Öğretmenlere 10 ödev sorusu

Öğrencilere verdiğiniz ödevler kaç dakikada bitiyor, seviyesi tüm çocuklara uygun mu, tek başına yapılabiliyor mu?

Öğretmenlere 10 ödev sorusu
12 Mayıs 2015 - 01:20

~~Öğrencilere verilen ev ödevleri tartışmalı bir konu. Eğitimcilerin bir kısmı ev ödevlerinin faydalı olduğunu, bir kısmı da öğrenciyi yorduğunu savunur. Ama mutlaka ev ödevi verilecekse, öğretmenlerin de dikkat etmesi gereken konular var. Eğitim uzmanlarına ve tecrübeli öğretmenlere göre, verilen ödevin kaç dakika sürdüğü, sınıftaki tüm öğrencilerin başarı seviyesine uygun olup olmadığı gibi soruların yanıtı düşünülmeli. Öğretmenler için, öğrenciye ev ödevi verirken kendilerine sormaları gereken 10 soruyu ve cevaplarını derledik.

1- Ne kadar sürüyor?

Yaş gruplarına göre öğrencilerin günlük çalışma kapasiteleri farklı. Bazı çocukları okulda geçirdiği zaman bile yormaya yeterken, bazıları daha fazla dayanır. Ödev, çok uzun ya da kısa olmamalı. Öğrencinin hem konuyu daha iyi kavramasını sağlamalı hem de onu konudan uzaklaştıracak kadar uzun sürmemeli.

2- Tek başına yapabilir mi?

Uzun süren ödevler öğrenciyi sıkacağı için bazen bildiği konuları bile yapamayabilirler. Böyle durumlarda da en yakındaki yetişkinlere, yani anne-babalara koşarlar. Özellikle akademik başarıyı çok önemseyen ve öğrenci adına ödev yapmanın sakıncalarının farkında olmayan aileler dayanamaz ve başlar çocuğun yerine dersi yapmaya. Böyle olunca da öğrenciye faydası olmaz. Sadece uzun sürecek olanlar değil, zor ödevler de öğrenciyi, yetişkinlerden yardım almaya itebilir. Bazen yardım almanın iyi sonuçları olsa da öğrencinin kendi başına yapabileceği ödevler vermek gerekiyor.

3- Çocukların yeteneklerini keşfetmesini sağlıyor mu?

Çok duymuşuzdur, “Bir kitap okudum hayatım değişti” diyenleri. Bunu öğrencilere uyarlayacak olursak bazen derste okunan bir şiir ya da çözülen bir matematik problemi öğrencinin o alana ilgisini ortaya çıkarabilir. Örneğin, bir şiiri öğrencinin çok beğendiği fark edildiğinde ona, “Sen de bize bir şiir yaz” demek çocuğun bu konudaki yeteneğini keşfetmesine yardımcı olabilir. Ya da matematik sorularını çözmekten hoşlanan öğrenciye, “Sen de bize bir soru hazırla, yarın matematik dersini sen anlat” gibi yönlendirmeler hayatını değiştirmeye yetebilir. Bu nedenle verilen ödevlerin sadece öğrenilen bilgiyi pekiştirmeye değil, öğrencilerin farklı yönlerini ortaya çıkarmasına da yardımcı olması gerekiyor.

4- İmkânları aşıyor mu?

Bu durumla bazen proje ve performans ödevlerinde karşılaşılabilir. Öğrenciden bir maket yapması istenirken, yaşadığı yerde gereken malzemelere ulaşıp ulaşamayacağının düşünülmesi gerekiyor. Örneğin evde bir maket ödevi verildiğinde öğrenci karton, yapıştırıcı, renkli kâğıt gibi malzemelere ulaşamayacak durumda ise strese girer. Bu durumda okuldan bile soğuyabilir. Bu tür ödevler verildiğinde öğrencinin bütün imkânları düşünülmeli.

5- Tüm öğrencilerin başarı düzeyini dikkate alıyor mu?

Genelde ödevler verilirken, başarı düzeyi orta seviyede bir öğrenci dikkate alınır. Ortalamanın altındaki öğrenciler ise diğerlerine göre ev ödevlerini hazırlarken daha çok zaman harcar. Bu nedenle de de çeşitli etkinliklere zaman ayırmakta zorlanabilir. Kültürel etkinliklerin de öğrencinin kişisel gelişiminde oldukça önemli olduğu düşünülecek olursa, ev ödevleri verilirken başarı düzeyi en alt seviyede olan, öğrenme güçlükleri çeken öğrenciler de dikkate alınmalı.

6- Öğrencinin kişisel gelişimine katkısı var mı?

Ödevlerin bir diğer özelliği ise öğrenciye başarılı olacağına dair özgüven kazandırmak, ilerleyen yıllarda ihtiyaç duyacağı birikime sahip olmasını sağlamak. Verilen ödevleri başarıyla tamamlayan öğrenciler, bir sonraki etkinlikler için daha hevesli olur. Çünkü başarılı olacağına dair inancı ve özgüveni artar. Ayrıca öğretmenlerin, bu ödevlerin faydalarını anlatması, öğrencide farkındalığa yol açar. Bu sayede ödevler külfet gibi gelmez.

7- Öğrenmeyi dört duvar dışına taşıyor mu?

Sınıfta ders işlerken günlük hayattan örnekler verilmesi öğrenci motivasyonunu arttırır. Örneğin, matematikte ‘dikdörtgen’, ‘kare’ gibi konular anlatılırken, öğrencinin günlük hayatında kullandığı, bu şekillere sahip ev eşyalarından örnekler verilebilir. Bu boyutlardaki bir eşyanın içine hangi boyutlardaki yiyeceklerin sığabileceğini ölçmesi istenebilir.

Coğrafya dersinde iklim koşulları, bitki örtüsü gibi konular ele alındığında, yaşadıkları bölgenin iklim koşullarını tespit etmeleri istenebilir. Böylece öğrenme günlük hayata uyarlanır ve hem ödevi bitirme süresi azalır hem de öğrencinin motivasyonu artar.

8- İlgi alanlarına göre mi?

Her çocuğun ilgi alanı farklı. Kimi matematikte daha başarılı olur, kimi edebiyatta, kimi fen derslerinde. Oysa öğrencilere ödev verilirken, onun hangi dersi daha çok sevdiği, hangisine daha ilgili olduğu pek düşünülmez.

Ancak özellikle ilkokul öğretmenleri, öğrencilerini daha yakından tanıyabildiği için ilgi ve yeteneklerinin de farkında olabilir. Öğrenciye daha az sevdiği bir dersle ilgili çok fazla ödev yerine, her öğrencinin ilgi alanına göre farklı derslerden ödev verilebilir. Bu hem öğrenciyi okuldan soğutmaz, hem de başarısını arttırabilir.

9- Geri bildirim alınıyor mu?

Ödevin konusu kadar takibi de önemli. Sadece ödevleri kontrol edip, not vermenin öğrenciye çok fazla katkısı olmaz. Oysa ödevler kontrol edilerek öğrencinin hangi konularda eksik olduğunu görmek, çözüme yardım eder. Böylece öğrenci de daha çok fayda sağlar. Aksi halde öğrenci sadece verilen görevi yerine getirir.

10- Farklı alanlarla bağlantı kurduruyor mu?

Sınıf içi etkinlikler ve verilen ödevler öğrencilerin farklı alanlarla bağlantı kurmalarını da sağlayabilir. Örneğin, matematik dersine dil bilgisini de dahil edebilirsiniz. Bir problemi çözmeye çalışırken öğrencilere bu sorudaki ‘nokta’, ‘virgül’ kullanımının doğru olup olmadığı sorulabilir. Böylece öğrenci hem hızlı düşünür hem de konular arasında bağlantı kurma yeteneği gelişmiş olur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum