“MANGALA” OYUNUNUN ADI NEREDEN GELİY0R?
Namık Açıkgöz
“Mangala” günümüzde bir tür masa oyunu olarak yaygın ama biz bu oyunu masada değil, Manisa’nın Tırgıtlu ilçesinin Osmancık köyünde, çöğür ağaçlarının gölgesinde, yerde oynardık.
Kısaca oyunumuzu anlatayım.
Yere iki sıra halinde üçer tane çukur kazılır; küçük bir kayrak taşın bir tarafına tükürülür ve “Yaş mı kuru mu?” diyerek atılır. (Dağ başında para ne gezer? Para olursa “Yazı mı tura mı?” atacağız ama para yok. Hem, dağ başına paraya ihtiyaç yok ki, Orada hiçbir şey satılık değil.) Taş yere düştüğünde, ne geldiyse oyuna o başlar. Oyunun temel malzemesi keçi b.kudur. İki tarafın elinde de 9 tane keçi b.ku olur. Başlama şansı kazanan, önündeki çukurların sağında ve saat yönünün tersine keçi b.klarını dağıtmaya başlar. Biri bitirir dağıtmayı öteki başlar,,,. Böyle böyle devam edilir. Ütmeli bir oyun olduğundan çukurlardaki keçi b.kları tek veya çift sayıya göre alınıp, yandaki çukura bırakılır.
Oyunun nasıl oynanacağına dair internette pek çok bilgi var. DTCF’den kardeşim Arslan Küçükyıldız, üşenmedi “Türk Zekâ Oyunları 1 Köçürme-Mangala” adıyla bunun kitabını da yazdı. Burada oyunun nasıl oynandığıyla uğraşmayalım; oyunun adının nereden geldiğine bakalım.
Biz çocukluğumuzda çöğür ağacının altında oynarken buna “çukur” derdik… Sivri çubuklarla iki sıra halinde altı tane çukur kazar, keçi b.kuyla oynardık. Çoook ilerki yaşlarda bu oyunun adının “mangala” olduğunu öğrendik ve oyun aetık ahşaba yapılmış çukurlarla ve masada oynanıyordu. Bizim “çukur”un adı başta ve tabii ki Divanu Lugati’t-Türk’te "köçürme"imiş “kümelek,emme, kale,hane, kuyucuk taşı, dokuz taş, dokuz kuyu, kuyu, göçme” gibi adlarla da ifade edilirmiş. En yaygın olanı da “mangala” olmuş.
Tabii “mangala” ile karşılaşınca hemen bu kelimenin nereden geldiğini araştırmak lazım…
Kolları sıvayıp, araştırmaya başladık…

Tabii çok komik etimolojik bilgilerle karşılaştık. Metin And, bunu bir askerlik tabiri olan ve en küçük askerî birim olan “manga” ile de ilişkilendirmiş; “mangal” ile de… Ayrıca “min kale” den başlayıp b-m değişimine de işaret ederek minkale’den “mankale”; oradan da mankale-mankala’ya kadar gelen de olmuş. Birkaç yerde de Arapça “nakl” köküne bağlamışlar ama izahını yapmamışlar. Bu konularda izah yapılmalı ve ses, yapı ve anlam (fonetik, morfoloji, semantik) ile ilgili birkaç da örnek vermeli ki, iddianızın ispatı gerçekleşsin.
Ben “mangala” kelimesinin “nakl” kökünden geldiğine inanıyorum. En büyük delilim de Divanu Lugati’t-Türk’te bu oyunun adının “köçürme” olarak kullanılıyor olduğunun tespiti. “Köçürme” kelimesi, oyundaki taşları veya keçi b.klarını, çukurdan çukura göçürmeyi ifade etmektedir. Baştan beri aynı adlandırma kalsaymış iyiymiş ama daha sonra bu “köçürme”yi “nakletmek” ile ifade etmek üzere “nakl” kökünden ism-i mekân vezni olan “mef’al, mef’ale” ile “mankale” yi türetmişler önce, sonra da bunu “mankala” yapmışlar… Kelime zamanla k sisinin g sesine dönüşmesiyle “mangala” olmuş.
Kelimenin türetilmesinde kullanılan ism-i mekân eki bizde çok kullanılmıştır. “medrese, mahkeme, matba’a” bunun yaygın örneklerinden bir kaçıdır.
“nakl” kökünden türetilen başka kelimelerimiz de vardır: intikal, nakliyye, menkul, (gayr-ı menkul), münâkale… Aynı kökten türetilip de günümüzde kullanılmayan bir alet ismi de vardır ve malum olduğu üzere, Arapça’da alet ismi türetilirken “mif’al-mif’ale” vezni kullanılır. Mesela “g f r” kökünden, yani “korumak” anlamına gelen kelimeden aynı vezinle “miğfer” kelimesi türetilmiştir ve bu da “başı korumak” anlamında kullanılmıştır. İşte bu vezinle “nakl” kelimesinden türetilen “minkale” diye bir kelime var. “Açı ölçer” de denen ama daha çok “iletki” adıyla bilinen bir aletin adıdır. “iletki” şeklinde anlamlandıran, doğru bir iş yapmış ve kelimenin orijinal anlamına (bir yerden bir yere ileten, nakleden) bağlı kalarak bir kelime üretmiş.
İşte, “minkale” gibi, mankale/mankala/mangala kelimesi de “nakl” kökünden gelmekte ve oyun aletlerinin (keçi b.ku veya taş) çukurdan çukura “köçürülmesi”; yani “nakledilmesi”ni ifade etmek üzere kullanılan bir kelime olarak dilimizde yer almış bulunmaktadır.
Tabii bu oyunun adının hem “mankala” ve ” hem de “minkale”den gelmiş olacağı düşünülebilir. “minkale” alet adı olacağı için, oyun taşı da bir alet olarak düşünülebilip oyun adı olan mankala/mangala’nın “minkale”den de geldiği söylenebilir.
***
Bu oyunu dağ yamaçlarında çöğür ağaçlarının gölgesinde oynardık ama meğerse İstanbul’da ahşaplara açılan çukurlarda da oynanırmış. Minyatürlerde bile var bu oyun. Ama ne yazık ki resimleri var da adları yazılmamış.
Tabii biz fakir köy çocukları nereden bulacaktık o güzel ahşap oyuncakları?... Bulamazdık tabii ve ağaç gölgesine açtığımız avuç içi kadar çukurlarda oynardık.
***
Oyun hakkında kısa bilgi için bakınız: https://mangalaoyunu.blogspot.com/2010/08/mangala-oyununun-tarihcesi.html
https://basin.ktb.gov.tr/TR-237037/minyatur-ile-mangala-da-dunya-mirasi-oluyor.html




FACEBOOK YORUMLAR