Özgür ÇELİK Yazdı: Sema

-Sema-

    Kimilerimiz her sabaha merhaba demeden önce penceremizin ardından bakmaya çalışırız mahmur gözlerimizle.

O güneş ışınlarının bugün  semtimize ne denli düşeceğini anlamaya çalışırız. Gün içindeki enerjimizi, dinçliğimizi, moralimizi etkileyecek olan havayı merak ederiz. Belki de çevremize karşı davranışlarımızı değiştirecek ya da planlarımızı gerçekleştiremeyeceğimiz bir gün olmasının nedeni bu olacak. Orhan Veli Kanık bir şiirinde kendisini bu güzel havaların mahvettiğini söylüyor. Bu güzel havalarda şiir yazma hastalığının yeniden başladığını ve aynı zamanda da işinden böyle güzel bir havada istifa ettiğini belirtiyor. Demek ki havanın iyi veya kötü olması, insanın ne yapması gerektiğini belirleyen önemli bir unsur olduğunu söyleyebiliriz.

     Kara bulutların sinsice dolaştığı bir havada kim mutluluk sözcükleri söyleyebilir ki? Kimin içinden bir çocuk gibi eğlenip dolaşmak gelir ki? İsteklerimizi bile ona göre sıralamaz mıyız? "Hele bir yaz gelsin de..." diye başlayan tatil sohbetlerini biliriz. Hayatımızı bir nevi ona göre programlarız. Aslında düşünecek çok şey de yok gibi. Mavi maviydi gökyüzü / Bulutlar beyaz beyazdı şiiri geliyor aklıma. Bu konuyu en iyi açıklayan şiirlerden biri de bu olsa gerek. Ahmet Hamdi bu şiirinde öyle bir tasvir yapmış ki bizi bu merak kuyumuzdan bir çırpıda alıp merakımızı gideriyor. 

    Yağmurlu havalarda ıslanmayı kim istemez hele ki yaz yağmurunda. Ya da bir meltem rüzgarına teslim olmayı. Ve şairane bir havada usulca dökülmesini kelimelerin. Ve yavaş yavaş boynu bükük bir sevdanın dile gelişini. Bir annenin yavrusuna tiril tiril yağan yağmurun sesini dinletmesini. Kim istemez ki. 

14.05.2017