18.Yüzyıl Osmanlı İktisadına Umumi Bir Bakış

Sütçü İmam Üniversitesinden, MUTLU GÖĞEBAKAN yazdı. 18.yy. iktisadına umumi bakış

18.Yüzyıl Osmanlı İktisadına Umumi Bir Bakış
17 Mayıs 2015 - 22:57

On dört ve yirminci yüzyıllar arasındaki altı asrı idrak eden Osmanlı İmparatorluğu hiç şüphesiz mükemmel bir iktisadi sistem geliştirmişti. Zira altı asır boyunca birçok savaş, isyan ve iktisadi krizlerle karşılaşmasına rağmen ekonomik çöküntüden kurtuldu ve merkezi otoritesini sağlamayı bildi. Dolayısıyla, on yedinci asırda Avrupa karşısında gerilemeye başlayan Osmanlı Devleti’nin, 19 ve 20. Yüzyıla bir imparatorluk olarak girmesinde dayandığı iktisadi dinamiklerin tesiri şüphesizdir. Amerika’nın keşfi, ticaret yollarındaki değişiklikler ve Avrupa sanayileşmesinin Osmanlı iktisadında onulmaz yaralar açtığı bilinen bir gerçektir. Osmanlı Devleti’nin gerileme dönemi olarak tesmiye olunan 18.Yüzyıl, Osmanlı iktisadının da gerilediği, vergilerin artırıldığı, fiyatların değiştiği ve tağşişin gelenek halini aldığı bir dönemdir.

18.Yüzyılda eski muazzam gelirlerin olmaması hatta girilip mağlup olunan savaşların devletin ekonomisine büyük darbeler indirmesi, Avrupa’nın Amerika’dan gelen altın ve gümüş ile zenginleşmesi, Ticaret yollarında yaşanan değişiklikler, ziraat gelirlerinin azalması ve tımar sisteminin eski fonksiyonunu yitirmesi Osmanlı Devleti’nin iktisadını büyük zararlara uğrattı. Osmanlı Devleti’nin gerilemesine muvazi olarak iktisadi hayattaki gerileyiş fiyatlara da olumsuz yansıdı ve fiyat hareketlerinde de değişiklikler meydana geldi.

18.Yüzyıl Osmanlı İktisadına Umumi Bir Bakış

Sözlük anlamı tutum-biriktirme manasına gelen iktisat kelimesi günümüzde dilimize Fransızcadan geçen ekonomi kelimesi ile de ifade edilmektedir. İktisat tarihi ise insanların hayatlarını idame ettirirken maddi ihtiyaçlarını nasıl karşıladıklarını anlatır.

18.Yüzyıl, Osmanlı Devleti ticaretinin ve iktisadının gerilediği ekonomik krizlerin yaşandığı çalkantılı bir dönemdir. Tarih boyunca savaşlar, siyasi istikrarsızlıklar, istilalar, ambargolar ve doğal afetler ticarete tesir eden başlıca amillerdir. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu savaşlar, siyasi kargaşalar ve iktisadi buhranlarla uğraşıyordu. 16.Yüzyıldan itibaren Avrupa iktisadının mütemadiyen gelişmesi karşısında Osmanlı ekonomisi ise çöküşe geçmişti. Eğer Osmanlı devletinin bu çöküş sürecini para üzerinden değerlendirecek olursak ilk olarak tağşişten bahsetmek faydalı olacaktır.

Osmanlı Devletinde ilk altın paranın 1478’de II. Mehmed zamanında basıldığı bilinmektedir. Osmanlı Altın paralara 18.Yüzyıla kadar tağşiş uygulamadı fakat gümüş paralar ise sürekli tağşişe maruz kaldı. Orhan Beğ zamanındaki akçelerde yaklaşık 1,06 gram saf gümüş bulunmasına rağmen 1580’lere takaddüm eden günlerde saf gümüş bir akçenin 0,61 gramlık kısmını teşkil ediyordu. 1585’de yapılan tağşiş ise Osmanlı ekonomisinde bir dönüm noktası teşkil etmişti. Zira akçenin 0,61 gramlık saf gümüş olan kısmı tağşiş ile 0,35 grama düşürülmüştü. Bu tağşiş(ler) fiyatların yükselmesine sebep oldu. Fiyat artışları, devlet memurları ve yeniçerilerin hoşnutsuzluğu da Beylerbeği vakası olarak bilinen isyanı başlattı.

16.Yüzyılın başlarından itibaren İspanyollar yeni keşfedilen Amerika’ya müstemleke kolonilerini kurdular. İspanyolların başlıca kaygısı altın ve gümüş getirmekti. İspanyolların Avrupa piyasasına sürdükleri Amerikan gümüşü Osmanlı Devletinde beklenmedik fiyat hareketlerine sebep oldu.

Osmanlı toplumu kentlerdeki piyasayı ve üretim şartlarını düzenlemek ve meslek gruplarını denetlemek için loncalar etrafında toplanıyordu. Aynı mal ve hizmeti üreten esnafların birbirlerini kontrol edebilmek motifinden doğan bu eğilim 18.asırda yaygınlık kazandı. Devlet bu uygulamaya karşı koymaktan ziyade destek veriyordu. Zira bu uygulama denetim masrafını ve kaçakçılığı önlüyordu.

Osmanlı Devleti esnaf denetimine ve satılan mahsülatın kalitesine dikkat ediyordu. Ürünler için narh tayin ediliyor, belirlenen fiyatın üzerinde veya bozuk mal satan esnaf kadı tarafından cezalandırılıyordu. Önemli bir gıda maddesi olması hasebiyle et fiyatlarına bilhassa dikkat ediliyor, narhın üzerinde veya bozuk et satılmamasına özen gösteriliyordu. Osmanlı padişahlarının tebdil- i kıyafet teftiş yaptıkları da bilinmektedir. En fazla denetlenen iki ürün ekmek ve et olmuştur.

Tahıl fiyatları da Osmanlı ekonomisinde önemli bir yer tutuyordu. 16. Asırdan itibaren buğday, arpa, mercimek, nohut ve burçak fiyatları yükselmeye başlamıştı. Mesela 16. Asra ait Antep’teki hububat fiyatları şöyle idi:

Arpa(1 kile) Fiyatları Nohut(1 kile) Fiyatları Burçak(1 kile) Fiyatları
1536: 3 akçe 5 akçe 3 akçe
1543: 4 akçe 6 akçe 4 akçe
1574: 6 akçe 9 akçe 9 akçe

Buğday(1 kile) Fiyatları Mercimek(1 kile) Fiyatları
1536: 5 akçe 5 akçe
1543: 6 akçe 5 akçe
1574: 9 akçe 9 akçe

Osmanlı’nın tahıl ambarı Romanya ve Bulgaristan buğdayı Kefe yoluyla İstanbul’a ulaştırıyordu. Daha önce hiçbir zorlukla karşılaşmadan gelen buğday 1792’den itibaren gelmez olmuştu. Meseleyi halletmek için İstanbul’a büyük ambarlar inşa edildi. Böylece yaz aylarında Anadolu’dan tahıl getirilebilecekti.

III. Selim döneminde Rusya ve Avusturya ile yapılan savaşların finansmanı tutturulan göreceli istikrarı bozmuş ve 1789’da büyük bir tağşiş kararı alınmıştı. III. Selim’in ticareti geliştirmek için aldığı önlemler sonuçsuz kaldı. III. Selim’in iktidarı boyunca İstanbul’da tahıl ve kahve kıtlığı yaşandı. III. Selim döneminde balkanlardaki ayanlar, çete olayları ve Eyalet gelirlerinin azalması Osmanlı ekonomisini olumsuz etkiledi. Hatta bu devirde İstanbul’da ki işsiz ve evsizler iktisadi ve içtimai mesele haline geldiler. Devlet mesele haline gelen bu topluluğu geldikleri yerlere göndermek suretiyle meseleyi halletmeye çalışıyordu.

Batıdaki modern iktisadi büyüme hadisesi süreklilik vasfı ile yerleşmiş ve giderek geriye dönülmesi imkansız bir tarihi süreç hüviyeti kazanmıştır. Batıdaki bu gelişme sınai hammadde ihtiyacı doğurmuştu. Hammadde ihtiyacı büyük oranda Osmanlı İmparatorluğu’ndan karşılanıyordu. 1740 yılına kadar 2,2 milyon okka olan sınai hammadde ihracatı 1790 yılına gelindiğinde 7 milyon okkaya yükselmişti.

Bursa’daki ipek üretimi 18. Asra gelindiğinde hala devam ediyordu. Fakat Bursa’daki ipek ticareti eski önemini kaybetmeye başlamıştı. Zira İran’dan gelen ipeğin zaman zaman inkıtaa uğraması ipek gelirlerinin azalmasına sebep oluyordu; Bursa, İstanbul, İzmir, Selanik ve Edirne mukataasındaki mültezimleri 1717-18 senesinde 24.000 guruş ödemişler, bu tutar 1728 de 25.050 guruşa yükselmişken 1731-32 yılında 23.000 guruşa inmişti.1740’ta 24.050 guruş olmuş, 1751’de 20.041 guruş olarak kaydedilmiştir.

Avrupa’nın ihtiyacı olan pamuklu dokuma ürünleri İran ve Hindistan üzerinden sağlanıyorken 1723 ve 40 yıllarında Halep, Antep ve Diyarbakır üzerinden sağlanmaya başladı. Bu yöneliş dolayısıyla pamuklu dokuma ticareti Halep üzerinde temerküz etmiş, 18. Asır başlarında Halep’teki pamuk ihracatı %20-30 civarında iken 1760’lara %60-70’lere yükselmişti. Halep’teki bu gelişme 1768 ve 77 yıllarında zirveye ulaşmakla beraber daha büyük bir hızla düşüşe geçti. Hiç şüphesiz bu düşüşte İngiliz müstemlekesi olan Hindistan dan ithal edilen pamuklu dokuma ürünleri, dış pazardaki güçlü rakipler ve Avrupa’daki sınai teknolojinin gelişmesinin tesiri olmuştur. Mesela 18. Asrın ortalarına kadar Ankara’da bol miktarda imal edilen sof kumaşlar Fransa’ya ihraç ediliyordu. Fransızlar 1730 dolaylarında Lille, Arrasue ve Amires şehirlerinde sofçuluğu geliştirince Ankara’da imal edilen sof kumaşların ihracatı durdu.

1770 yılında devlet tarihinde ilk defa ayanların terekelerine el koymaya başladı. 1788 yılında I.Abdülhamit’in üç dört bin kese kadar akça isteyen sadrazamına hazinenin boş olup, mevcut olsa kendi harçlığından göndereceğini söylediği acıklı mektubu yaşanılan iktisadi durumun vahametini göstermek bakımından manidardır. Yine aynı dönemde İstanbul’da fiyatların aşırı derecede yükselmesi ve deniz yollarının kapalı olması sebebiyle kıtlık baş göstermişti.

Tarihte iktisadi buhranlar neticesinde kağıt para basımı yapıldığı bilinmektedir. Osmanlı’da ise ilk kağıt para “esham kavaimi”, “evrak-ı nakdiyey-i mutebere”,”kavaim-i nakdiye” gibi muhtelif isimlerle 1775’ten itibaren Osmanlı maliyesinde kullanılmaya başladı. Kağıt para kullanımının bir iç borçlanma modeli olan esham sistemi ile ortaya çıktığı bilinmektedir.

Buraya kadar verdiğimiz misallerle Osmanlı ekonomisinin 18. Asırdaki serüvenini anlatmaya çalıştık. Görüldüğü gibi bu asırda Osmanlı Devleti iktisadi olarak bir çöküş sürecine girmiştir. Şimdi bu süreci daha iyi anlayabilmek için gelir-gider hareketleri, fiyat hareketleri ve bütçe değişikliklerine göz atalım.

AMASYA’DAN FİYATLAR

Temel Gıda Maddeleri Birimi 1765(Akçe) 1767(Akçe) 1769(Akçe) 1770(Akçe)
Revgan-ı Sade Kıyye 54-60 54-60 40 72
Revgan-ı Zeyt “ 72 66-72 84 96
Revgan-ı Bezir “ 48 48 54 54
Asel “ 54-60 40-48 44 54
Pirinç “ 18-20 – 21 24
Sabun-u Evellub “ 100 – 100 –
Sabun-u Trablus “ 90-72 72 84 –
Sabun-u İzmir “ 90-72 72 84 96
Hanna “ 30 30 30 48
Bulgur “ 10 9-8 10 12
Şab “ 36 40 – 54
Amasya Sucuğu “ 50 48 – –
Yenice Sucuğu “ 40 40 – 40
Badem Sucuğu “ 60 60 – –
Badem “ 80 72-90 80 100
Kişniş “ 50 60 60 60
Kuru Üzüm “ 20 – 20 24
Fındık “ 16-18-20 20 20 20
İncir “ 30 30 – –
Rezzaki Üzüm “ 36 36 – –
Leblebi “ 14 14 12 16
Helva “ 36 40 – 40
Sirke “ 2 6 6 6
Nişasta “ 18 18-14 – –
Kestane “ 12 12-10 – –
Katran “ 10 14 12 18
Kara Sakız “ 10 – 16 18
Çıra “ 1 1 1 1
Şem-i Revgan “ 40 40 – –
Şem-i Asel “ 200-210 180-200 – –
Tuz “ 10 12 – 24
Kadayıf “ 8 10-6 8 24
Nohud “ 9 9 10 12
Piz “ 24 24 30 –
Pirinci Boyabad “ – 19 – –
Amasya Pirinci “ – 18 – –
Hurma “ – 30 – –
Zift “ – 14 – –
Tel Kadayıf “ – 8 – –

-Kıyye=400 dirhem=1282 gr

ET FİYATLARI
Cinsi Birimi 1764akçe 1765 akçe 1766 akçe 1767 akçe 1768 akçe 1769 akçe
Lahım Kıyye 12-18 15-18 10-15 15 18 14-18
Kele Adet 9 6 6 6 3 6
Ciğer Adet 9 9 9 9 3 6
Mumbar Adet 9 3 – 3 3 3
İç Yağı Batman 1 guruş – – 120 – 1 kıy. 17
Kuyruk Yağı Kıyye 180 30 – 1 bat. 180 – 24

KUMAŞ FİYATLARI
Cinsi Birimi 1766(akçe) 1769(akçe)
İbrişim Dirhem 7 6
Kaytan Dirhem 8 7
Alagöz Dirhem 10 9
Nakış İpeği Dirhem – 5
Döğme 3 adet 1 1

BUĞDAY FİYATLARI

Cinsi Birimi 1764(para) 1765(para) 1766(para) 1767(para) 1768(para)
Ala Hınta Kile 110 120 100/80 100 100
Evsat Hınta ‘’ 100 110 90/70 90 85
Edna Hınta ‘’ 80 100 80/60 80 80

ÇİVİ FİYATLARI(1768)
Cinsi Birimi Fiyatı
Kebir Mıh 1 Kıyye 60
Üçü Birlik 100 Adet 30
Beşi Birlik 100 Adet 15
Sayı Mıhı 100 Adet 12
Çöp Mııhı 100 Adet 9
KİTAP FİYATLARI (1768)

Kitabın Adı Fiyatı(guruş)
Mushaf-ı Şerif 25
En’ am-ı Şerif 10
Tefsir-i Kadı (1 cild) 10
Müslim 5
Kütübu ‘n-Necari 1.5
Haşiye-i Kadı Süre-i Bakara 1
Tercüme-i Kırk Zalle 1.5
Manzume-i Hiafiye Şerhi Musahi 2
Leta’if-i İşarat Min’e1 Fukaha 1
Cami-i Sağir Şerh-i Menavi (4 cild) 7
Mu ‘ayyenü ‘1-Hükkam 1.5
Haşi ye- i Dürer ve Gurer 5
FetavaY-1 ibni Sehim 1
Cami-üs Sağir Mine’l-Fukaha 1
Muhtasar-1 Vikaye 0.5
Minyetü’ 1-Musli 1
Eşbah-1 Nezayir 0.5
Şerh-i Esma ‘u’ 1-Hüsna 2
Tenvirü’l-Ebsar 2
Fera’izden Seraciye Şerh-i Seyyid 4
Haşiye-i Mutavvel be-Zeban-1 Farisi 1
Camii Şerhi Kafiye-i be-Zeban-1 Farisi 0.5
Şafiyye Şerhi Çarperdi 1
Ta ‘rifat. 1.5
Miftahu ‘1-Ulum 0.5
Ma ‘lumu ‘l-Ulum 2
Şerh-i Dibace 0.5
Nasuh ve Mensuh 0.5
Ebu’ 1-Feth Haşiyesi 0.5
Kaşifü’ 1-Esra 2
Şerh-i Cevherü’t- Tevhid 1.5
Kenzü ‘r- Rumuz 0.5
İş’ arat -1Mahlukat 2
Zahiretü’l-Mü1ük li Ali Hemedani 2
Sahah-1 Cevher-i Cezd-i Evvel 2
Lügat-1 Müntehab 1.5
Lügat -1Esami 0.5
Lügat -1Sami (2 cild) 2
Lügat -1Halimi 2
Müntehab-1 Rebiü’ 1-Ebrar 1.5
Ni ‘metullah 3
Müntehab-ı Ebyat-ı Arabiyye 1.5
Şerh-i Hidaye fi Hulefa-yı Efda1 0.5
Şerh- i Gazvatü ‘I-Usul 2
Şerh-i Kadı-ı Mir 1
Behçetü’l-esrar Abdulkadir Geylani 1
İsbat -ı Vacib 2
Şerh-i Tavali ‘li Sinabı 1
Şerh-i Miftahu’l-Ulema-i Sadeddin 2
Şerh-i Sünusi Hayrü’l-Kelam 1
Şerh- i Şahir- i bi’ l-Arabiyye 5
Şerh.-ı Şah’ır-ı. b”ı t-T”urk’ı 1
Tasa vvurat 0
İcza ve Ketb 0.
Fevakih-i Bedriyye 0.5
Zeyi-i Şakayükü- Nu ‘maniyye 0.5
Hüseyniyye ma’ Mi’raciyye 0.5
Tıbb-ı Salihi 05
Cedvel-i Tab 0.5
Tıb-ı be-Zeban-ı Farisi 3
Felahatname 15
Cevher-name 0.5
Hikaye- i be-Zeban-ı Farisi 05
Farisı Sarf-ı Arabi 05
Kat’ a-ı Mesnevi 0.5
Razgül-ü be-Zeban-ı Farisi 05
İnşa -ı Cami 05
Gü1istan ma’ Divan-ı Hilall 1
Hadika-ı Hakim Senayı ve Divan-ı Hüsrev 1
Timurname- i Hatifi 0.5
BÜTÇE

MEHMET GENÇ’E AİT BÜTÇE BİLGİLERİ

Yıllar Gelir(Kuruş) Gider(Kuruş)
1701/02 9.852.728 10.094.824
1704/05 10.451.135 10.847.849,5
1710/11 10.840.971,5 8.339.41
1746 12.857.190 9.278.000
1748 13.741.281,5 14.255.470
1761/62 14.514.288,5 15.808.250
1784 14.488.382,5 15.808.250
1785 14.809.666,5 18.693.336,5

Sonuç

Fiyat hareketleri ve bütçe gelirlerinde gözlemlenen tutarsızlık Osmanlı ekonomisinin 18.yy boyunca makûs kaderi olmuştur. Osmanlı padişahlarının fiyatları bizzat teftiş ettikleri ve gün içinde karşılaştıkları olumsuzlukların telafisi için devlet adamlarına emirler verdikleri bilinmektedir. Osmanlı Devleti her ne kadar fiyatlara dikkat etmiş olsa da -özellikle et ve ekmek- fiyatlardaki tutarsızlık 18.yy boyunca devam etmiştir. Bu durum 18.Asırda çalkantılı bir dönem geçiren Osmanlı iktisadının tabi bir neticesidir.

18.yy da üretimin zayıflaması, ithalat ve ihracatın Avrupa lehine olması ve paranın değer kaybetmesi Osmanlı ekonomisini genel olarak sarsmış ve fiyatlara olumsuz yansımıştır. Buna rağmen en önemli iki gıda maddesi olan et ve ekmek fiyatları ciddi olarak denetlenmiştir. 16.yy da Antep’te gözlemlediğimiz buğday fiyatlarının 17 ve 18.yy daki iktisadi gerilemenin habercisi olduğu kanaatindeyiz. Ekonomisi tarıma dayalı bir devletin zirvede olduğu dönemde tarım ürünlerinin fiyatlarındaki yükselme bunu açıkça göstermektedir. Osmanlı bütçesinin de 18.yy boyunca tutarsız olduğu ve bu tutarsızlıkla paralel olarak fiyatların yükseldiği görülmektedir.

I.Abdülhamit ve III. Selim gibi Osmanlı padişahlarının fiyatları bizzat teftiş ettikleri ve gün içinde karşılaştıkları olumsuzlukların telafisi için devlet adamlarına emirler verdikleri bilinmektedir. Fiyatlara dikkat edildiği gibi ürünün muhteviyatına da dikkat edilmiş, koyun, keçi ve dana etinin birbirlerine karıştırılmaması kadılar tarafından belirtilmiştir. Alınan bütün önlemlere rağmen fiyatlardaki tutarsızlık ve yükselme ise devam etmiştir.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum