Dilde, fikirde, işte birlik!

Ötüken Yayınları, vefatının 100. yılı dolayısıyla UNESCO tarafından Gaspıralı İsmail yılı ilan edilen 2014'de Kırım Tatarı Gaspıralı'nın eserlerinden seçme yazıları dört cilt halinde yeniden okuyucuya ulaştırıyor. Seçme eserlerin ilk cildinde Gaspıralı'nın roman ve hikâyeleri var.

Dilde, fikirde, işte birlik!
16 Haziran 2014 - 18:18

İsmail Gaspıralı ismi bugün bizlere bir şey hatırlatıyor mu bilmem ama yaşadığımız zamanları anlamak ve sorgulamak için Gaspıralı'yı yeniden hatırlamak gerek. Gaspıralı bir inadın, bir eylemin, ülküsünü asla yitirmeyen bir davanın adamı her şeyden önce. O, ömrünü hayatı boyunca mücadelesini verdiği birlik idealine adamış bir kahraman. Bir Kırım yadigârı. Son günlerde siyasi çalkantıların merkezindeki Kırım, yüzyıllar boyunca Müslüman Türklerin yaşadığı bir yurttu… Haklarını savunamadan ayrıldığımız yurtlardan bir yurt. Kırım deyince tarihsel bir kıyımın ortasında ülkümüzü, birliğimizi ve dirliğimizi kaybedişimizin acısıyla yüzleşmek zorundayız. Gaspıralı, Kırım gerçeğiyle, tarihle ve birlik fikriyle yüzleşmek isteyenlerin asla yüz geri edemeyecekleri bir isim.

GASPIRALI İSMAİL YILI

Vefatının yüzüncü yılı dolayısıyla 2014, Unesco tarafından Gaspıralı İsmail Yılı olarak belirlendi. Yıl içinde yapılacak çeşitli programlar vesilesiyle Gaspıralı'nın düşünce ve eylem adamı kişiliğinin daha bir sarahatle üzerinde durulmasını ümit ediyoruz. Ötüken yayınları da bu vesileyle Gaspıralı'nın eserlerinden yaptığı seçmeleri 4 cilt olarak yayımlayacağını duyurdu. Elimizdeki kitap Gaspıralı'nın roman ve hikâyelerinin toplandığı 1.cilt. Gaspıralı külliyâtını yeniden toparlayan ve yayıma hazırlayan, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden Prof.Dr. Yavuz Akpınar'ı ne kadar tebrik ve takdir etsek az. Bir devrin tapu sicilleri hükmündeki fikirleri, düşünceleri, hayalleri 4 cilt olarak okuyacak olmak, elbette çok önemli. Gaspıralı'nın seçilmiş eserlerinin ikinci cildinde bazı fikri eserleri, üçüncü cildinde dil-edebiyat-seyahat yazıları ve dördüncü cildinde de eğitim (Usul-i Cedid) yazılarından seçmeler olacak.

BİR ÜLKÜYE 'TERCÜMAN' OLMAK

Gaspıralı, soyadını babasının doğum yeri olan Kırım'ın güneyindeki Gaspıra köyünden alır. Rus askeri okullarındaki eğitimi esnasında İslam ve Türklük şuuru iyice belirginlik kazanır. Bunda yaşadığı muhitin, Rusya'nın o dönem uyguladığı Panslavizm politikalarının etkisi bir hayli fazladır. Müslüman Türk âleminin, yaşadığı kargaşadan kurtulabilmesi için yegâne yolun 'birlik' fikri olduğunu düşünür. Moskova'da askerî eğitim görürken tek dileği milletine hizmet için Osmanlı ordusuna subay olay girmektir.

Bunun için askerî lisede tanıştığı Litvanya tatarlarından Mustafa Mirza Davidoviç'le kaçmaya teşebbüs ederler, ancak yakalanıp Bahçesaray'a gönderilir. Gaspıralı'nın düşünce ve eylem hayatında seyahatlerin çok büyük bir önemi vardır. O, aynı ülkü ve ideale inanmış insanlarla buluşmak için durup dinlemeden yolculuklar yapar. Türk-İslam âlemini gaflet uykusundan uyandırmak için bir vazife ve sorumluluk bilinciyle yaptığı bu yolculuklar İstanbul'dan Kahire'ye, Semerkant'tan Bombay'a kadar uzanır. Bu yolculukları sadece fikir yazılarına değil hikâye ve romanlarına da kaynak teşkil eder.

Gaspıralı'nın en büyük etkisi Bahçesaray'da çıkardığı Tercüman gazetesi etrafında gelişir. (1883-1918) Gaspıralı, eğitim ve modernleşme meseleleri üzerinden geliştirdiği düşüncelerini yaymak için Tercüman gazetesini bir fırsat bilmişti. Gazetenin hemen altındaki 'Dilde, fikirde, işte birlik!' sloganı, bir çözülme ve parçalanma sendromu yaşayan Türkler için yazılmış bir reçete hükmündeydi. Gaspıralı'nın Türkçülük ideolojisinin fikir babalarından biri sayılmasının sebebi biraz da bu birlik ve duygudaşlıkla bağıntılıdır. Tercüman gazetesini çıkarabilmek için dönemin Rus yetkilileriyle cedelleşir. Gazete için gerekli para ise annesinin ve özellikle eşi Zühre Hanım'ın ziynet eşyaları satılarak temin edilir. Başlangıçta 400 civarında basılan Tercüman, süreç içerisinde 20 binlere varan bir tiraja ulaşır.

Tercüman gazetesinin ve elbette İsmail Gaspıralı'nın Kırım Türkleri için ne anlam ifade ettiği, Osman Akçokraklı'nın cümlelerinde saklı aslında. Akçokraklı, 1938'de Türk ve İslam birliğini savunduğu gerekçesiyle Stalin'in kurşuna dizdirdiği Kırımlı bir aydın. Tercüman'dan bahsederken şunları söyler Akçokraklı: 'Bizim ne millî kütüphanemiz var, ne milli umumî müzemiz var. Ne millî tarih-i cedidimiz var, ne millî akademimiz var. Bizim 23 ciltlik Tercüman'ımız var. Bu, büyük millî bir hazinemizdir. Her ne zaman millî emellerimizden feyz almak istesek o hâzineye müracaat ederiz.'

Gaspıralı, Tercüman'daki yazılarında nerdeyse İstanbul Türkçesine yakın bir dil kullanır. O, fikrî düzlemde bir birlikteliğin oluşabilmesi için dil birlikteliğinin ne kadar önemli olduğunu kavramıştı. Hikâye ve romanlarındaki dile bakınca bunu anlamak mümkün. Gaspıralı'nın üzerinde durduğu bir diğer önemli husus ise eğitimdi. Modernleşme meselesinin özünde bir eğitim meselesi olduğunu daha o yıllarda fark etmiş ve açtığı, açılmasına öncülük ettiği binlerce okulla hayata geçirmişti. Gaspıralı eğitim meselesini milli bir dava olarak gören anlayışın yerleşmesine öncülük etti.

FRENGİSTAN MEKTUPLARI

Gaspıralı'nın seçilmiş eserlerinin birinci cildinde yer alan roman ve hikâyeleri, onun ülkü adamı karakterinden izler taşıyor. Frengistan mektuplarında Molla Abbas isimli kahraman ile Frenk eşi Jozefin arasında geçen şu diyalog Gaspıralı'nın komplekssiz, ödün vermez kişiliğine tutulan bir ayna gibidir: '-Ama molla bura Taşkent değil, Paris'tir; Türkistan değil, Frengistan'dır… Bu yerin âdeti böyle anlamadınız mı? – Evet, anladım; lakin ben Fransalı değilim, Türkistanlıyım; Fransız değilim Tatarım (Müslümanım-Türküm) Sen bunu anladın mı?' Batı hayranlığının gözlerimizi kamaştırdığı bir dönemde Molla Abbas'ın şahsında Gaspıralı'nın söyledikleri bir şahsiyetin ne denli ulvî gayelerle yoğrulduğunu göstermeye yetiyor sanırım. Gaspıralı'nın roman ve hikâyeleri işte bu ülkü ve ideale giden yolda örülmüş işaret taşları hükmünde. Gaspıralı'yı anlamak ve gelecek nesillere taşımak aslî ve öncelikli vazifelerimizden biri bence. Ötüken yayınlarından çıkan ve çıkacak olan 4 ciltlik külliyat bu yüzden çok önemli bir imkân.

İsmail Gaspıralı

Seçilmiş

Eserleri 1, Roman ve Hikâyeleri

Ötüken yay.

2014

476 sayfa

yenişafak gaz.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum