RÜMEYSA ERTEM yazdı: ÇORBAYA ÖVGÜ

Dumanı tüten bir çorba, insanın karnını doyurmaktan öte, içenin ruhunu dinginleştirir, sakinleştirir. Bir içimlik okşayıverir. İçenini değerli hissettirir.

RÜMEYSA ERTEM yazdı: ÇORBAYA ÖVGÜ
11 Nisan 2020 - 21:52 - Güncelleme: 11 Nisan 2020 - 23:09

ÇORBAYA ÖVGÜ

Bazı yiyecekler vardır ki, onları yemenin ve hazzını almanın dışında bir anlam dünyası olur bu yiyeceklerin. Anlamlıdır bu yiyecekler. Günlük hayatımızın bir parçasıdırlar. Kültürümüzde önemli bir yeri vardır, ekmek gibi örneğin. Bilirsiniz, ekmek yere düşmemeli, kırıntısı dökülmemeli, çöpe atılmamalı, davranışımız hor olmamalı. Ekmeğini kazanmak derler, ekmek kapısı, ekmek kavgası, ekmek parası derler, gözü kör olsun, ekmeğinden olmak, ekmeğini taştan çıkarmak… Saymakla bitmez ekmeğin bizdeki değeri… Ekmek başımızın tacı oladursun, hatırlatmak isterim, bir tas sıcak çorbanın ekmekten aşağı kalır yanı yoktur, bilinedursun.

Nitekim bizim kültürümüzde çorbaya da gerekilen önem verilmiştir elbet. Onu da katmışızdır dilimize; çorba etmek derler, çorbaya sinek düşmek; adabına uygun yap işini bak lezzetsiz çorbaya tuz kâr etmez derler, bu olumsuz deyim ve atasözlerinin yanı sıra, “çorbada tuzu olmak” gibi emeği ifade eden deyim ve “tekkeyi bekleyen çorbayı içer” gibi sabrı ifade eden atasözü de bulunmaktadır. Yine de buna rağmen ona verilen önemi az bulduğumu ifade etmeliyim. Çünkü sıcak bir çorba, karın doyurmaktan çok daha fazla iş üstlenir. Dumanı tüten bir çorba, insanın karnını doyurmaktan öte, içenin ruhunu dinginleştirir, sakinleştirir. Bir içimlik okşayıverir. İçenini değerli hissettirir. Yolculuktan dönüp bir tas çorba mı içtin, ayaklarına can suyu verir. Anneni çok mu özledin, onun kokusunu içine salar, sıcak bir çorba, annenin kıymetini anımsatır. Ellerinden öptürür.

Bir çorba öyle çok şeye kadirdir ki, yiyeceğin yemek için mideni hazırlar. Hayır, hayır yalnızca bu değil. Bir çorba öyle çok şeye kadirdir ki, insana sevildiğini dahi hissettirebilir. Çünkü sıcaklığıyla tüm bedenine yayılır, seni ısıtır. Hele bir de o sıcacık şey sevdiklerinin elinden çıkmışsa, bir olursun sevdiğinle, aynı sevgiden süt emmiş olursun. Bir çorba, ilişki bağlarını bile kuvvetlendirebilir. Eğer seven sevdiğine “sana çorba yaptım” derse, dünyadaki bir tomurcuk filizlenebilir.

Çorba, evin şükrüdür. Onun ocakta kaynamasıyla bir ev yuvaya dönüşebilir. Onun kokusuyla bir çocuk güvende hissedebilir. Bir anne huzur bulabilir, bir baba yuvasına şükredebilir. Çorba hastanın da devasıdır sağlıklının da. Bir dermansıza derman olabilir, onu hararetiyle iyileştirebilir. İçine konulan bir dilim limonun suyunu bin devaya dönüştürüp, bedeni dinç kılabilir. Bardakta su diye, tabakta yemek diye yenilebilir. Üşüyene yorgan olur, sıcaklayanın da vücut ısısını dengeleyebilir. Domatesi, tarhanası, ezogelini, mercimeği… Çeşit çeşit şekillerde sizi sarabilir. Ekmek mi? Başımızın tacına da yakışır, çorbamızın yanına da…

Bilseniz ki çorba nelere kadir, sıcak bir çorba insana yazı yazdırabilir. Şükrünün edasını yazarak yaptırabilir. Bir çorba, ilham kaynağı olabilir.

 Velhasıl, yazarken kâsedeki çorbam bitti. Bir tabak daha içsem iyi olabilir.

Rümeysa ERTEM

04.04.2020

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum