BUGÜN CUMA: Ergül Altaş yazdı

Cuma, müminin bayramıdır. Haktan kullarına yaldızlı bir hediye, gök kapılarını açan sihirli anahtar.

BUGÜN CUMA: Ergül Altaş yazdı
27 Şubat 2018 - 18:53 - Güncelleme: 27 Şubat 2018 - 18:56

BUGÜN CUMA

Cuma, müminin bayramıdır. Haktan kullarına yaldızlı bir hediye, gök kapılarını açan sihirli anahtar.

Cuma dünyanın hay huyunu elinin tersiyle bir kenara itivermektir. Kekik ve yarpuz kokulu bir pınara eğilip kana kana su içmektir. Tazelenmektir. Kuş olup kanatlanmak, yolda olduğunu bilmektir. Menzile, maverayı koymaktır.

Perşembe akşamı – hattı zatında Cuma akşamıdır o- okunan salayla düşer gönüllere ötelerin müjdesi. Kalp gözü açık olan görür. Bu akşamda, bu gecede bir fevkaladelik vardır. Baykuşun ötüşü, kedinin miyavlaması niyaz makamındadır. Hû diyelim erenler Hû! Kendini bilen yerinde durmaz, kalkar namaza durur. Boş çevrilmeyen kapıya varır, el açar, iğneden ipliğe ne isteyecekse ondan ister, şükreder. Eline azdan az, çoktan çok bir şeyler alıp balkona, sokağa çıkar. İmanın şükrü salih amel, dilin şükrü dua, nimetin şükrü vermektir.

Besmeleyle yastığa konulan baş huzurla dalar uykuya. Seçilmez hakikatle rüya bir birinden. Abdestle dünya düşer yakamızdan. Bayramlıklarımızı giyer,  besmeleyle çıkarız yola. İki dirhem bir çekirdek varılır bayram yerine. Bayram yerinde ölçülü bir neşe, uhrevi bir hava. Asırlık çınarlarda rüzgâr ve kuşlar, şadırvanda su sesi. Çocuklar babalarının, dedelerinin yanıbaşına diz kırmış. Gönülde huzur, dilde dua; kulaklar ezanda. Alınlarda secde özlemi. Dört iklim yedi bucağı dolaşır kuş gibi çıkarız sabaha. Karanlıktan aydınlığa çıkarana hamdolsun.

İşin başına oturunca unuturuz kendimizi de öteleri de. Sanki dünyaya kazık çakacağız. Yer yarılmayacak, gök çökmeyecek. Ebediyen sürecek bu saltanat. Oysa ezelden biliriz “Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir.”

Öğleye doğru okunan salayla tekrar silkiniriz. Allah azze ve celle. Elimizdeki işi bitirme telaşına düşeriz. Yarım bırakmayı sevmiyoruz ya hani hiçbir işi!Hâlbuki Yaradan’a kulak verip akletsek gün gibi göreceğiz vakti saati geldiğinde herşeyi yüz üstü bırakıp gideceğimizi. Yarım kalacak cümle işler. “Cuma için ezan okunduğunda alış verişi bırakın” buyuruyor Yaradan. Biz hala oyalanırız. Farzına yetişiriz nasıl olsa.

Neden sonra kendimize gelip koşar gibi çıkarız yola. İbadete koşar gibi değildir bu gidiş. O dinginlikten, ahenkten, huzurdan eser yoktur. Sağa sola çarpa çarpa yürürüz. Böyle böyle kaçırırız saadet saatini, ne kaçırdığımızı bilmeden.

Ezandan yarım saat önce çıksak evden, işten. Abdestimizi almış, besmelemizi çekmiş. Aheste yürüsek. Toprağı incitmekten, kuşları ürkütmekten korksak. Kalbimize kulak versek, aklımızı yorsak, tefekküre dalsak. Ahiretin tarlasına hayret hazarıyla baksak. Dünya dönerken başımızın dönmemesine hayret etsek mesela.

            Cumayı hakkıyla eda edemememizin ilanı gibidir farzını kılar kılmaz kendimizi camiden dışarı atmamız. İşler bizi bekler. Sünneti kılsak, zühri ahire kalsak tren kaçar. Aç kalır çocuklar, iki yakamız bir araya gelmez. Vakit nakittir.

Cuma, çölde vahadır, yalan dünyada gölgelik. Zemheride çiçek açmış bahar dalıdır. Hız ve haz çağında durup derin bir nefes almak, kul olduğunun bilincine varmaktır. Önüne arkana bakmak, sağına soluna selam vermektir.

Ne çok şeyi ıskalıyoruz şu üç günlük dünyada. Bari cumayı ıskalamayalım. “Geçen gün ömürdendir.” Gelecek hafta değil bugün cumayı hakkıyla eda edelim.

Bugün Cuma, müminlerin bayramı. Bayramınız mübarek olsun.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum