Burcu BOLAKAN

Burcu BOLAKAN

[email protected]

İsmail Gaspıralı

17 Nisan 2023 - 03:11 - Güncelleme: 17 Nisan 2023 - 09:13

İsmail Gaspıralı
İsmail Gaspıralı 21 Mart 1851 tarihinde Avcıköyde doğar. Babası Mustafa Ağa’ya Kafkasya genel valisi tarafından asilzadelik verilmiştir. İsmail Gaspıralı’nın babası Rus yönetiminde tercümanlık ve mütercimlik yapmaktadır. Annesi ise Kırım soylularındandır. İsmail Bey, Rus kurallarına uygun olarak babasının soyluluk unvanı sebebiyle, doğum yerini belirten Gasprinski (Gaspıralı) aile adını kullanacaktır. İlk öğrenimine Bahçesaray’da Zincirli Medresede Hacı İsmail Bey yanında başlar. On yaşında girdiği Akmescit kolejinde iki yıl okur. Bunu takiben Varonej şehrindeki askeri liseye ve akabinde Moskova askeri lisesine nakledilir. Moskova’da bulunduğu yıllarda içinde bulunduğu muhit onda milliyetçilik duygularının doğmasına sebep olacaktır. 1867 tarihinde Girit’te Rum ayaklanması olur.  Bu sırada Moskova askerî lisesinde panlavistlerin önderlerinden Katkof ailesi muhitinde Türkler sürekli aşağılanır. Girit’teki Rum isyancılar ise alkışlanmaktadır. Tüm bunlara tanık olan İsmail Gaspıralı arkadaşı Mustafa Mirza Davidoviç’le anlaşıp okuldan kaçmayı planlar. İstanbul’a gidecekler ve gönüllü subay olarak Girit’te Türklerin yanında savaşacaklardır. İki arkadaş 45 gün boyunca bir kayıkta nehir yolunda kürek çekerler ve Odessa’ya gelirler. Türkiye’ye gitmek için vapura binmeye çalışırlarken yakalanırlar. Yanlarında pasaportları yoktur. Olay meydana çıkınca askerî okuldan atılırlar. İsmail Bey bu sırada on yedi yaşındadır ve bu olay sonrasında mecburî Bahçesaray’da Rusça öğretmeni olarak atandığı Zincirli Medrese’de öğretmenlik yapmaya başlar. Zincirli Medrese’de bir buçuk yıl görev yapar ve Bahçesaray polis müdürü olan Şostof’un zengin kütüphanesinde bulunan yasaklı kitapları (sosyalist yazarların eserleri) okur. 1869 yılında Yalta’da iki yıl öğretmenlik yaptıktan sonra tekrar Zincirli Medrese’ye döner ve Rusça öğretmenliğine devam eder.
İsmail Bey görevi olmadığı hâlde öğrencilere Türkçe öğretmesi, eski eğitim metotlarını eleştirmesi gibi sebeplerle medrese yöneticileri ve öğrencilerin sert tepkileriyle karşılaşır. Hatta ölüm tehditleri alır ve medreseden ayrılmak zorunda kalır. İsmail Bey Fransızcasını ilerletmek için Paris’e gider ve 1874 yılına kadar Paris’te kalır. Paris’te Turganyev’in muhitinde bulunur ve onun yazdıklarını temize çeker. 1874 yılında İstanbul’a gelir; amacı Türk Harp Okulu’na Rusça öğretmeni olarak atanmaktır. Fakat onun göreve atanması Rus büyükelçisi olan İgnatyev tarafından engellenir. İgnatyev Sadrazam Mahmud Nedim Paşa üzerindeki nüfuzunu kullanarak bu atamanın yapılmasına engel olur. İsmail Bey’in gazeteciliği ve yazarlığı da İstanbul’da bulunduğu dönemde başlar. İsmail Gaspıralı 1875 yılında Kırım’a döner. Kırım’a ulaştığında dünyada neler döndüğünü ve olup bitenleri kavramış bir gençtir. Kafasında oluşan projeleri uygulamak adına çalışmalar yapacaktır. Fransa’da ve Türkiye’de bulunduğu dönemde gözlem yapar ve bilgi, birikim edinir. Kırım Türklerinin sosyal hayatını incelemek adına köylerde dolaşır. Köylülerin problemlerini, dinî, kültürel, iktisadî hayatını, Ruslarla olan ilişkilerini yakından izleme ve inceleme olanağı bulur. İsmail Bey Litvanya’ya, İdil-Ural Bölgesi’ne, Kafkasya’ya gider ve buraları da dolaşarak aydınlarla, din adamları ve tüccarlarla konuşarak fikir alışverişinde bulunur.
İsmail Gaspıralı 1883 tarihinde Tercüman gazetesini çıkarmaya başlar ve edindiği seyahat birikiminden de yazılarında yararlanır. Gaspıralı seyahatleri sırasında yayımlamaya karar verdiği süreli yayınlar için aboneler bulmuştur. Gerekli piyasa araştırmasını yaparak mühim adreslere ulaşmayı başarmıştır. Tercüman’ı çıkarmaya başladıktan sonra İstanbul’a seyahatleri devam eder. Türkistan, Hindistan, Mısır’a yolculuklar yapar. Bu seyahatlerde Türk ve İslâm âlemini yakından tanır ve birbirlerine de tanıtır. 1882 yılında Kazanlı sanayici ve tanınmış bir aile olan Akçurinlerden İsfendiyar Bey’in kızı Zöhre Hanım’la evlenir. Zöhre Hanım Yusuf Akçura’nın halasıdır. Böylelikle Yusuf Akçura, İsmail Bey’in çalışmalarını zamanında öğrenir ve yakından izleme fırsatı bulur. Bu iki büyük isim özellikle 1905’ten sonra Rusya Türklerini siyasi, kültürel haklarına kavuşturabilmek için çalışır.
(Akpınar, 2014, s. 140-143)
İsmail Gaspıralı Türk kökenli halkların Türk kimliği ve bilinci ile bir üst kimlik oluşturarak birleşmesi fikrini savunmuş ve hayatı boyunca bu fikrini gazetesinde ve risâlelerinde yazmıştır. Dilde, fikirde, işte birlik sloganı ile Türk birliğinin gerçekleşmesi sürecini başarılı bir şekilde ifade etmektedir. Gaspıralı Rusya boyunduruğu altındaki Müslüman Türk toplumlarının cemaat halinden bir millet haline dönüşmeleri gerektiğini ve İslâm dininin bu açıdan kuvvetli bir faktör olduğunu belirtmiştir. Müslüman halkların dili Türkçedir. Türk halkları birleşmeyi başarabilirlerse Rusya’da ve dünyada büyük bir güç olarak ortaya çıkabileceklerdir. Bu da ancak modern bir eğitim sisteminin Türkler arasında yerleşmesi ile mümkün olabilir. Gaspıralı Tercüman gazetesini bu amaçlar doğrultusunda çıkarır. Tercüman gazetesinde kullanılan dil sade bir Osmanlı Türkçesidir. İsmail Gaspıralı’nın idealleri doğrultusunda kullandığı en önemli araç Tercüman gazetesi olarak kabul edilmektedir. İsmail Gaspıralı gazetesinin yanında Kırım’da modern anlamda bir okul açar. Yusuf Akçura ile yakın bir ilişki kurar ve ideallerini paylaşır. Gaspıralı’nın modern ilkokul modelleri köylere kadar yayılır. Bu büyük bir eğitim devrimidir ve Rusya idaresindeki bütün Türk halklarında uygulanmaktadır. Cedid Mektepleri’nin sayısı 1914 yılında 5000’e varmış bulunmaktaydı. Gaspıralı’nın çıkardığı Tercüman gazetesi de bütün Türk halkları tarafından okunmaktadır. Rusya’da 1905 yılında büyük bir ayaklanma olur ve bu ayaklanma Gaspıralı’nın fikir hayatında ve faaliyetlerinde yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Sadi Maksudi de İsmail Gaspıralı ile tanışmış Türkçülük konusunda onun ideolojisini benimsemiştir. 1905 Rus Devrimi üzerine Gaspıralı, Müslümanların Ruslarla eşit haklara sahip olabilmeleri için faaliyetlerine başlamıştır. Bütün-Rusya Müslümanları Kongresi’ni Ağustos 1905 yılında gerçekleştirmiştir. Daha sonra Kırım’da Müslüman halkların kongrelerini toplamıştır. 1907’de Bütün Müslümanlar Kongresi’ni toplama çabasına girişmiştir. İsmail Gaspıralı’nın Türk milliyetçiliği ve reform fikirleri II.Meşrutiyet döneminde özellikle yakın arkadaşı Yusuf Akçura yoluyla İstanbul’da Türkçülük faaliyetlerine kaynak olur. Anadolu’da bir millî Türk devletinin kurulmasında çarlık boyunduruğu altındaki aydınlarının önemli rol oynadıkları açık bir gerçektir. Bu tarihten sonra İsmail Gaspıralı çok uzun yaşamaz 24 Eylül 1914 yılında vefat eder. (İnalcık, 2015, s. 314-316)

Kaynaklar
Akpınar, Y. (2014). Çağdaş Türk Edebiyatları - Çağdaş Kırım Tatar Edebiyatı. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları. S. 140-143.
İnalcık, H. (2015). Devlet-i Aliyye - Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar IV (11 b.). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. S. 314-316.