FÜHRER’İN GÜNLÜĞÜ 4: Sevde Betül UĞURLU

Günlüğüme yazdığım son yazının tarihine baktım ve uzun zamandır yazı yazmadığımı farkettim

FÜHRER’İN GÜNLÜĞÜ 4: Sevde Betül UĞURLU
07 Ocak 2013 - 11:59

 

FÜHRER’İN GÜNLÜĞÜ 4

Sevde Betül Uğurlu

                                                      26/12/1900

   Günlüğüme yazdığım son yazının tarihine baktım ve uzun zamandır yazı yazmadığımı farkettim.Babamla olan son kavgamızdan sonra derslerime dahada özen göstermeye çalıştığım için ne resim çizmek ne de yazı yazmak aklıma gelmedi.Fakat bir yere kadar.Nekadar  önceliklere özen göstermeye çalışsa da,insan sevdiği şeylerden vazgeçemiyor.Zaten uğraşlarım bir işe yaramadı.Babamı memnun edebilmek için resime ve yazı yazmaya ayırdığım tüm zamanı derslerime ayırdım.Ama sonuç bir hiçten ibaret.İsteksizce yapılan bir işin kişiye hiçbir yararı olmuyormuş.Neticede notlarım kötü.Yakında babam kırık notlarımı öğrenince hiç iyi şeyler olmayacak.Ama ben buyum.Sevmediğim bir şeyi yapmak istemiyorum.Sonucu ne olursa olsun yapmayacağımda!

  Uzun zamandır yazı yazmadığım için,yazacağım olaylar birikti.Mesela,yaklaşık iki hafta önce Georg isminde gazeteci bir çocukla tanıştım.Her sabah okula giderken geçtiğim meydanda gazete satıyor.Ben de onunla tanıştığımdan beri her sabah erkenden kalkıp gazete almaya gidiyorum.Ben gazete almaya başlamadan önce evimize hiç gazete girmemişti.Gazetede genellikle ilgimi çeken başlıklar savaşla ilgili başlıklar oluyor.

  Şu sıra bir yıldır devam eden II.Boer savaşı diğer adıyla Güney Afrika Savaşı  sürmekte.Bu sıra savaşın en şiddetli evresine girildiği için hergün savaşla ilgili gelişmeler gazetede yer alıyor.Boer savaşı  İngilizler ve Hollanda aslından türemiş sömürgeciler (Boerler) arasında gerçekleşiyor.Fakat Boer halkının yanı sıra bu bölgede yaşayan Alman göçmenlerde bu savaşta cephe almak zorunda kalmış.

  Bugün yine gazete almaya gittiğimde Georg bana gazete dışında savaşla ilgili her türlü literatürü bulabileceğim bir yer söyledi.Orayı ararken ve buradaki dergileri incelerken saatin nasıl geçtiğini farketmemişim.Satıcının; “Elindekini alacak mısın?” demesiyle,okula gitmem gerektiğini hatırladım ve elimdeki dergiyi bırakarak hızlıca dükkandan ayrıldım.

  Okula yetişmek için nekadar hızlı koşsamda en az bir saat geç kalmıştım.Tabiki  geç kaldığım babama bir şekilde iletilecekti.Buyüzden eve geldiğimde iki hafta boyunca aldığım bütün gazeteleri masamın üzerine çıkardım ve babamı beklemeye başladım.

  Babamın geldiğini anneme “Nerede o kaçak ?!”diye bağırmasından anlamıştım ve tahmin ettiğim gibi okula geç kaldığımı da öğrenmişti.Odama geldiğinde bana ilk olarak,düzgün bir açıklama istediğini söyledi.Bende gazeteleri göstererek her sabah gazete aldığımı ve bugünde savaş literatürleri satan dükkana gittiğim için okula geç kaldığımı anlattım.

  Önce harçlığımı gazeteye harcadığım ve derslerime özen göstermek yerine gazete okumak ile zamanımı geçirdiğim için bana kızdı.Fakat sonra gülerek; “Demek savaşla ilgili gelişmeleri öğrenmeye çok meraklısın.Belki daha önce girmene izin vermediğim kütüphaneme artık girmene izin vermem hoşuna gider.Boer savaşı ile ilgili olmasada bir çok savaşla ilgili kaynağı kütüphanede bulabilirsin.Mesela Alman-Fransız savaşları ile ilgili çokça kitabım var.Bu öğrenme isteğini taktir ettim,fakat okul derslerinide ihmal etmeyeceksin.”dedi ve omzumu sıvazladıktan sonra odamdan ayrıldı.

 

  Sanki gaddar Alois bir anda değişmişti.Aslında bu okadar şaşırtıcı değil.Artık resimle ilgilenmeyi bıraktığımı düşünüp yumuşamış olmalı.Fakat değil ilgilenmeyi bırakmak ben hala Ressam olmak istiyorum.Sen nekadar inatçı isen oğlunda o kadar inatçı.İnatçılık babadan oğula geçmiş.Sen asla diyorsun bense herşeye rağmen diye direniyorum.Üzgünüm baba ama herzaman söylediğim gibi bu benim isteğim ve senin isteğin değil benim isteğim gerçekleşecek. Ben Ressam olacağım!

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum