Edebiyat mekandan taşar

Mekandan Taşan Edebiyat adlı çalışmasında Turgay Anar okuyucuyu 19. yüzyıldan başlayarak kıyıda köşede kalmış, gözlerden uzak yapılan edebî sohbetlere davet ediyor. Bizi, edebiyatın arka bahçesinde konuşulan, satırlara girmemiş hâtıralara ortak ediyor.

Edebiyat mekandan taşar
29 Aralık 2012 - 22:02

 

Öteden beri ülkemizde akademik camianın verimliliği ve üniversitelerimizin dünyadaki emsallerine göre üretkenliği tartışılagelmiştir. Dünyanın ilk 500 üniversitesi arasına giremeyen ülkemizin adı sanı bilinen üniversiteleri gazetelerde çoğu zaman "…sınıfta kaldı!" haberleriyle manşetten verilir. Bir taraftan dünyanın en zengin kütüphanelerine sahip olmanın verdiği haklı gururu yaşarken, diğer taraftan ilmî üretkenliğimizin kısırlığı yürek yaralarımızın başında geliyor. Akademik kimliğinin ve ihtisas alanının hakkını sonuna kadar üretkenliğiyle veren çok kıymetli akademisyenlerimiz de yok değil. Fakat genel bir çerçeve çizildiğinde durum pek iç açıcı görünmüyor.

Yukarıdaki satırları yazmama vesile olan sebep, yine doktora çalışmasının ve akademik unvanın hakkını sonuna kadar veren bir çalışmanın raflarda yerini almış olması. Yeni Türk Edebiyatı dalında büyük bir boşluğu dolduracak, belki de bu sahada benzeri bir çalışmaya ihtiyaç bırakmayacak kadar kıymetli olan bu çalışma, Kapı Yayınlarından çıkan Turgay Anar'ın Mekândan Taşan Edebiyat serlevhalı kitabı. Alt başlığı Yeni Türk Edebiyatında Edebiyat Mahfilleri. Danışmanlığını Prof. M. Fatih Andı'nın yaptığı bir doktora çalışmasının kitaplaşmış hali.19. yüzyıldan başlayarak yakın tarihe kadar kıyıda köşede kalmış, gözlerden uzak yapılan edebî sohbetlere davet ediyor bizi Turgay Anar. Edebiyatın arka bahçesinde konuşulan konulara, satırlara girmemiş hâtıralara ortak ediyor. Adetâ edebiyat ikliminde solumak isteyenleri, bir eski zaman diliminde edebî yolculuğa çıkarıyor. Hayatları, yazdıklarının gölgesinde kalan edebiyatçıları bir başka pencereden izlememize imkân tanıyor Mekândan Taşan Edebiyat.

Sabrın tatlı meyvası

Eserin birinci bölümünde "Günümüzdeki Anlam ve Kullanımlarına Göre Kanon Kavramı"nı irdeleyen Anar, "Edebiyat Kanonları" üzerinden "Edebiyat Mahfillerinin Kanon Üzerindeki Etkisini" tahlil etmiş. Bu bölümde Sanat/kâr hâmiliği (Patronaj) meselesine de değinen Anar, Avrupa'daki örneklerinden yola çıkarak bizdeki izdüşümüne ışık tutuyor. Turgay Anar, "Patronaj" konusunda saraya ve devlet ricaline yanaşmak ve onların himayesine girmek isteyenlerin "Para, mal, mevki" olarak üç şekilde desteklendiğine dikkat çekiyor. Osmanlı Devletinde edebiyat alanındaki himaye sistemini kurumsallaştıran kişinin Fatih Sultan Mehmet olduğunu belirttikten sonra şu ilginç istatistiği bizlere sunuyor: İstanbul'da Fatih'in hizmetinde 185 şâir bulunmakta ve bunlardan 30'u da şâir ulûfesi almaktaydı…

Bizdeki ilk örneklerini "Salon Edebiyatı" , "Encümen / Encümen-i Şuâralar" şeklinde gördüğümüz edebî mahfiller, Anar'a göre "edebiyat hafızasının mekânı" olarak nitelendirilebilir. "Bu bakımdan mahfilin edebiyat hafızasının mekânı olması, onun da edebiyat hafızasında başrole alınmasını gerektirir." tespitini yapan Anar, mahfili tarifini şöyle yapıyor: Edebiyatçıların toplanıp bazen mutabakata vardığı bazen de tartışılan konulara önemli şerhler koydukları bir "edebî hafızanın merkezi" . Encümenler ile mahfil kavramı arasındaki nüansa da dikkat çeken Anar, mahfil kavramının tanımlanmasındaki muğlaklığa ve yazımındaki farklılığa da ayrıca bir şerh düşüyor.

Mahfil kavramı doyuruyor

Mahfil kavramının değişik mekânlardaki toplantıları şahıs-zaman ve mekân üçgeninde ifade etmesi, kavramın hacmini genişlettiği gibi sınırlı bir tanıma da imkân bırakmıyor. O yüzden Turgay Anar'ın mahfil kavramındaki çeşitliğe rağmen, ortaya koyduğu tanım doyurucu. "Kanon" kavramı ise Avrupa'daki örnekleri düşünüldüğünde tartışmaya açık bir mesele gibi görünüyor… Turgay Anar'ın çalışması, bu ve benzeri edebî kavramları, güncellemek ve Türk edebiyatına uygun olan tarifini ortaya koymak için iyi bir fırsat aynı zamanda.

Eserin ikinci bölümü, İstanbul'daki "Tanzimat'tan Günümüze Kadar Edebiyat Mahfilleri"ne ayrılmış. Paşa ve beylerin köşk, konak ve yalılarından edebiyat meraklıları, sanatçı ve yazarların evlerine varıncaya kadar her mahfil bu bölümde okuyucuya kapısını açıyor. Gerisi, bu kapıdan adımını atarak doyumsuz bir edebiyat sohbetine ortak olmakta. Aklınıza gelecek her edebiyatçı, sanatkâr ve yazar bu sohbette var. Kimler mi? Tevfik Fikret'in şiyan'ında Boğaziçi manzarasında bir sohbete ortak olacağınız gibi İbnülemin Mahmut Kemal İnal'ın Dârülkemâl'inde yakası açılmamış nükteleri duyabilirsiniz. Kahve, kıraathane ve çay bahçeleri de unutulmamış elbette. Üsküdar Çiçekçi Kahvesi'nde bir tatlı huzur alarak, Küllük Kahvesi'ndeki hararetli konulara kulak verebilirsiniz… Pastaneler, bar-meyhane, lokanta ve restoranlar, oteller, edebiyat dergileri çevresindeki birliktelikler ve dergi idare yerleri, kitabevleri ve sanat galerisi. Her biri geçit resmi yaparcasına hafızanızın bir köşesinde iz bırakıyor. Bu mahfillerde kimlerin, hangi günler toplandığını, dahası neleri konuştuklarını varıncaya kadar bütün detayların haritası var. Hafızanız bir bilgi şelâlesinin altında sürekli ıslanıyor, siz yorulsanız da o akmaya devam ediyor. Kısacası, bu kıymetli ve hacimli eseri, sindire sindire okumaktan, tadına vara vara mütâlaa etmekten başka çareniz yok aslında.

Eserin üçüncü bölümü, haklarında ayrıntılı bilgiler bulunmayan diğer edebiyat ortamlarına, yani paşa ve beylerin köşk, konak ve yalıları ile edebiyat meraklıları, sanatçı ve yazarların evlerine ayrılmış. Bu bölüm de başlı başına bir derya. Beykoz'daki Ahmet Midhat Efendi'nin yalısından, Heybeliada'daki Abbas Halim Paşa'nın Selamlık Köşkü'ne; Ömer Seyfeddin'in evinden Melek-Celâl Sofu'nun Köşküne; rif'in Kıraathanesinden Hacı Bekir Pastanesine; Vezir Hanı Meyhanesi'nden Abdullah Efendi Lokantasına; Çiçek Pasajından Çorlulu Ali Paşa Medresesine, hatta dönemin edebiyatçılarının buluştuğu mahfil niteliği kazanmamış mekânlara varıncaya kadar her okuyucunun zevkine hitap edecek mahfiller mevcut.

Okumakla bitmeyecek bu kitap, anlatılmakla da bitmiyor. İyisi mi siz kendinize yapmadığınız bir iyiliği yapın ve Turgay Anar'ın kılavuzluğunda edebiyat mahfillerine tatlı ve huzurlu yolculuğa çıkın.

Mekandan Taşan Edebiyat

Turgay Anar

Kapı Yayınları

2012

672 sayfa

yenişafak

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum