ORHAN KEMAL'İN ESERLERİNDE KENDİ HAYATINDAN İZLER - Yazan: Ramazan BARDAKÇI

Ramazan BARDAKÇI: ORHAN KEMAL’İN ESERLERİNDE KENDİ HAYATINDAN İZLER

ORHAN KEMAL'İN ESERLERİNDE KENDİ HAYATINDAN İZLER - Yazan: Ramazan BARDAKÇI
08 Ağustos 2019 - 22:23 - Güncelleme: 23 Ekim 2019 - 18:21

ORHAN KEMAL’İN ESERLERİNDE KENDİ HAYATINDAN İZLER

                1914 yılında Adana’da dünyaya gelen gerçek ismiyle Raşit Kemal Öğütçü’nün babası avukat annesi ise Bulgaristan göçmeni bir aileden gelen kadındı.

                Baba Abdülkadir Kemali, İttihat ve Terakki ve Talat Paşa hayranı olduğundan ilk doğan çocuğu kız olmasına rağmen Talat ismini vermişti. Cumhuriyet’ten sonra ise Serbest Cumhuriyet Fırkasına katılır. Fethi Okyar partiyi kapatmasına rağmen Abdülkadir Kemali muhalefetini sürdürmesi üzerine hakkında soruşturma açılır. Bunun üzerine Suriye üzerinden Lübnan’a kaçar. “Baba Evi” adlı romanında memur-aydın sınıfının hayat biçiminden bahsederken kendi yaşamından yola çıktığı fark edilir.

                Lübnan’da avukatlık yapma şansı bulamaya baba oğlu Orhan Kemal’i çalıştırmak zorunda kalır. Orhan Kemal bir matbaada çalışmaya  çok erken yaşlarda henüz 15 yaşındayken başlar. Bu arada Eleni isimli gayrimüslim bir kızla tanışır ve aralarında aşk başlar. Kızın babasının bu aşktan haberdar olması üzerine Eleni’yi işten alır ve Lübnan’ı terk ederler.

                Orhan Kemal düştüğü bu aşk girdabından kurtulmak için Adana’ya döner ve babaannesi ile yaşamaya başlar. Adana yıllarında Güzide adlı kendinden on yaş büyük bir kadına aşık olur. Kadınla evlenmek istese de kadın onu bu sevdadan vazgeçirmeye çalışır. Vazgeçmeyeceğini anladığında da Mersin’e oradan da İstanbul’a gider. Orhan Kemal Mersin’e gelir fakat Güzide’nin İstanbul’a gittiğini öğrenir, cebinde parası olmadığı için çaresiz Adana’ya geri döner. Orhan Kemal bu olayı 1968 yılında yayımlanan “Sokaklardan Bir Kız”  adlı hikayesinde ele almıştır.

Bu arada Milli Mensucat Fabrikası’nda memur olarak işe başlar.  Fabrikanın müdürü Orhan Kemal’in kimliğini öğrendiğinde onu memurluktan alır, depoya sayımcı olarak gönderir. O ise bundan şikayetçi değildir. 20 yaşında olan Orhan Kemal aynı fabrikada çalışan 15 yaşındaki Nuriye Hanım’a gönlünün kaptırır. Hayatında önemli bir yere sahip olan Nuriye Hanım ile babaannesi vasıtası ile evlenir. Eşini Nuriye Hanım’ı “Cemile” adlı romanında anlatmaktadır.

Fabrikadaki işi bir iftira üzerine son bulur. Hilmi Efendi adlı hatırı sayılır bir tüccarın kendisine teklif ettiği rüşveti reddetmesi üzerine Orhan Kemal’i Nuri (Has) Ağa’ya rüşvet alıyor diye şikayet eder. Zaten babası yüzünden işten çıkarmaya fırsat kollayan Nuri Ağa onu işten çıkarır.

Askerlik daveti üzerine askere Niğde’ye gider. Terhisine 40 gün kala Nazım Hikmet’in kitaplarını okuduğu gerekçesiyle 1938’de yargılanır ve 5 yıl ceza alır. Babasının Lübnan’dan dönmesinden sonra Bergama Ceza Hakimliğine atanması ile Orhan Kemal, Adana’dan Bursa Cezaevi’ne nakledilir. Burada Nazım Hikmet ile aynı koğuşu paylaşır. Nazım Hikmet ile geçirdiği üç buçuk yılı “Nazım Hikmet ile Üç Buçuk Yıl” adlı anı kitabında paylaşmıştır.

Hapisten sonra babasının ölümü ile geçim sıkıntısı gün geçtikçe artmıştır. Bir dostunun tavsiyesi üzerine İstanbul’a taşınır. İstanbul  yıllarında Orhan Kemal yazdığı hikaye ve romanları satmakla uğraşır. Sattığı eserlerden eline iyi bir para geçmez. Kaldıkları evin kirasını bile ödemekte zorlanır. Bazen kirayı birkaç ay geciktirir. Nuriye Hanım, biriken kiraları ödemek için çok sıkıntı çektiklerini verdiği röportajlarda anlatmıştır.

1963  yılında Nuriye Hanım’ı derinden sarsan bir aşk macerası üzerine yazdığı kitabı “Bir Filiz Vardı” da Ülkü adlı bir kız ile yaşadığı aşkı anlatmıştır. Bu aşk, eşinden ve çevreden tepki alınca bitirmek zorunda kalır. Ayrıca maddi zorluklar içinde olması buna mecbur kılmıştı.

Kardeşi Sıtkı’nın hastalanması üzerine onunla ilgilenir fakat hastalığının ilerlemesi iniltileri artan kardeşine çare bulamaz. Bu arada yazdığı “Müfettişler Müfettişi” adlı eserinde bu elemli havanın izleri görülür.

1970 yılında bir davet üzerine gittiği Bulgaristan’da geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmiş cenazesi İstanbul’a nakledilip defnedilmiştir.

İşçi sınıfının sorunlarını dile getirdiği romanları ile büyük beğeni toplayan Orhan Kemal aslında yaşadıklarını kaleme almıştır. Arkadaşı Fikri Otyam’a gönderdi mektuplarda ve Asım Bezirci’nin hazırladığı biyografide anlattıklarına göre bir davada hakim, niçin sadece işçi sınıfının sorunlarından bahsettiğini sorar, zengin kesimi konu etmediğini merak eder. Orhan Kemal ise kendisinin de fakirlik içinde yaşadığını ve zenginlerin hayatıyla ilgili bilgisinin olmadığını bu yüzden de bilmediği konularda yazmak istemediği için fakirlerin hayatını konu edindiğini söyler. Bu cevap üzerine hakim beraatine karar verir. Günümüzde eserleri sinema ve diziye uyarlanmakta, tiyatrolarda sahnelenmektedir.

Ramazan BARDAKÇI  

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum