Mustafa KARA

Mustafa KARA

[email protected]

Pestisit Sorunu ve Çözümleri

21 Mayıs 2025 - 10:06

Anadolu’daki Köyümden Sohbetler-18

Mustafa KARA

[email protected]

Pestisit Sorunu ve Çözümleri

 

Dünya nüfusunun hızla artmasıyla birlikte, daha az alandan daha fazla ürün elde etme zorunluluğu doğmuştur. Bu durum, birim alandan alınan verimi artırmak için kimyasal gübreler ve pestisitlerin yaygın olarak kullanılmasına yol açmıştır. Böcekler, mantarlar, yabani otlar ve diğer zararlılarla mücadelede hızlı ve etkili çözümler sunan pestisitler, kısa vadede üretim artışını sağlamıştır. Fakat bunun yanı sıra farklı sorunlar da ortaya çıkmıştır. Ülkemizde durum nedir? Başlıklar altında anlatmaya devam edelim.

Türkiye’de Pestisit sorunları ne zaman başladı?

Türkiye'de pestisit sorunu, modern tarım uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte 1950'li yıllardan sonra kademeli olarak ortaya çıkmaya başlamış olup; sorunun belirginleşmesi ve artması 1980'li yıllardan itibaren yoğunlaşmıştır.

Türkiye’de Pestisitle ilgili neler yapılıyor?

İlgili kurumlar ve kamu kuruluşları bununla ilgili çok yönlü çalışmalar yapmışlardır. Resmi kurumların çalışmaları şunlardır.

1.Mevzuat Düzenlemeleri: Tarım ve Orman Bakanlığı, pestisitlerin üretimi, ithalatı, satışı ve kullanımı ile ilgili yasal düzenlemeler yapmaktadır. Bu düzenlemelerle yasaklı pestisitlerin kullanımı engellenmeye ve izin verilenlerin ise kontrollü bir şekilde kullanılması sağlanmaya çalışılmaktadır.

2.Denetimler: Bakanlık bünyesindeki ekipler, üretim alanlarında ve piyasada pestisit denetimleri gerçekleştirmektedir. "Hasat Öncesi Pestisit Denetim Programı" ile hasat edilmek üzere olan ürünlerde pestisit kalıntıları kontrol edilmektedir. Uygunsuzluk tespit edilmesi durumunda idari para cezaları ve ürün imhası gibi yaptırımlar uygulanmaktadır.

3. Ruhsatlandırma Süreci: Yeni pestisitlerin piyasaya sürülmesi sıkı bir ruhsatlandırma sürecine tabidir. Bu süreçte, pestisitlerin insan ve çevre sağlığı üzerindeki potansiyel etkileri değerlendirilmektedir.

  1. Eğitim ve Bilgilendirme Çalışmaları: Tarım ve Orman Bakanlığına ait İl ve İlçe Müdürlüklerine bağlı ekipler eğitim ve bilgilendirmeleri yerinde uygulamalarda ve eğitimlerle aktarmaktadır. Son zamanlarda yapılan denetimlerde ise çiftçilerin ürünleri kontrollerinde herhangi bir pestisit kalıntısı olmadığı tespit edildiğinde “Pestisit ürününe rastlanmamıştır.” belgesi verilmektedir. Bu belge ile çiftçi ve üretici işletme daha çok satış ve güvenilir olarak tercih edilmesine sebep olduğu görülmektedir. Çiftçilere yönelik pestisitlerin doğru ve güvenli kullanımı konusunda eğitim ve bilgilendirme çalışmaları yapılmaktadır. 
  2. Yasaklı ve Kaçak Pestisitlerle Mücadele: Yasa dışı yollarla ülkeye sokulan veya sahte pestisitlerin tespiti ve engellenmesi için denetimler yapılmakta ve operasyonlar düzenlenmektedir.

Türkiye’de ihracatta pestisit denetimi nasıl yapılıyor? Nelerle karşılaşıyoruz?

Ulusal haberlerde zaman zaman karşımıza çıkan pestisitten kaynaklı sorunları duyuyoruz. Haber tam olarak “Rusya’ya İhracat yapılan ürünlerde pestisitle karşılaşıldı.” başlığıyla karşımıza çıkıyor. İnsan ister istemez düşünüyor. Bu başlıktan sonra ilgili kurumlar tarafından nasıl uygulama yapılıyor? Hangi tedbirler var, alınıyor mu? Haber tam detaylı anlaşılmadığında halk tarafından yanlış bilinen algı “İhracattan geçmeyen ürünler iç piyasada tüketiliyor.” zannı ortada kalıveriyor. İşte tam bu hususu doğru anlamak için konuyu uzmanlarına sorduk. Araştırmalara göre bu zannın doğru olmadığını aşağıdaki belirtilen gerekçeleriyle anlıyoruz.

Uzmanların anlatımına göre ihracatta gönderdiğimiz ürünlerin örneğin Rusya’ya gönderilen sebzenin ürüne virüs ve pestisit analizleri yapılıyor. Peki pestisit kalıntısı nasıl ortaya çıkıyor? İhracata giden tırların içinde bulunan ürünlerin tamamı bir üretici kartına ait olmuyor. Tırda olan ürün on ve on beş civarı üretici kartına aittir. Sadece bir üreticinin analizinde pestisit kalıntısı çıktığında tırın içindeki diğer üreticilerde mağdur oluyor. Tırdaki ürünleri ihracat edilemiyor. İşte can alıcı soru burada devam ediyor? Bu tırdaki ürünler ne oluyor, sonrasında neler yapılıyor? Uzmanlara göre Bakanlığın ilgili birimleri bu konu ile ilgili tırda üretilen ürünler parti serisi olarak beklemeye alınıyor. İhracatı yapan firmaya bilgi veriliyor. Firma pestisit ölçü olarak kullanılan general değerleri düşük olarak kabul eden Arap ülkelerivle Orta Asya ülkelerine sunuluyor. Onlar kabul ettiğinde bu ürünler pestisit kalıntısı ikinci üçüncü seviye ülkelere pazarlanmış oluyor. Peki bu ürünler hiçbir ülkeye uygun değilse ne oluyor? Bu konu ile ülkemiz kriterleri Türk Gıda Koteksi’nde belirlenen pestisit kalıntısı için tespit edilen genel değerleri için uygun değilse ürünler ilgili kurumlarımız tarafından imha ediliyor. Böylece halk arasında yanlış bilinen bilginin doğru şekilde uygulandığını öğrenmiş oluyoruz. İhracattan pestisit kalıntısına rastlanılan ürünler iç piyasada tüketilmiyor.

Ayrıca 17/05/2025 de NTV haberlerine göre uzman doktorların çalışmalarında plasentada pestisit kalıntısına rastlanıldığına dair bilgiyle karşılaşıyorum. Bu konunun ne kadar ciddi olduğunu gelecek nesillere ne kadar zararı olacağını düşünüyorum. O yüzden el birliğiyle hepimizin hassasiyetle çözümlere başlamamız gerekli oluyor.

Ülkemizde pestisit kalıntısı en az veya sıfır noktasında olması çözümleri için dahada neler yapmalıyız?

  • Entegre Mücadele (IPM) Yaklaşımlarının Yaygınlaştırılması: Kimyasal pestisit kullanımını en aza indiren, biyolojik, biyoteknik ve kültürel mücadele yöntemlerini içeren IPM stratejilerinin çiftçiler tarafından benimsenmesi için destek sağlanmalıdır. 
  • Biyolojik Mücadele Yöntemlerinin Desteklenmesi: Doğal düşmanların (yırtıcı böcekler, parazitoitler, mikroorganizmalar) kullanımı, feromon tuzakları ve diğer biyolojik mücadele araçlarının üretimi ve kullanımı teşvik edilmelidir. 
  • İyi Tarım Uygulamalarının (İTU) Teşvik Edilmesi: Çevreye ve insan sağlığına duyarlı üretim tekniklerini içeren İTU'nun yaygınlaştırılması için çiftçilere eğitim, danışmanlık sağlanmalıdır.
  • Ekolojik Tarımın Geliştirilmesi: Pestisit ve sentetik gübre kullanımının yasak olduğu ekolojik tarım yöntemlerinin yaygınlaşması için politikalar oluşturulmalıyız.
  • Dayanıklı Bitki Çeşitlerinin Geliştirilmesi: Hastalıklara ve zararlılara karşı daha dayanıklı bitki çeşitlerinin geliştirilmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması, pestisit ihtiyacını azaltacaktır.
  • Toprak Sağlığının İyileştirilmesi: Sağlıklı topraklar, bitkilerin hastalıklara ve zararlılara karşı direncini artırır. Organik madde içeriğini artırmaya yönelik toprak işleme teknikleri ve uygulamaları desteklenmelidir.
  • Tüketici Bilincinin Artırılması ve Talep Oluşturulması: Tüketicilerin sağlıklı ve pestisitsiz gıda talebinin artırılması, üreticileri de bu yönde üretim yapmaya teşvik edecektir. 

Bu çözümlerin başarılı bir şekilde uygulanması, ilgili tüm paydaşların (devlet, çiftçiler, sivil toplum kuruluşları, tüketiciler ve özel sektör) iş birliğini ve koordinasyonunu gerektirmektedir. Uzun vadede sürdürülebilir bir tarım sistemi oluşturarak hem insan sağlığı hem de çevre üzerindeki pestisit baskısı azaltabiliriz. 

Not: Pestisite “haşere, öldüren” sözcüğünden alıntılanmış bir terimdir.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum