FLORİNALI NAZIM'DAN GÜNÜMÜZE - Yazan: Ramazan BARDAKÇI

FLORİNALI NAZIM'DAN GÜNÜMÜZE - Yazan: Ramazan BARDAKÇI
21 Ekim 2019 - 22:26 - Güncelleme: 21 Ekim 2019 - 22:38

FLORİNALI NAZIM’DAN GÜNÜMÜZE

Türk yazın hayatında her yazar veya şair belli bir yönüyle damga vurmuştur. Yahya Kemal “İstanbul şairi” Namık Kemal “Vatan şairi” Arif Nihat Asya “Bayrak şairi” Behçet Necatigil “Evler şairi” Cahit Sıtkı Tarancı “Ölüm şairi” olarak adlandırılmıştır. Şairler taşıdıkları lakapları ile şiirleri arasında bağ kurulduğunda yöneldikleri mecrayı anlayabiliyoruz.

Tanzimat Dönemi’nde yaşamış bir şair olan Florinalı Nazım ise “Şiir Kralı” adıyla anılmıştır. Niçin bu şekilde anıldığı ise hayli enteresandır. Beşir Ayvazoğlu’nun biyografisini hazırladığı Florinalı Nazım, hukuk eğitimi almış bir yandan da şiirler yazmakla meşgul olmuştur. Yazdığı şiirleri dergi ve gazetelere gönderir para karşılığında bastırırdı.

Birçok yazar ve şairi taklit eder ve onlardan imzalarını alırdı. Peyami Safa, Ahmet Haşim, Tevfik Fikret ve Abdülhak Hamit gibi şair ve yazarları sürekli takip ederdi. Özellikle Abdülhak Hamit’e hayranlığı vardı. Şairin eşi Fatma Hanım için yazdığı “Makber” şiirine “Zeyl-i Makber” adlı şiirini yazmıştır. Tevfik Fikret için ise özel şiir geceleri düzenleyip bu gecelerde kızına kendi şiirlerini okuturdu. Bu sayede edebiyat çevrelerinde kendinden söz ettirirdi.

Edebi çevrelerde ismi alayla anılan her şair ve yazarın dilinde komik durumu anlatılan Florinalı, erişilmez deha olarak gördüğü Abdülhak Hamit gibi büyük bir şair olmayı arzulamıştır. Abdülhak Hamit ise onu “Büyük şair” diye adlandırır. Peyami Safa ise “Şiir Kralı” olarak isimlendirir. Aslında şairi alaya almak için ironik olarak verdikleri bu lakapları Florinalı ciddiye alıp bu lakaplara adeta yapışır. Edebiyat çevrelerinde kendini “Şiir Kralı” olarak tanıtır. Bu lakap çok hoşuna giden Florinalı istihzaları umursamaz.

Kendini dahi olarak görmektedir. Bir defasında doktora gidip doktorun onu başından savmak için dahi olduğuna dair beyan vermesi üzerine çevresine dahi olduğunu söyler. Şairlik kabiliyetinden çok nükteli ve komik durumları ile gündeme gelmeyi başaran “Şiir Kralı”nın şiirler yazmasına rağmen bir şiir kitabı yoktur. Kendisine yapılan şakalar da o dönem herkesin dilindeydi. Selahattin Enis, masa başında toplanan Şebab Mecmuası yazarlarının birer mısra söyledikleri şiiri Hamit’in şiiri diye söylemesi üzerine Florinalı şiiri bir dergide yayımlamak üzere Hamit’e gönderir. Hamit de bu şiiri kendine yakıştırdığı için Florinalı ile alay eder.

Tanzimat Dönemi matbuatında basım ve yayım olanaklarının zorluğu ve o dönem şair ve yazarlarının erişilmez kabiliyeti içinde Florinalı Nazım esas ismiyle Mehmet Nazım Özgünay, nükteleri ile gündeme gelmeyi başarmıştı.

Günümüzde yaşamış olsaydı Florinalı Nazım nasıl bir şair olarak adlandırılırdı, sorusu hafızamda canlandı bir an. İstediği kitabı istediği gibi bastırmaktan geri durur muydu? Günümüz yazın dünyasına baktığımızda belki de adı altın harflerle yazılırdı.

 

RAMAZAN BARDAKÇI

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum