Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

“ŞEHZADE ARAŞTIRMALARI MERKEZİ”

05 Mart 2012 - 23:15

 

ŞEHZADE ARAŞTIRMALARI MERKEZİ”

NACİ YENGİN

WWW.TARİHİSTAN.ORG

 

Kış tüm haşmetiyle şehre abanmış, dağın zirvelerinden derlediği ayazı caddelerin sokakların ve avarelerin suratına şaplatmaya devam ediyor.

            Kırılan servi ağaçları, tarih görmüş çınarlar, azgın kar suyu akan dereler bayram etse de kuşlar, börtü böcek ve dağın zirvesinde yaşayan yılkı atları kış mevsiminden memnun mudur bilemeyiz?

            Zirveler her zaman tekin yerler değildir.

            Zirveler her zaman emin yerler de değildir.

Zirve çoğu zaman hayranlık uyandırsa da bazı durumlarda zirvede yaşamanın sancısını ancak orada yaşayanlar bilir!

            Geçen gün kıymetli büyüğüm ve Hocam Mustafa Pala Beyefendi ile uzun sayılabilecek bir görüşme yaptık. Konu Fatih Sultan Mehmet ve dönemindeki eğitim sistemi ile günümüz eğitiminin karşılaştırılması; şehzade eğitiminden günümüze uzanan süreçte tarihi tecrübenin eğitime ne derece katkı sağlayacağı idi.

             Hocam, günümüz eğitim sisteminin ne idüğünü bildiği için Fatih’i yetiştiren eğitim sisteminin nasıl olduğunu ve günümüzdeki sözüm ona batılı eğitimin niçin istenilen ölçüde başarılı olamadığını sorgulamayı düşünüyordu.      

Fatih’i yetiştiren ortamı ve eğitim sistemini günümüzde uygulamak her ne kadar zor, mümkün görünmese de en azından bu anlamda bir düşünce altyapısı geliştirilebilir miydi?

            Şehzade eğitimi kuşkusuz Osmanlı’da üst düzey öğrencilere verilen eğitimi yansıtmaktadır. Enderun Sistemi olarak üst düzey eğitim alan talebelerin aldığı eğitim sistemini günümüzde uygulamak zor olsa da en azından bunun bilinmesi, ülke yönetiminde etkili olabilecek siyasal bilgiler, hukuk, edebiyat, tarih… Sosyal bilimler alanlarında eğitim alan üniversite öğrencilerine öğretilmesinin gerekli olduğuna inanıyoruz.

            Bu anlamda orta öğrenimden itibaren sosyal ve sayısal zekâlarının normalin üstünde olduğu tespit edilen öğrencilere ruhsal-psikolojik; teknik ve sosyal yetilerini geliştirici özel programların uygulanması gerektiği ortadadır. Ancak şu anda faaliyet gösteren Fen ve Sosyal Bilimler Liseleri ile Bilim Sanat Merkezlerindeki öğrencilerin böyle bir eğitime tabi tutulup tutulmadığını anlamak için en yakın eğitim-öğrenim kurumlarına bakmak yeterlidir!

            Osmanlı- İslam komplekslerinden kurtulmak için Cumhuriyet Türkiye’sinin eğitimden dış politikaya kadar birçok alanda geçmişe karşı yok sayma-kötü gösterme handikabından kurtulması gerekir. Her ne kadar son yıllarda bu anlamda önemli mesafeler kat edilmiş olsa da hala bazı kırılganlıklar devam etmekte, geçmişe karşı layıkıyla nesnel yaklaşımlar sergilenememektedir.

            En basitinden söylemek gerekirse hala şehzade eğitimi ve üst düzey eğitim veren Osmanlı kurumlarının eğitim anlayışına yönelik bir uygulamayı, pratiğe yönelik araştırmaya şahit olmak mümkün değildir Türkiye’de!

            Yönetime talip olacakların alacakları üst düzey eğitim nasıl olmalıdır.

Oxford, Cambridge gibi üniversitelerde eğitim alan geleceğin lider öğrencileri nasıl bir eğitimden geçmektedir?

ABD’nin yönetim ve yönlendirmesinde görev alan bazı ülkeleri yöneten liderlerin aldığı eğitim nedir? Söz konusu üniversiteden mezun olan öğrencilerin hangi eğitim sisteminden geçirildiği araştırılacak olursa bizdeki Enderun Mektebi anlayışından çok da farklı bir uygulama olmadığı görülecektir.

Rahmetli Mehmet Eröz, herkesin üniversite eğitimi almasının gereksizliğini ortaya attığında linç etme kampanyalarının yapıldığını hatırlatmak isterim! Burada anlatılmak istenen “elit” diyebileceğimiz özelliklere sahip olan eğitim çağındaki gençlerin daha farklı ve üst düzey eğitime tabi tutulmalarının elzem olduğudur.

Fatih Sultan Mehmet’i yetiştiren ortam ve eğitim sistemi ister istemez Şehzade Şehirlerin eğitimini de gündeme getirmektedir. Manisa, Amasya, Trabzon, Kütahya, Bursa gibi şehirlerde dünden bu güne eğitime dair ne kalmıştır araştırmak gerekir? Ancak şunu da ifade etmeden geçmek doğru olmaz: Şehzadelerin eğitim gördüğü okullar ve eğitmenlerinin yaşadığı ortam ruhsal psikolojik olarak araştırılmadan Osmanlı üst düzey eğitimini anlamak güçtür.

Mesela Fatih Sultan Mehmet’in, Yavuz Sultan Selim’in, Kanuni Sultan Süleyman’ın… Yetişme çağları, psikolojisi, öğretmenlerinin kimler oluğu, okuduğu okullar konusunda kapsamlı bir araştırma yapılmış mıdır?

Ancak en azından Şehzade Şehirlerde bulunan üniversitelerin bağrından çıkardığı değerler ve hükümdarlar adına sembolik de olsa birer kürsü kurmalarını beklemek çok mu uçuk bir taleptir?

 Manisa’da Titrek Sinan Bey Medresesinde “Şehzade Araştırmaları Merkezi” kurulsa fena mı olurdu?

Fatih ve Manisa bağlamında Şehzade Mehmet hakkında araştırması yayımlanan Hacettepe Üniversitesinden Dr.Emine Sonnur Özcan’ın “Fâtih Sultan Mehmet’in Hikmete “Sığınması” Üzerine” makalesini; Erciyes Üniversitesinden Yrd. Doç. Ali Kuşatın “ Fatih Sultan Mehmet’in Kişiliği ve Fetihteki Rolü(Psikanalitik Bir Yaklaşım)” makalesini anmak isterim.

Milletler mi büyük liderleri ortaya çıkarır, yoksa büyük liderler mi büyük milletleri oluşturur?

Şehzade şehirleri şekillendirip liderlerle şehirlerin şehzadeliği arasında derin bağlar olduğu kesin…