türkiye'de "Kürt sorunu"nun bayrağını taşıyan PKK'nın da bir Ermeni örgütü olduğunu biliyoruz. PKK, Suriye'nin kuzeyinde binlerce tır dolusu silah ve Savunma Bakanlığı'nın yüzbinlerce dolarlık yardımı ile güçleniyor. Kuzey Suriye'de bir Kürt devleti kurmak istiyorlar. Bir diğer Ermeni terör örgütü olan ASALA da Avrupa'da çok sayıda Türk diplomatı öldürmüş ve Avrupa tarafından da korunmuştur. Amaçları, Türkiye'yi Avrupa ve Amerika'nın çıkarlarına uygun bir politika izlemeye zorlamak."
Siyaset bilimci, Amerikalı tarihçi Justin McCarthy'nin sözde Ermeni soykırımını teşhir ettiğini vurguladı:
Ancak 'Nemesis' operasyonunu gerçekleştirenler cezalandırılmadı, aksine ödüllendirildi. "Taşnaksütyun" şu anda faaliyetlerini ASALA ve PKK üzerinden sürdürüyor. PKK'nın siyasi kolu HDP, TBMM'yi ele geçirmeye çalışıyor ve Batı onlara bu yönde büyük destek veriyor.
Avrupa Ermenistan'a uzanıyor. Ermenistan yalnız bırakılırsa Karabağ konusunda anlaşmaya varabilir. Özellikle Fransa ve ABD, Ermenistan ile Azerbaycan arasında bir anlaşma istemiyor. Zangezur koridorunun açılmasını engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Rusya da Ermenistan'ın yanındadır."
Azerbaycan'daki Türk büyükelçiliği eski askeri ataşesi emekli Tümgeneral Yücel Karauz, "Nemesis" operasyonunun Türklerle işbirliği yapmakla suçlanan Türkler, Azeriler ve Ermenilere yönelik bir terör eylemi olduğunu kaydetti.
General, suikastı gerçekleştirenlerden hiçbirinin adalet mahkemesi önünde yanıt vermediğini hatırlattı :
"Azerbaycan'ın eski İçişleri Bakanı Behbud Khan Javanshir'i öldüren terörist gözaltına alındı, ancak ailesini kaybetmesi nedeniyle psikolojik rahatsızlık yaşadığı bahanesiyle serbest bırakıldı. Çifte standart uygulayan devletler, teröristleri tutuklamak istemedi. Dünya 1920-1922'de yapılan kumpasların adını bile anmak istemiyor. Dün ABD başkanı Joe Biden saçma sapan açıklamalarda bulundu. Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Ermenilerin iki katı kadar soykırıma maruz kaldığını belirtti. Bu nedenle ABD'den ve Batı'dan adalet beklemek son derece yanlıştır. Osmanlı İmparatorluğu topraklarında, Güney Kafkasya'da Türklere ve Azerilere karşı yapılan soykırımlar görmezden geliniyor. Hocalı gibi soykırım, dünyanın sadece 50 ülkesi tarafından tanındı. Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in de dediği gibi diasporalarımızın ortak faaliyeti önemlidir.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, "Türkiye ile barışmak istiyoruz, dost olmak istiyoruz" derken, bir yandan da kin ve intikam dolu "Nemesis" operasyonuna katılanları destekliyor. Bu, Paşinyan ve Ermenistan'ın barış istemediğinin bir göstergesidir."
Ayten Nevruz
Musavat.com
FACEBOOK YORUMLAR