MEHMET EMİN AVCI YAZDI: MUHACİR YÜZLÜ AKŞAMLARIM-7
Limanda bekleyen her gemi ayrılıktan bir resimdir, akşamın kızıllığında, Gel artık, ne olur! Gözyaşlarımla kalbime abdest aldırtmak için gel.
16 Mart 2023 - 20:16
MUHACİR YÜZLÜ AKŞAMLARIM-7
Mübarek üç ayların hengâmesi de rüyası da farklıdır, muhacir yüzlü akşamlarım,
Kandil gecelerinde serilen seccadelere özlem duyar tüm geceler,
Her duanın gölgesinde ilmik ilmik örülen sırların yorgunluğu beni bekletse de,
Gel artık, ne olur! Şam’daki Bilal’in hasretini yanına alarak da gel.
Sahralarda kayıp sürülerin çobanıyım, muhacir yüzlü akşamlarım,
Göçüp giden kervanların konağında, aklımla yüreğimin tesellisindeyim,
Bedenim ruhuma gurbet olmuş, yanıp sönen yıldızların altında,
Gel artık, ne olur! İçinde cennet saklayan yetimlerin duasını alarak da gel.
Hakikatler faydayı geçersiz kılar, muhacir yüzlü akşamlarım,
Güneş her gün eski hatıralarıyla doğar yeniden hayata,
Meğer beni içten içe kemiren bir ateşin aleviymiş, asumana bakan,
Gel artık, ne olur! Yusuf’un gömleğinden bir parça alarak da gel.
Sevdası büyük olanın yükü teraziye gelemez, muhacir yüzlü akşamlarım,
İlkbaharda çiçeklere çöken her sisin kabusudur akabindeki güneş,
Zaman, zamanla alışmayı öğretir insana, unutmayı asla,
Gel artık, ne olur! Eyüp’ün sabrından bir parça alarak da gel.
Durgunluğumu bir deniz olarak görme, muhacir yüzlü akşamlarım,
Dalgalarını alevlendirecek azgın bir fırtına yeterli,
Limanda bekleyen her gemi ayrılıktan bir resimdir, akşamın kızıllığında,
Gel artık, ne olur! Gözyaşlarımla kalbime abdest aldırtmak için gel.
Neredeyim, nasılım, beni bana sorma, muhacir yüzlü akşamlarım,
Depremle sarsılan yaralı ülkemin enkazından bir enkazım,
Yönünü yitirmiş, kıblesini arayan bir mezarın mevtasıyım,
Gel artık, ne olur! Toprağı kirletmeyecek beyaz kefenlerle gel.
Mehmet Emin AVCI 11.03.2023
Mübarek üç ayların hengâmesi de rüyası da farklıdır, muhacir yüzlü akşamlarım,
Kandil gecelerinde serilen seccadelere özlem duyar tüm geceler,
Her duanın gölgesinde ilmik ilmik örülen sırların yorgunluğu beni bekletse de,
Gel artık, ne olur! Şam’daki Bilal’in hasretini yanına alarak da gel.
Sahralarda kayıp sürülerin çobanıyım, muhacir yüzlü akşamlarım,
Göçüp giden kervanların konağında, aklımla yüreğimin tesellisindeyim,
Bedenim ruhuma gurbet olmuş, yanıp sönen yıldızların altında,
Gel artık, ne olur! İçinde cennet saklayan yetimlerin duasını alarak da gel.
Hakikatler faydayı geçersiz kılar, muhacir yüzlü akşamlarım,
Güneş her gün eski hatıralarıyla doğar yeniden hayata,
Meğer beni içten içe kemiren bir ateşin aleviymiş, asumana bakan,
Gel artık, ne olur! Yusuf’un gömleğinden bir parça alarak da gel.
Sevdası büyük olanın yükü teraziye gelemez, muhacir yüzlü akşamlarım,
İlkbaharda çiçeklere çöken her sisin kabusudur akabindeki güneş,
Zaman, zamanla alışmayı öğretir insana, unutmayı asla,
Gel artık, ne olur! Eyüp’ün sabrından bir parça alarak da gel.
Durgunluğumu bir deniz olarak görme, muhacir yüzlü akşamlarım,
Dalgalarını alevlendirecek azgın bir fırtına yeterli,
Limanda bekleyen her gemi ayrılıktan bir resimdir, akşamın kızıllığında,
Gel artık, ne olur! Gözyaşlarımla kalbime abdest aldırtmak için gel.
Neredeyim, nasılım, beni bana sorma, muhacir yüzlü akşamlarım,
Depremle sarsılan yaralı ülkemin enkazından bir enkazım,
Yönünü yitirmiş, kıblesini arayan bir mezarın mevtasıyım,
Gel artık, ne olur! Toprağı kirletmeyecek beyaz kefenlerle gel.
Mehmet Emin AVCI 11.03.2023
FACEBOOK YORUMLAR