Almanyalı Türkler

Almanyalı Türkler

Almanyalı Türkler
22 Eylül 2011 - 10:27

Hamburg Türk Öğretmenler Derneği (TÖDER) Onursal Başkanı Nebahat Ercan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Almanya'da ''yabancı'', Türkiye'de ''Almancı'' veya ''gurbetçi'' olan Türklerin, dev dalgalara karşı koyacak kadar duyarlı ve yeterli bulunmadıklarını ve gerektiği kadar dayanışma içinde olmamaları nedeniyle birlik kuramadıklarından yakındı.
     ''Almanya'da yaşamını sürdüren insanlarımıza haksızlıklar yapılıyor'' diyen Ercan, Türklere burada üçüncü sınıf muamelesi yapıldığını söyledi. Ev, iş gibi pek çok önemli konuda, Almanların kendilerinin istemediklerini, Türklere layık gördüklerine dikkati çeken Ercan, haklarına sahip çıkan ve çağdaş bir şekilde yaşam mücadelesi veren Türklerin bulunduğunu, ancak bunların sayısının yetersiz olduğunu kaydetti.
     Almanya'daki Türklerden iyi koşullarda yaşayan ve çalışan, işveren konumuna gelen Türklerin sayısının her geçen gün daha da arttığını ifade eden Ercan, ''Onlarla gurur duyuyoruz, ama ne yazık ki, hemen her konuda olmaları gereken yerde ve durumda değiller, olmak için de duyarlı davranmıyorlar. Gençlerimiz eğitimsiz, işsiz, mesleksiz sokaklarda dolaşıyorlar. Hal böyleyken, Almanlara ve yöneticilerine kızıyoruz ama sorunların biraz da halkımızın kendi hatalarından kaynaklandığını da biliyoruz ve onun için etkinliklerimizi o yönde sürdürmeye çalışıyoruz'' diye konuştu.
     Almanya'daki Türklerin sorunlarını yetkililere ileterek çözümlemenin yollarını aradıklarını anlatan Ercan, şunları bildirdi:
     ''İçinde yaşanılan ülkenin insanlarına, yetkililerine bakıp kızıyorsun ve eleştiriyorsun. Kendi insanlarına bakıyorsun, sorumluluklarını yerine getirmediklerini görüp, o yönde çalışmalara koyuluyorsun. Zaman zaman insanlarımızın işsizliğinin, eğitimsizliğinin ve geri kalmışlıklarının nedenlerini sadece başkalarında aramakla haksızlık ettiğimizi düşünerek, öz eleştiri yapıyoruz.
     Yaklaşık 6 çocuklu bir aile, 2 odalı evde oturursa, çocuklarına gereken ilgiyi ve sevgiyi göstermezse, çocukların eğitimi ve öğretimiyle ilgilenmezse, yetkililerin yasalar doğrultusunda hareket ederek el uzatmaları ters tepince kıyametler koparılmasına tanık oluyorsun. Bu karmaşık durumları değerlendirmede insan olarak zorlanıyorsun. Öbür taraftan saçının rengiyle, giyimiyle, davranışı ve kültür farkıyla dikkatler çekiliyor, olumsuz davranışlarla karşılaşıyor.''
     Birinci nesil Türk göçünde, tekrar Türkiye'ye dönmeyenlerin vatanı olan Almanya'nın insanları ve yetkililerinin, sorumluluklarını yerine getirmelerini isteyen Ercan, sorumluluklarının bilinciyle hareket eden, başarılı olan gençlerin gün geçtikçe arttığını, ama beklenilen orana ulaşabilmesi için büyük çaba gösterilmesi gerektiğini kaydetti.
     Ercan, ''Buralıyız, ama buradaki yetkililerin gördüğü ve görmek istedikleri gibi 'Alman' değiliz. Aynı şekilde, Türkiye'deki yetkililerin ve ailelerinin istediği, Türkiye'de yetişen 'Türkler' gibi de değiliz. Biz yeni bir kuşağız. Her iki taraf da bizi 'Almanyalı Türkler' olarak tanımlamalı ve bizi öyle kabul etmeli'' dedi.
     İnsanların ancak kimliklerini, kişiliklerini buldukları yerde mutlu olduklarının, mutlu olanların da çevrelerine o doğrultuda, o derecede katkılar sağlayabildiklerinin göz önünde bulundurulması ve yetkililerce bilinmesini isteyen Ercan, son dönemlerde bu bilinçle hareket etme görüşünün önem kazandığını kaydetti.
     Ercan, şöyle konuştu:
     ''Birinci nesil bizlere gelince, ikilem içinde tam anlamıyla ne buralı olup, benimseyerek burada kalabildik ve ne de görülen olumsuzluklardan yola çıkıp tası-tarağı toplayıp gidebildik. Alman halkı istemese de, biz istemesek de burada kaldık, istenmeye istenmeye, istemeye istemeye Almanyalı oluverdik 


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum