Beşir Ayvazoğlu'nun 70'inci yaşına armağan
Beşir Ayvazoğlu’nun 70. yaşını, Zeytinburnu Belediyesi’nin katkılarıyla hazırlanan ‘Penceremizden Beşir Ayvazoğlu’ kitabıyla kutladık. Sinan Genim’den Taha Akyol’a, Doğan Hızlan’dan Ekmeleddin İhsanoğlu’na 36 ismin Ayvazoğlu’nu anlattığı kitapta, beni en fazla etkileyen metinler, ‘kendi kozaları içinde sessiz sedasız yaşayan’ aile bireylerininki oldu. Oğlu Emre’nin ‘Babam, bkz. Beşir Ayvazoğlu’ yazısına bayıldım. Gelini İlkay’ın ‘Yeşil Dolmakalemin Hikâyesi’ ise göz yaşartıcı...
TANER AY
Beşir Ayvazoğlu’nun yetmişinci yaşını kendi aramızdaki küçük bir etkinlikle kutlamak fikri, yanlış anımsamıyorsam, geçtiğimiz yaz İbrahim Öztürkçü’den çıkmış, Ramazan Minder de tamam demişti. O günden sonra etkinlik için çalışmalar Şaban Özdemir’in başı çekmesiyle ve Zeytinburnu’nun muhibban-ı kütüp Belediye Başkanı Ömer Arısoy’un yardımlarıyla ‘gizlice’ sürdürüldü.
KAZLIÇEŞME SANAT’TA SÜRPRİZ
Beşir Ayvazoğlu 11 Şubat doğumlu olmasına karşın, yaşadığımız deprem felâketi nedeniyle, etkinlik ancak 19 Mart sabahında Kazlıçeşme Sanat’ta yapılabildi. Beşir Ayvazoğlu’nun etkinlikten haberi yoktu, çünkü kendisine bir yetmişinci yaş kutlaması yapacağımızı söyleseydik, kabul etmeyeceğinden emindik. Bu nedenle, ufak hilelerle ve sevimli yalanlarla, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy’un kahvaltısına davet edildi. Uğur Derman, Erol Üyepazarcı, Sabri Koz, Senail Özkan, Haluk Oral, Selahattin Özpalabıyıklar, Abdullah Uçman, Mustafa Ruhi Şirin, Mehmet Ruyan Soydan, Nevzat Çalıkuşu, Âlim Kahraman, Ali Ayçil, Ramazan Minder, İbrahim Öztürkçü, Şaban Özdemir ve Tahsin Yıldırım gibi kültür dünyamızın önemli isimleri Ömer Arısoy’un kahvaltısında buluştuklarında, Beşir Ayvazoğlu, ilk sürprizi, kırk üç yıllık hayat arkadaşı Handan Hanım’ın, oğlu Emre’nin, kızı Elif’in, gelini İlkay’ın, damadı Cemil’in ve torunu Kanat’ın, kahvaltıya gelmeleriyle yaşadı. Ardından, kendisine ‘Penceremizden Beşir Ayvazoğlu’ isimli yetmişinci yaş kitabıyla ikinci sürpriz yapıldı. Editörlüğünü Beşir Bey’in oğlu Emre’nin ve Şaban Özdemir’in yaptıkları kitap, Abdüsselam Ferşatoğlu’nun çok fotoğraflı nefis tasarımıyla parmak ısırtıyor. Ömer Arısoy’un kitaba katkılarını ifâde edecek kelimeleri bulmaktaysa, çaresizlik yaşıyorum. Ömer Arısoy’un hep yanımızda olduğundan eminim de, kültürel etkinliklere onun kadar öncelik tanıyan bir başka belediye başkanı daha var mıdır, bilmiyorum.
TARİHSEL ÖNEM TAŞIYAN 36 METİN
Kitapta otuz altı metin bulunuyor. Beni en fazla etkileyenleri, ‘kendi kozaları içinde sessiz sedasız yaşayan’ aile bireylerininki oldu. Oğlu Emre’nin ‘Babam, bkz. Beşir Ayvazoğlu’ yazısına bayıldım. Gelini İlkay Hanım’ın ‘Yeşil Dolmakalemin Hikâyesi’ ise göz yaşartıcı. Cumhuriyet gazetesi okunan bir evde büyüyen İlkay Hanım, harcında Tercüman gazetesi bulunan bir eve nasıl gelin gittiğini anlatıyor. İlkay Hanım’ı mutlaka okuyun, ondan bazı şeker şurup ayrıntıları ben de defterime not aldım. Taha Akyol’un, Uğur Derman’ın, Sinan Genim’in, Doğan Hızlan’ın, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun, Mustafa Kutlu’nun, Senail Özkan’ın, Erol Üyepazarcı’nın, Abdullah Uçman’ın ve Sinan Uluant’ın yazdıkları elbette çok önemli ama, ailesindekiler dışında en fazla ‘Muhibban’ mahfilindekilerinin tanıklıklarında heyecanlandığımı belirtmeliyim. Çünkü, ‘Muhibban’, kitap, sanat, felsefe ve tarih sevgisini esas alan bir mahfil, üyeleriyse ‘katolik teoloji’ bağnazlığındaki ‘sağ’ ve ‘sol’ geleneklerin dışında kalanlardan. İnsanları ‘sağcı’ veya ‘solcu’ diye ayırmıyoruz, kıstasımız sadece kültürümüze hizmettir. Örneğin, ben, uzun yıllardır, ister ‘sağcı’ ister ‘solcu’ olsun, sadece, iyi, merhametli ve vicdanlı insanlarla arkadaşlık kuruyor, hayvanları ve kitapları sevmeyenlerdense fersah fersah uzak duruyorum. Mahfilimizden, Sabri Koz’un, Ramazan Minder’in, Haluk Oral’ın, Şaban Özdemir’in, İbrahim Öztürkçü’nün, Mehmet Ruyan Soydan’ın ve Tahsin Yıldırım’ın yazıları, bu nedenle tarihsel önemde metinlerdir. Beşir Ayvazoğlu’nun ailesi dedim de, onun kuyruklu evlâdı Boncuk’u anmayı unuttum. Boncuk sâhibinin yetmişinci yaş etkinliğine gelemedi ama, Ömer Arısoy’un çok şeker kedileri kahvaltıda Beşir Bey’i onun yerine yalnız bırakmadılar. Bu ülkede Beşir Ayvazoğlu gibi on isim daha olsa, inanın, tez zamanda çağ atlardık...
MAHFİLİMİZİN ‘AĞABEYİ’ İLE HOŞ BİR ANI
E Mahfilimizde bazen ‘sağcı’mızın ‘solcu’muza, bazen de ‘solcu’muzun ‘sağcı’mıza takıldığı oluyor. Örneğin, kahvaltıdan bir gün önce, Beşir Ayvazoğlu, Mehmet Ruyan Soydan, Tahsin Yıldırım, Selahattin Özpalabıyıklar ve Ömer Hakan Özalp ile birlikte Kubbealtı Akademisi’nde ‘Ali Rifat Çağatay’dan Mehmed Âkif Ersoy’a’ etkinliğindeydik. Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu’ndan Hüseyin Kıyak kardeşimiz bize unutulmayacak saatler yaşattı. Çıkıştaysa, çay içmek için karşı sıradaki Türk Ocağı’na gitmeye karar verdik. Beşir ağabey, “Sen soldansın ama bıyıkların ülkücülerin sevdiğine yakın şekilde olduğundan, orada bizden fazla sana hürmet gösterirler” diyerek, gecenin espirisini yapmıştı. Hüseyin Kıyak da mahfilimizden, onun İncila Bertuğ ile birlikte hazırladıkları ‘İstanbul’un Engin Sesi’ isimli Münir Nureddin Selçuk kitabı Kubbealtı’ndan yeni çıktı. Harika bir kitap, henüz bitiremedim. Onunla birlikte Albaraka Yayınları’ndan ‘Süheyl Ünver’in Defter-i Meşâhirleri’ni okuyorum. Kitabı yayıma hazırlayanlardan Şaban Özdemir de, tahmin ettiğiniz gibi mahfilimizden. Bu kitaplara da gelecek yazılarda mutlaka değineceğim.
İlk yayın yeri: https://www.karar.com/kultur-sanat-haberleri/besir-ayvazoglunun-70inci-yasina-armagan-1737247
FACEBOOK YORUMLAR