Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

SATIRLARIN YOLCULUĞU

22 Ağustos 2012 - 19:13

 

SATIRLARIN YOLCULUĞU

NACİ YENGİN

www.tarihistan.org

            Parmaklarımla tuşlar arasında bir mesafe mi var yoksa parmakların mı yoruldu anlamadım gitti! Bir haftadır tuşlara yaklaşmaktan korkuyor!

            Hâlbuki tuşları gördüğünde bir çocuğun annesine atılması gibi can atardı parmaklarım! Ancak var bir sebebi ve biliyorum ben bunun neden kaynaklandığını ancak ne yalan söyleyeyim tembelliğimi kimseye ifşa etmemek için kendimden dahi saklıyorum!

            Yazmaktan başka seçeneğimiz mi var Allah’ınızı severseniz. Kıracağız dizimizi ve kaderimizde, çıkınımızda her ne varsa onlar dökülecek satırlara. Korkmanın, çekinmenin ve parmakla tuş arasında gidip gelmenin ne âlemi var öyle değil mi?

            ‘Kalp, kader ve ölümün hükmünde hata aranmaz’ der eskiler! Eyvallah alıp başımızın üzerine koyduk bu gerçeği!

            Acaba diyorum yazamama sebebim Mustafa Kutlu’nun “Hüzün ve Tesadüf”  kitabında belirttiği şu gerekçeye mi dayanıyor:

            'Bir şey yap güzel olsun. Huzura vesile olsun, rikkate yol açsın, şevk versin, hakikate işaret etsin.

            Bir şey yap doğru olsun. İnsanları yalanın ve yanlışın bataklığına düşmekten korusun. Rüzgâra ve akıntıya kapılmasın; kırılsın lakin eğilip bükülmesin.

            Bir şey yap adil olsun. Haktan hukuktan ayrılmasın. Zalime haddini bildirsin, mazlumun payını versin.' (s.15)

            Evet, yazmama-yazamama sebebim bu satırlarda anlatılanlardan kaynaklanmış olmalı!

            Ancak bir süre sonra, mesela bir şey yapmayı tasarladığımızda; o her neyse ister yazı isterse farklı bir ‘iş’ kendi adımıza yapmayacak ve bireysellikten uzak bir şey olduğunu düşünerek yapacaksınız. Ancak bu sayede yapmayı düşündüğünüz şeyi gerçekleştirmek için daha bir dirençli olacaksınız!

            Başkaları için yapılan çalışmalar mı yoksa kendinizi teselli etmek için yapılan çalışmalar mı daha motive edicidir?

            Hayır, şu anda bu soruya cevap verecek zihin dinginliğine sahip değilim. Bu sorunun cevabını yüzyıldır veremediler! Bir de ben karıştırmayayım ortalığı!

            Bir de insanlar için mi yapılacak bu çalışma yoksa kalabalıkların mutluluğu için mi? İsmet Özel’ce söylersek:

            'Modern zamanlar, insanların değil, kalabalıkların mutluluğunu düşünür.' Hâlbuki modern zaman insanların bireyselleştiği, liberalliğin had safhada olduğu bir dönemin diğer adıdır. Ancak modern zaman insanı başkaları ne der, başkalarının gözünde görmek ister kendisini. Bu nedenle kalabalıklara mutlu görünme profili modern zamanın en önemli silahıdır da! Sahte diş gösterme gülücükleri!

            Belki de bu yüzden satırlardan uzaklaşıyorum!

            Sanırım bunlardan daha da önemlisi hürmet, saygı ve hikmet düsturlarını kaybetmeden üretmek, yazmak, çalışıp çabalamak…arzusu ağır basıyor.

            Bu konularda bazı eksiklikler ve bocalamalar yaşadığımız için üretmeden; tuşlara yaklaşmaktan çekinir olduk bir haftadır! Başka bir açıklaması olabilir mi bilemem…

            Ancak kendime söz geçirebilmek adına gönlüme geçirebileceğim tek söz bu!

            Ey kalbim kalk ve uzun yola çıkmaya hüküm giymiş bir satırın gönlüne gir ve beni de al yanına!