Anadolu’daki Köyümden Sohbetlerimiz -19
Mustafa KARA
Yangınların Gölgesinde Yanan Umutlar: Ülkem Yanmasın!
Son yedi gündür ulusal haberleri nefesimi tutarak takip ediyorum. Gece gündüz süren bu haber takibi, uykularımı kaçırıyor, zihnimi kaygılarla baş başa bırakıyor. NTV'nin son bir haftalık raporlarına göre: “Tam 624 noktada yangın çıktı. 4 Temmuz 2025 itibarıyla sevindirici olan şu ki, bu yangınların 621'i kontrol altına alınabildi. Ancak ilk iki gün fırtınanın da etkisiyle Meteoroloji'nin Muğla ve diğer iller için sarı alarm vermesi, bizleri daha da dikkatli olmaya sevk etmeli. “
Tarlalarımızı, ağaçlarımızı, dağlarımızı ve gökyüzüne yükselen her duman riskini incelerken içimden defalarca "İnşallah yangın değildir." diye dua ettim. Gündelik ihtiyaçlarımı karşılamak bile zül geliyor. Orada yangınla mücadele eden insanları ve diğer canlıları düşünürken ben nasıl rahatıma bakıp gündelik hayatıma devam edebilirim, diye düşünüyorum. Ülkemizde bu denli yangınlar çıkarken, tarım arazilerimiz, doğamız ve ormanlarımız yok olurken nefes dahi alamıyorum.
Resmi kurumlardan gelen açıklamalar ise bize "bu kadar da olmaz." dedirtiyor. Tarım ve Orman Bakanımızın açıkladığına göre, “624 yangının yüzde doksan dokuzu maalesef insan kaynaklı!” Yangınların sebepleri ise şaşırtıcı derecede basit ve kahredici:
- Çöp alanlarının yanması
- Spiralden çıkan kıvılcımların kuru alanlara sıçraması
- Havai fişeklerden çıkan kıvılcımların kuru alana teması
- Arı kovanlarından çıkan yangınlar
- Yollara atılan sigara izmaritleri
- Piknik alanlarında yasaklı ateşlerin yakılması
- Kaynak makinesinden sıçrayarak yangının başlaması
- Döver biçer makinesinden sıçrayan ateşin ekin alanlarına yayılması
Bu nedenler incelendiğinde akla sadece ihmalkârlık ve dikkatsizlik değil, akıllara bir kasıt da olup olmadığı sorusu geliyor. Yangınların başlamasıyla sadece doğa değil, köylerimiz, iş yerlerimiz, konutlarımız da zarar görüyor. Valiliklerimiz yangının yerleşim noktalarına yaklaşmasıyla tedbiren evleri ve tesisleri boşaltmak zorunda kalıyor.
Basit ihmaller yüzünden köylerimiz, çiftliklerimiz, hayvanlarımız ve doğamız cayır cayır yanıyor. Ciğerlerimiz yanıyor! Gözyaşları ve üzüntü bu durumu kurtarmıyor. İnsanlarımız mağdur, tarım arazilerimiz ve ormanlarımız yok oluyor. Çok fazla alan, sadece insan ihmali ve dikkatsizliği yüzünden küle dönüyor.
Vatandaşlarımız ve köylülerimiz geceleri sokakta geçiriyor. Köylerde evler yangın tehlikesiyle karşı karşıya, hayvanlar telef oluyor. Köylülerimizin çaresizlik içindeki feryatlarına şahit oluyoruz. Çiftçimiz tarlasındaki ekininden oluyor, hasadını beklediği buğdaydan ekmek yapacağım derken her şey kül oluyor. Uzmanlar da “yangınların yüksek sıcaklık, düşük nem ve şiddetli rüzgârla yoğunlaştığını” belirtiyor.
Yangın Anı ve Sonrası Etkileri: İlden İle Yayılan Acı
Yangınların Türkiye genelindeki etkileri ve acı tabloları yüreğimizi dağlıyor:
Antalya'da çıkan orman yangını hızla evlere yaklaştı. “Polisimiz TOMA araçları, Orman ve İtfaiye ekipleriyle birlikte bölge halkı da yangın söndürme çalışmalarına destek verdi. Bölge halkı hortumları tuttu, kovalarla su taşıyarak yangının söndürülmesinde görev aldı.” (NTV haberleri) Bu dayanışma umut vericiydi ancak acı büyüktü.
Ulusal Haberlerimize göre; “ İstanbul Silivri'de bir kişinin mangal yakarken tarım alanına sıçrayan yangın, tam yedi uçak, yirmi bir helikopter ve doksan bir arasözün altı saat süren mücadelesiyle kontrol altına alındı. İlk belirlemelere göre yüz hektarlık alan zarar gördü. Yangına sebep olan kişinin gözaltına alındığı öğrenildi.”
“Sakarya'da ise tarım aleti biçerdöverden çıkan yangın yine can yaktı. Normalde bu araçlarda su deposu ve yangın tüpü bulunması gerekirken, bu döver biçer de su tankerinin olmadığı tespit edildi.” Tarım arazileri yandı ve ilgili kurumlarımızca yangın kontrol altına alındı.
“İzmir'de bir fabrikada kaynak makinesinden sıçrayarak başlayan yangın, İzmir-Aydın otobanının trafiğe kapanmasına neden oldu. Yangınla mücadele eden orman işçimizin araçtan çıkamayarak şehit olması, aynı bölgede yaşlı bir kişinin yanarak can vermesi bizleri derinden yaraladı.”
“İzmir, Manisa, Hatay, Bolu, Adana ve Bursa'da meydana gelen büyük yangınların ise orman dışından başlayıp ormana sıçradığı belirtiliyor.” Bu durum, insan kaynaklı ihmallerin doğamıza verdiği zararın boyutunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Çözüm Çağrısı: Ülkem Yanmasın!
Kurumlarımız ve vatandaşlarımız teknolojik araçları (yangın söndürme uçakları, helikopterleri, arasözler ve itfaiye araçları), insan gücü ve stratejileriyle yangınların söndürülmesinde etkililer. Kısa sürede yangınları kontrol altına alıyorlar.
Fakat asıl çözüm bu değil! Asıl çözüm, insanlarımızın yangına sebep olacak hiçbir durumu tercih etmemesidir. Bu ormanlar ve tarım arazileri, çiftçilerin, vatandaşların, ülkemizin ve geleceğimiz olan nesillerimizindir. Yüzde doksan dokuzu insan kaynaklı olan bu yangınların mutlaka son bulması gerekiyor.
Peki, neler yapabiliriz?
1.Tarım döver biçerleri ilgili kurumlarca titizlikle denetlenmeli ve güvenlik ekipmanları konusunda eksiklikler giderilmelidir.
2.Tesis ve işyerleri görevlileri yangınla mücadele eğitimi almalı, acil durum planları sık sık tatbikatlarla gözden geçirilmelidir.
3.Vatandaşlara yönelik toplumsal bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmeli. Dikkatsizliğin sebep olabileceği büyük yangınları önleyici reklamlar, sosyal medya kampanyaları ve televizyon eğitimleri yaygınlaştırılmalıdır.
4.İlgili uzmanlarımızca yangın olmaması için bilinçlendirme filmleri hazırlanmalı ve ulusal yayın yapan haber kanalları aracılığıyla tüm halkımıza ulaştırılmalıdır.
5.Anız ve tarım arazileri dikkatle korunmalı, anız yakma gibi tehlikeli uygulamalar tamamen engellenmelidir. Tarım arazilerinde hasat tamamlandıktan sonra mutlaka sürülmeli, ayrıca meyve ağaçları olan arazilerinin sınırları çizgi halinde traktörle sürme işlemini vatandaşımız tarafından önemle uygulanmalıdır.
6.Yanan yerler hızla ağaçlandırılmalı ve bu alanların yeniden yeşermesi için gerekli tüm destekler sağlanmalıdır.
6.Ormanlara 81 ilde "keçi itfaiyeleri" ekibi oluşturulmalı, doğal otlakçılıkla yangın riskini azaltma çalışmaları yaygınlaştırılmalıdır.
7.Ormanlık alanlarımızda yangın şeritleri enine boyu daha genişlemelidir.
Asıl konu iyi insan ve kötü insan ayrımı değildir. Asıl konu, insanın içinde son zamanlarda artan dikkatsizlik veya kasıt sonucu yangına sebep olan fiillerin ve davranışların son bulmasıyla çözülür.
Millî Eğitim Bakanlığımız, Üniversitelerimiz, Belediyelerimiz ve ilgili kamu kuruluşlarımız; bilinçlendirme eğitimleri, ahlaki değerlere vurgu yaparak, ülkemizde yangına sebep olmayıp, ağaçlık alanları artırmayı ilke edinerek bu sorunu çözebiliriz. Ancak bunu hep birlikte ve koordineli olarak başarabiliriz.
Artık ülkem yanmasın! İnsanlar yangına sebep olmasın! Geleceğimiz için bu sorumluluğu hep birlikte üstlenmeliyiz.
Daha sonra Ulusal haberlerimize göre; ” Kalan 3 noktada yangınlar İlgili kurumlarımızca kontrol altına alınmıştır. Toplam 624 noktada yangın başarıyla kontrol alınmıştır.”
Kaynaklar:
- NTV Haberler Raporları
- Meteoroloji Genel Müdürlüğü Verileri
- T.C. Tarım ve Orman Bakanlığımız/ Bakanımız Verileri
- Ulusal Haber Kaynakları (Belirtilen olaylara ilişkin genel haber akışları)
- Ulusal haberlerde paylaşılan Uzman Görüşleri
Not: 5 Temmuz 2025 tarihindeki haber verilerine göre yazımız oluşturulmuştur




FACEBOOK YORUMLAR