CEHALETİN ODAĞINDA DEPREM TARTIŞMALARI - Prof. Dr. Nurullah Çetin

CEHALETİN ODAĞINDA DEPREM TARTIŞMALARI - Prof. Dr. Nurullah Çetin
01 Kasım 2020 - 01:13
CEHALETİN ODAĞINDA DEPREM TARTIŞMALARI

İzmir depreminde vefat edenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa, halen mahsur kalanlara sağ salim kurtuluş temenni ediyorum.

Her deprem zamanında deprem üzerinden cahil ve kötü niyetlilerin ortaya attıkları birtakım herzeler var. Güya dindarlık adına kimisi, insanların zina yapıp içki içtikleri için depremin Allah tarafından verilen bir ceza olduğunu söylüyor, kimisi de İslam düşmanlığı adına, Allah merhametli ve iyi birisi ise neden insanları depremle cezalandırarak kötülük yapıyor diyor. Her iki yaklaşım da yanlış ve gerçek dışı.

Zina yapanların ve içki içenlerin cezası bu dünyada başka bazı şekillerde olabilirse de asıl öbür dünyada, ahirette verilecektir. Benim çocukluğumda Gediz depremi oldu. O zaman Gedizliler dindar idiler, hiç de zinayla, içkiyle işleri yoktu. Ya da varsa bile çok çok azdı. Ayrıca dünyanın birçok ülkesinde bizden daha fazla zina yapan ve içki içen insanların olduğu yerde onları cezalandırmak için depremin niye olmadığını da sorabiliriz.

Deprem, Allah’ın günahkâr kullarını cezalandırması değil, bütün kullarına bir rahmetidir. Zira enerji ve gazların çıkışından tutun da akarsuların, denizlerin, göllerin, sıcak suların oluşumuna, balıkların beslenmesine ve madenlere kadar birçok alanda dünyada hayatın canlı, bereketli, hareketli, üretken, yenilenen ve tazelenen bir biçimde devamı sebeplerinden biri depremdir. Deprem olmasa hayat durur ve söner.

Yer kabuğu hareketliliğinin doğal bir sonucu olan deprem, bazılarının tabiat kanunu, bizim ise sünnetullah dediğimiz dünyayla ilgili genel, ilahi bir kanundur ve dünyanın sağlıklı biçimde işleyebilmesi ve devamı için gerekli olan olaydır. Dünyanın işleyiş sisteminin bir parçasıdır. Yani depremler, bizi öldürmek için değil yaşatmak içindir.

Depremde ölmek istemiyorsak buna karşı alınması gereken her türlü bilimsel, teknolojik, yasal, idari tedbirleri önceden almak zorundayız. Almıyorsak o zaman suç Allah’ın değil bizimdir. Bu durumda kötülüğün kaynağı Allah değil, insandır. Allah’ın koyduğu jeolojik tabiat kanunlarına uymayan, karşı gelen insan depremde olumsuz bir durumla karşılaşınca, zarar görünce kendi kendisine kötülük yapıyor demektir. Deprem altında kalan masum insanlara kötülüğü yapan Allah değil, hırsız müteahhitlerdir.

Bizi öldüren deprem değil; akılsızlığımız, tedbirsizliğimiz, açgözlülüğümüz ve bina malzemesinden yaptığımız hırsızlıktır. Aklınızı kullanın, bilime önem verin, hırsızlık yapmayın, işinizi sağlam yapın, dürüst olun diyen Allah, depremin suçlusu olamaz. Suçlu, depreme dayanıklı sağlam bina yapmayanlardır.

Prof. Dr. Nurullah Çetin

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum