Dört kırmızı, yedi beyaz...

İnsanın hikâyesi her yerde aynıdır aynı olmasına lakin bir de dil var, coğrafya var, inançlar ve kültürel katmanlar var. Genceli Nizamî’nin Heft Peyker’i tam da bu katmanlar arasından süzüle süzüle doğup büyümüştür.

Dört kırmızı, yedi beyaz...
11 Mayıs 2013 - 17:32

Doğu bu. Neyi ne ile yan yana getireceği hangi hayali hangi kırbaçla terbiye edeceği hiç belli olmaz. Ömründe bir kez olsun cinlerin düğünüyle karşılaşan kişi, ister bir metro istasyonunda saatin ters rüzgârını yüzünde duysun isterse saklı bir bahçede mahrem bir sırrını toprağa gömsün, Doğu’nun arketipi yeşerecektir hemen bir sokak sonra bir sonraki istasyonda. İnsanın hikâyesi her yerde aynıdır aynı olmasına lakin bir de dil var, coğrafya var, inançlar ve kültürel katmanlar var. Genceli Nizamî’nin –ki özellikle Azeriler için adeta kutsal bir kişiliktir- Heft Peyker’i tam da bu katmanlar arasından süzüle süzüle doğup büyümüştür. Vaktiyle Mehmet Emin Yümni’nin Farsçadan dilimize çevirdiği eser Aytekin Yıldız’ın güncellenmiş dil zevki ve Büyüyen Ay Yayınları’nın yayıncı titizliğiyle okura sunulmuş durumda.

Böylesi eserlerin çağlarından koparılıp asıl bugünün bağlamları içinde okunmasından yanayım. Metnin tarihselliği elbette önemli fakat bir metni asıl değerli kılan şey, o metnin bugünün kişisine de seslenebilecek bir öze ve akışa sahip olmasıdır. Bugünün okuru kendi zamanından yola çıkarak o metnin hem zevkine tam varabilir hem de çıkıp geldiği kültür katmanları ile temas kurabilir. Kültür de hiçbir şey tesadüfi olmadığı gibi kaynaksız da değildir. Esası bir mesnevi olan bu eser Yedi Güzel, Yedi Yıldız Behram-name gibi adlarla da anılır. Kültürel ve tarihi coğrafyası İran olmakla beraber göndermeleri ve kaynaklarıyla daha kompleks bir yapıyı barındırır.

Doğu’nun okuna gelmiş ve unutulmamış eserlerinde tıpkı Batı’da olduğu gibi esaslı bir kurgu vardır.Kurgunun bir amaç olarak değil yöntem olarak kendiliğinden ortaya çıktığı bu metinler, adeta o vakitlerden insan varlığının ruhu kadar psikolojik yapısını çözmüş gibidir. Anlatıcı-yazıcı, anlatımın gerilimini nerede yoğunlaştırıp nerede gevşeteceğini önsel ve yetkin bir hamleyle işletmektedir. Dille kurulan görsel atmosfer, anlatım atılımlarıyla okuru başarıyla içine çeker ve enteresan bir etki dünyası oluşturur. Dünün konularının hızla bugüne çekilebilmesi aynı zamanda bu eserlerin, ölüm, hayal gücü, aşk, cinsellik, entrika, suç, suçluluk, iktidar, varlık-yokluk, bilgi, macera, uzaklılar gibi daha nice kadim konuları neredeyse özgür ve sansürsüz dile getirmesine de bağlıdır.

Cumartesi- Siyah, Pazar- Sarı, Pazartesi-Yeşil, Salı- Kırmızı, Çarşamba- Mavi, Perşembe – Sandalağacı rengi, Cuma- Beyaz renkle irtibatlandırılır. Genceli Nizamî, haftanın her bir gününe bir renk ve bir hikâye yerleştirir. Bir tür, yaratılış mitolojisidir bu. Yedi kelimesinin kökenine gittiğimizde bulacağımız teolojik ve felsefi karşılıklar, İran ve İslam kültürünün kodlarıyla da örülür. Esasta amaç insana öykü yoluyla öğüt vermektir. Fakat öğüt adeta bir tür edebiyat pedagojisinin içinden geçirilerek aktarılır. Kişi eğer dünyada rahat etmek istiyorsa her şeyden önce şu fani dünyanın ayak bağlarından kurtulmalı, ruhsal yüceliğin peşine düşmelidir. Yarım bakış attıklarında gözleri bademlere benzeyen güzeller bile onun aklını çelmemelidir. Böyle der böyle sezdirir lakin öylesine çıplak ve gönül okşayıcı şekilde anlatılır ki tüm bunlar okur birden rüya-gerçek yanılsaması içinde gider gelir.

Nar, portakal, limon, incir ve daha nice meyveler ve yemişler, koca dağlar, dehşet ve karanlık mağaralar, meleklerden daha güzel körpe kızlar, türlü türlü yırtıcı kuşlar, insan denilen varlığın her sese ve kılığa bürünmüş bin bir hali, hayret, rüya, yürürken insanın kendi gölgesinden korkması, at suretine bürünmüş ejderhalar, hayır ve şer namındaki iki kişi, hasılı çetelesini tutsanız bir hayal dükkânı açmaya yetecek kadar eşya ve şekil göz kırpar bu metinlerde. Heft Peyker’i okurken, Kieslowski’yi, üç rengi ve Julliet Binoche’un Mavi’deki o unutulmaz yüzünü de hatırladım. Belki birisi çıkar bu yedi renkten yola çıkarak harika bir film de çeker. Kim bilir? Her bir renk bir yüz çünkü.

HEFT PEYKER
Yedi Suret, Genceli Nizamî,
Büyüyen Ay Yayınları, 2013,
600 sayfa, 28 TL.

radikal kitap


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum