Darbelerin gölgesinde bir hayat

FEHMİ UR 4 Nisan 2014, Cuma 1960 darbesinde çocukluğunu yaşayan, 28 Şubat postmodern darbesinde de öğretmenlik yapan Osman Nuri Süzen’in kaleme aldığı ‘Her Mevsim Kış’ kitabı, darbe günlerini anlatıyor. Bir de tercih ettikleri hayat tarzı yüzünden yaşamı zindana dönenlerin hikâyesini..

Darbelerin gölgesinde bir hayat
18 Nisan 2014 - 11:05

Son elli yıllık darbeler tarihine bakıldığında en net ve kararlı uygulamaların yasaklarda olduğu görülüyor. Yasaklar, insanımızın sadece eline ve ayağına değil, zihinlerine de prangalar vurmuş. Her darbe iktidara gelirken ‘uyulması gereken mecburi kurallar serlevhası’ hazırlamış. Hatta nasıl inanılması, düşünülmesi ve giyinilmesi gerektiğini kontrol altına almaya çalışmış. Yitik Hazine Yayınları’ndan çıkan ‘Her Mevsim Kış’ adlı kitapta Osman Nuri Süzen, tanklı tanksız darbelerin gölgesinde geçen senelerde okuyucularını bir yolculuğa çağırıyor, eğitimin bir manasının da demokrasi olduğunu hatırlatmak için…

 “27 Şubat 1997’de kırk üç yaşındaydım ve o yıl dördüncü darbenin içinden geçiyordum. Bir ülke düşününüz ki, kırklı yaşlarda bir insan dört darbeye şahitlik ediyor. İşte ben böyle bir nesilden geliyorum. 27 Mayıs’ı çocuk, 12 Mart’ı öğrenci, 12 Eylül ve 28 Şubat’ı öğretmen ve yönetici olarak yaşadım. Eğer Kanuni devrinde yaşasaydım, kırk altı yıl tek bir devlet başkanı görecek ve darbe ile kesintiye uğramış bir hayatım olmayacaktı. Fatih’in İstanbul’unda ya bir ilim mahfilinde veya fetih hazırlığı içinde olacaktım. Son elli yıl içinde her üç yıla bir hükümet, her on yıla bir darbe veya müdahale düşmektedir. Bu durum ülkemizde hayatın her alanına tesir ettiği gibi eğitim camiasını da derinden etkilemiştir. Öğretmenler ve haliyle okullar, her darbede biraz daha hırpalanmış, haliyle zihinler bulanmış, üretkenliği ve zindeliğini kaybetmiştir…” Bu sözler, hikâyenin sahibine ait. Yaşanan olay, darbe zamanlarında cereyan ediyor. Yazar, bildiğimiz hikâyeleri anlatırken, kendi başından geçen olayları da bir bir sıralıyor. Bu anlamda yaşanan olaylarda fantezilere yer vermediğini söylemek mümkün.

80’lerde ‘muallim’lik

Sokaklarda silah seslerinin, vuruşmaların, bağrışmaların, sloganların, ev kovalamaların at başı gittiği bir zamandı 12 Eylül 1980. O günler Osman Nuri Süzen’in de gençliğinin en zirve anlarına denk geliyor. Öğretmenlik, tarihin her anında, eğitime ruh üfleyen, aşiretleri millet yapan, medeniyetlere rengini ve ömrünü veren kutsal bir meslekti. Yazara göre, öğretmenler isterlerse çörek toprakları yeşertir, ham fidanları aşılı meyvelere dönüştürürken ümrandan uygarlığa uzanan yolun da rehberi olur. Her evde bir yad-ı cemil bırakarak, tuğlalar arasında harç görevi yaparlar. Ancak milletin ortak vicdanı olması gereken bu kutsal makam, ülkede yaşanan sivil ve askeri darbeler sonucu zoraki bir dönüştürme aracı olarak kullanılmış. Yazar da bu durumu şöyle özetliyor: “Okullar bu dönüşümün kışlaları gibi görülmüş, öğrenciler sadece verilenleri almaya namzet, alternatif düşünce ve inançlara kapalı; öğretmenler, mevzii sınırlar içinde önlerine konan ideolojinin müsaade ettiği kadar hareket eden araçlar haline getirildi.”

Peki meslek hayatı  1980’li yıllara denk gelen öğretmenlerin içinde bulunduğu şartlar ne durumdaydı? Bu durumu şöyle açıklıyor Süzen: “Seksenli yıllarda vazife başında olan öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu, yetmişli yıllarda öğretmenlik yaparken ağır şartlardan geçmiş, geçerken de şu veya bu şekilde yara bere almış eğitimcilerdir. Çokları darbe öncesi içinde bulunduğu veya içine düşürüldüğü olayların tesirini atlatamamıştı.” Hal böyle olunca öğretmenler, öğrencilere fikirlerini yoğun olarak yansıtmış. Derslerde, çoğu öğretmen ideolojik konulara giriyormuş. Yazara göre bunun sebebi, yeni öğretmen olanların  kendi branşlarıyla ilgili çok yetersiz eğitim almaları.

‘28 Şubat: Dostların vefasızlığı’

Osman Nuri Süzen’e göre, 28 Şubat’ı diğer darbelerden ayıran en önemli özellik ise tek gerekçesinin ‘irtica’ olması. Yazar, darbeci zihniyetin o dönemdeki ruh dünyasını şöyle anlatıyor: “Kur’an-ı Kerim’e inandığını iddia edenler, yüce kitabın öğretimini yasaklayarak nasıl bir ruh haleti içinde olduklarını gösteriyorlar aslında.”

zaman gaz. kitap eki.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum