Bulgar Çeteleri-Selanik Bombalama Olayları / İsmail Pehlivan

Bulgar Çeteleri-Selanik Bombalama Olayları / İsmail Pehlivan
16 Kasım 2019 - 19:05 - Güncelleme: 16 Kasım 2019 - 22:42

Bulgar Çeteleri-Selanik Bombalama Olayları / İsmail Pehlivan

            Osmanlı’da terör deyince şüphesiz ilk akla gelen Ermeni Taşnak ve Hınçak komiteleridir. Ancak Osmanlı’nın 19. yüzyılın  ikinci yarısından itibaren Balkanlarda uğraştığı en önemli terör grubunu Bulgarlar teşkil etmekteydi. Hatta sözü edilen bu terör grupları Balkanların elimizden çıkmasında en önemli pay sahiplerinden biri oldu. Osmanlı arşiv vesikalarında Bulgar fesad komiteleri, Bulgar çeteleri, Bulgar komitacıları olarak geçen bu terör gruplarının en önemli faaliyetlerinden biri Selanik bombalama eylemleridir. Bu eylemler İç Makedonya Devrimci Örgütü tarafından tertip edilmiştir. Örgütün hedefi Osmanlı Makedonya’sının önce özerk bir yapı kazanması, sonrasında ise Bulgaristan’a bağlanmasıdır.

Selanik özellikle Tanzimat’tan sonra önemli bir kültür ve ticaret merkezi haline geldi. Kozmopolit yapısıyla beraber liman şehri olması ticari açıdan gelişmesini sağladı. Şehirde Avrupalı ülkelerden siyasi ve ticari yetkililer bulunmaktaydı. Selanik’in bu konumunu fırsat bilen Bulgar komitacıları, şehirde karışıklık çıkararak Osmanlı’nın idari yetersizliği olduğu intibahı yaratıp bölgeye Avrupalı ülkelerin müdahalesini amaçladılar.

1903 Nisan’ında meydana gelen bombalama olaylarını kendilerini “Gemiciler” olarak adlandıran grup gerçekleştirdi. Yordan Popyardanov, Kostadin Vasilev Kirkov, Dimitar Meçev, İlya Traçkov, Marco Boşnikov, Vladimir Pingov, Pavel Şatev, Marco Boşnikov, Todor Bogdanov, Milan Arsov, Dimitar Kostanov, Cvetko Traykov, Yorgi Bogdanov, İlya Popyardanov ve Alexi Minov; Selanik bombalama eylemlerini gerçekleştiren komitacılardır. Yaşları 18 ile 25 arası değişen bu komitacıların içlerinden sadece biri 28 yaşındaydı. Selanik’e bomba ve dinamitleri ise bizzat Boris Sarafov ve Gotse Delçev göndermiştir[1].

Selanik’teki bombalama eylemlerinin en dikkat çekeni Osmanlı Bankası’nın havaya uçurulmasıdır. Bankanın karşısından Marco Boşnikov tarafından kiralan bir dükkana, sütçü dükkanı imajı verip üç ay boyunca bankaya doğru tünel kazıldı. Tünelden çıkan topraklar ise süt güğümleri içinde eşekler vasıtasıyla şehir dışına taşınıldı[2]. Hazırlık sürecinden sonra ilk bombalama eylemi 15 Nisan’da demiryolu hattının Dimitar Meçev, İlya Traçkov ve Milan Arsov tarafından bombalanmasıyla gerçekleşti. Kostadin Vasilev Kirkov ise bu esnada su ve gaz deposunu bombalayarak şehrin ışıksız kalmasını sağladı. Gaz deposunun bombalanması plan dahilinde bir hareketti. Böylece diğer bombalama eylemleri karanlıktan faydalanılıp daha rahat gerçekleşecekti. Şehri karanlığa mahkum ettikten sonra Kirkov, Grand Hotel’i bombalar.  Karanlıktan faydalanan 18 yaşındaki Milan Arsov ise Elhamra tiyatrosunu dinamitler[3]. Yorgi Bogdanov ise Yeni Konak Gazinosunu bombaladı. Gaz deposunu ve Grand Hotel’i bombalayan Kirkov 17 Nisan’da telgrafhaneye girerek şehrin haberleşmesini kesmek ister fakat bombalama eylemini gerçekleştiremeden öldürülür[4]. Vladimir Pingov’da tophaneyi havaya uçurmak isterken öldürüldü. İlya Troçkov ve Gemiciler grubunun elebaşı Yordan Popyardanov kaldığı evin balkonundan sokağa bombalar fırlatarak ortalığı karıştırmak ister. Ellerinde kalan son bombayla ise kendilerini öldürdürler[5]. Dimitar Meçev ve Vladimir Pingov elinde bulunan bombaları sokağa atarken Türk askerleri tarafından vurulmuştur. Yorgi Bogdanov’da Yanya kahvesini bombalar.

Osmanlı Bankası ise 28 Nisan’da havaya uçuruldu. Ancak yerleştirilen dinamitlerin bazılarının patlamaması ve dinamitlere bağlı elektrik tellerinin kopması büyük bir felaketin engellenmesini sağladı[6]. Diğer taraftan kazılan tünel lağım yoluyla birleştiğinden Osmanlı Bankası’nın köşesinde bir çökme meydana gelmişti. Osmanlı Bankası’nın yakınındaki Kolombo Hoteli’ni de lağımdaki seslerden ürken fareler bastı. Hem bankanın hem hotelin lağım yollarındaki sıkıntının sebebini araştırma niyetinin olması komitacıları endişendirdi. Kazdıkları tünelin farkedilmemesi için tam Osmanlı Bankasının altına gelemeden dinamitler yerleştirilip, patlatıldı. Bu sayede Osmanlı Bankası’sı tamamen yok olmaktan kurtuldu[7]. Komitacılardan Pavel Şatev ise Selanik’ten İstanbul’a giden Fransız bandıralı Guvaldelgivir isimli gemiye yolcu gibi binerek kamaraya yerleşti. Bavulunun içinde iki cilt ansiklopedi, Viktor Hugo’nun sefiller kitabı ve birkaç parça kıyafetle kamufle ettiği keten beze sarılı 11 kilo dinamiti geminin en hassas noktasına yerleştirdi[8]. Gemi rıhtımdan ayrılıp, Karaburun açıklarına geldiğinde dinamitlerin fitilini sigara ise ateşlendi[9]. Patlamadan sonra sahilden sandallar gelerek yetişebilenler kurtarılmıştır. Gariptir ki; Pavel Şatev mağdur yolcu görünümü alarak kurtulanlar arasında yer aldı. Batan Guveldelgivir isimli geminin bedeli ise Osmanlı hazinesi tarafından ödenecektir[10]. Bu olaydan sonra yabancı gemilerin Selanik Limanı’na yanaşmalarında gözle görülür bir düşüş yaşandı[11].

            Bombalama eylemlerinde öldürülen ve intihar eden komitacılardan ziyade yakalananlarda bulunuyordu. Bunların arasında Guvaldelgivir gemisine dinamit koyan Pavel Şatev, Osmanlı Bankası’na tünel kazan Marko Boşnikov, Yanya kahvesini bombalayan Yorgi Bogdanov ve Elhamra Tiyatrosu’nu dinamitleyen Milan Arsov bulunmaktadır. Bahsedilen isimler yakalandıktan kısa bir süre sonra Divan-ı Harp’te yargılandılar. Yargı sonucunda kendilerine verilen ceza asılarak idam edilmeleri oldu[12]. Fakat ilginçtir ki; II.Abdülhamit idam cezanın ömür boyu hapse çevrilmesini emreder ve Fizan’a sürgüne gönderilirler. 1908 Yılında ise çıkan genel af ilanı ile hapis cezaları son bulur[13]. 1908 Yılında çıkan genel af kararını II. Abdülhamit’in tek başına vermediği bilenen bir gerçektir. 24 Temmuz 1908’de ilan edilen 2. Meşrutiyet’in üç gün sonrasında yani 27 Temmuz’da kendisine karşı savaşan bütün devrimci grupları affetmiştir. Bu kararı vermesindeki etken mutlak İttihat ve Terakki Cemiyeti’dir.

[1] Şevket Süreyya Aydemir, Makedonya’dan Orta Asya’ya Enver Paşa, C.1. İstanbul 1972, s.435.

 [3] http://www.promacedonia.org/bugarash/sa/atentatorite.html Erişim Tarihi: 20.10.2015., Süleyman Kani İrtem, Osmanlı Devleti’nin Makedonya Meselesi, İstanbul 1999, s.224.

 [4] Aydemir, a.g.e., s.437.

 [5]  Fatma Gül Özküçük, I. Meşrutiyet Dönemi Makedonya’da Bulgar Çete Faaliyetleri, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2011,, s.80., Aydemir, a.g.e., s.437.

 [6] Tahsin Uzer, Makedonya Eşkıyalık Tarihi ve Son Osmanlı Yönetimi, Ankara 1999, s.155. Nakleden: Özküçük, a.g.t., s.80.

 [7] Süleyman Kani İrtem, a.g.e., s.223., Tahsin Uzer, a.g.e., s.155.

 [8] Pavel Şatev,V  Makedoniya Pod Robstvo, Sofya 1983. S.121-128. (Elektronik Metin)

 [9] Süleyman Kani İrtem, a.g.e., s.224., Tahsin Uzer, a.g.e., s.155

 [10] Aydemir, a.g.e., s.437-438.

 [11] Tahsin Uzer, a.g.e., s.156.

 [12] Tahsin Uzer, a.g.e., s.155.

 [13] http://www.promacedonia.org/bugarash/sa/atentatorite.html Erişim Tarihi: 20.10.2015.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum