"Dünyada son trend, yeniden köye dönüş"

Şehirlerde yaşamanın ekonomik ve toplumsal olarak zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Afrika ve Latin Amerika’nın büyük şehirlerinde yoksulluk ve işsizlik insanları çok zor duruma sokuyor. Pek çok yerde “yeniden köylüleşme” diye adlandırılan bir kırsala dönme olgusu söz konusu. İnsanların köye dönmeye başladığını belirten Çağlar Keyder’e göre eğer barış sağlanabilirse Türkiye’nin doğusunda da köye dönüşler yaşanabilir.

"Dünyada son trend, yeniden köye dönüş"
19 Mayıs 2013 - 17:16

Dünya modernleşmenin zirvesini yaşarken şehirler artık gökdelenlerle doluyor. İnsanlar doğallıktan uzaklaşırken sokaklarda sıkışıp kalıyor. Köyden şehre göç eden insanlar varoşlarda çok zor şartlarda yaşamaya zorlanıyor. Bu gidişat modern dönemin köyden kente göç dalgasını tersine çevireceğe benziyor. Bu duruma vurgu yapanların başında ise "Bildiğimiz Tarımın Sonu" kitabının yazarı Prof. Çağlar Keyder geliyor. Türkiye'nin sayılı ekonomi tarihçilerinden olan Keyder, kapitalizmin merkezi olan Amerika'nın göbeğinde tarım arazileri oluşturulduğunu ve insanların artık köylere dönüş içerisinde olduğunu belirtiyor. 

*Günümüzde köylerdeki değişimden çok şehri tartıştığımız fikrine katılıyor musunuz? 
1970-80'lere kadar Türkiye üzerine makro sosyolojik incelemeler köyden başlıyordu, yani hangi köyler göç veriyor, hangileri toptan çözülüyor, hangileri ise piyasaya ayak uydurup nüfus kaybetmiyor türü sorular soruluyordu. 1980'ler sonrası kamera kentlere çevrildi; sosyal bilimlerde kültürel konular ve kimlik sorunları ön plana çıktı. Son zamanlarda kırsal toplumu ve tarımı Türkiye'nin genel bağlamında inceleyen pek az çalışma var.

*Ancak siz kitabınızda şehirde olup biteni anlamak için köydeki değişimi görmek gerek diyorsunuz?
Gayet tabii. Kapitalizmin tarihi köylünün toprak üzerindeki haklarını kaybedip işçileşmesiyle başlar. Türkiye'de köylünün topraktan zorla çıkarılması gibi bir süreç yaşanmadı; ama köylüler yeterli geliri elde edemedikleri için kentlere göç ettiler ve ücretli emek olarak çalışmaya başladılar. Kitapta incelenen konulardan biri kente gelen köylülerin kırsalla bağlarını tamamen yitirmemeleri... Özellikle son 20 yılda, ülkenin sahil kesimlerinde, köylerde yaşama eğilimi artıyor. Bu yörelerde köylüler yeni tür tarımsal üretim yaparken bir yandan da tarım dışı faaliyetlerde ücretli olarak çalışıyorlar.

*Siz Türkiye'de feodalite olmadığını söylüyorsunuz fakat Türkiye'nin doğusundaki ağalık sistemini feodalite olarak görenler var…
Savunduğumuz tez köylünün toprağı terk etmek zorunda kalmadığı ve her zaman geri dönecek bir toprağı olduğu. Yani aile işletmesi ve küçük köylülük hakim mülkiyet tarzı. Mesela; son altı-yedi yılda toplam tarım istihdamı yüzde 25 kadar attı. Yani eskiden kente göçmüş insanlar köye geri döndüler. Bu insanlar kendi tarla, bahçe ya da seralarında çalışıyorlar. Toprakları olmasaydı geri dönemezlerdi. Eğer barış sağlanabilirse Türkiye'nin doğusunda da köye dönüşler yaşanabilir. Zaten artık büyük tarım arazileri dışında dünyada entansif yöntemlerle tarım da gündemde. Bu tür uygulamalarda küçük topraklarda dünya pazarına yönelik üretim yapma imkanı var. Seralar, bal ve peynir üretimleri buna örnek olarak gösterilebilir.

 

"Şehirde yaşamak zorlaştı"
 

* "Köylülüğün sonu" kavramıyla neyi anlatmak istiyorsunuz?
Köylülüğün sonu demek artık kırsalda yaşayan herkesin her aşamada piyasa güdümünde çalışması, ihtiyacını pazardan karşılaması ve pazara yönelik meta üretmesidir. Türkiye'de 20 yıl öncesine kadar köylü bulmak mümkündü. Çünkü bu insanlar köy geleneksel yapısı içerisinde kendi geçimliklerine yönelik üretim yapıyorlardı. Bu kesim çok marjinal kaldı.

*"Köye geri dönme" eğilimi olduğunu söylediniz, bu kapitalizme karşı bir hareket mi?
Şehirlerde yaşamanın ekonomik ve toplumsal olarak zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Afrika ve Latin Amerika'nın büyük şehirlerinde yoksulluk ve işsizlik insanları çok zor duruma sokuyor.

Bu coğrafyalarda "yeniden köylüleşme" diye adlandırılan bir kırsala dönme olgusu var. Aynı şekilde büyük ekonomik kriz yaşanan Yunanistan'da, İspanya'da kentlerde işsizlik ve aç kalan insanlar bıraktıkları topraklara geri dönüp tarımdan medet umuyorlar; sanayi istihdamının tamamen bittiği Amerika'da Detroit şehrinde, kent merkezinde yeni tarım işletmeleri açılıyor. Ayrıca, Türkiye'de de görünen bir butik çiftlik akımı var. İnsanlar pazarın üst kesimlerindeki talebe yönelik özel (organik, doğal veya yüksek kaliteli) üretim yapmak için kırsala taşınıyorlar. Kendi topraklarında kendi işlerini yapmak insanlara daha cazip geliyor. Bu da kapitalizmin güvensizliğine karşı savunma veya direnme olarak görmek mümkün.

HASAN HÜSEYİN KEMAL
[email protected]

aktüel.com.tr


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum