Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

MENEMEN OLAYI VE MANİSA

26 Aralık 2011 - 13:35

MENEMEN OLAYI VE MANİSA

NACİ YENGİN

23 Aralık 1930’dan bu yana Türkiye’nin üzerine çöken kara bulutlardan birisi de Menemen Olayının gölgesidir.

            Her 23 Aralık tarihinde gündeme getirilen bazılarının gözyaşları içinde “Devrim Şehidi” nidalarıyla Mustafa Fehmi Kubilay’ı andığı bazılarının ise sanki suçlu birer insanmışçasına işi ağırdan alıp konuşmamayı yeğlediği 23 Aralık.

            Manisalı, Balıkesirli ve Menemenlilerin lanetlendiği 23 Aralık!

            Cumhuriyet ideolojisinin perçinlendiği ve Kemalizm’e inanmanın erdemlerinin anlatıldığı Menemen Meydanında bol küfürlü hakaretler duymaktan bıkıp usanmış Menemen’lilerin hatırlamak istemediği 23 Aralık!

            Manisa’da sıkça uğradığım yerlerden birisi de Karaköy’deki Çaybaşı bölgesidir.

            Çaybaşı bir yanıyla Saruhan Beyliğinin ihtişamını Gülgün Hatun Mescidi, Yedi Kızlar Türbesi ile yaşatmaya devam ederken bir yandan da Kabak Tekkesi, İvaz Paşa Camisi gibi eserlerle Osmanlının sanat ruhunu yansıtır.

            Çaybaşı’ndaki Kabak Tekkesi ziyaretçilerini ağırlarken biraz buruk ve biraz resmi tarihin küfürlerine uğramış bir yapı olarak karşılar insanı!  81 yıl aradan sonra dahi aynı duygularla!

            Manisa’da her kimle konuştuysam bir türlü tatminkâr cevap alamadım Menemen Olayı ile ilgili. Menemen olayına karıştığı iddia edilen şahısların en uzaktan akrabaları, köylüleri, mahallelileri dahi üzerinden neredeyse bir asra yakın zaman geçen olayla ilgili konuşmak istemiyorlar!

            Celal Bayar Üniversitesi konu ile ilgili Menemen, Paşaköy, Sümbüller ve Manisa bağlamında tarihi sosyolojik tespit ve tahlilleri içeren bir araştırmaya imza atmış değil henüz!

            Fikirlerin sağında ve solunda olduğunu iddia edenler Menemen Olayı ve Kubilay hakkında cesaretlice konuşamıyor.

Birileri Kubilay’ı kullanarak 23 Aralık’ta sözüm ona mürtecilere yönelik küfürlerinin dozunu arttırırken diğerleri 81 yıldır olduğu gibi ya savunmaya çekilip siperlerine iniyor ya da resmi kurumların konu ile ilgili yayınladığı rapor, belge ve her ne varsa halkın karşısına çıkararak aslında olayda dini çevrelerin rolünün olmadığı,  olaya karışanların esrarkeş oldukları üzerinde duruyorlar…

Ancak her şey bir yana dönemin tek parti iktidarı Menemen Olayı ile gücünü-iktidarını sağlamlaştırmış ve alternatifsiz hale gelmiştir. Zira SCF(Serbest Cumhuriyet Fırkası) Fethi Okyar tarafından Atatürk’ün iradesi ile kurulmuş ve yine tek partiye hizmet ederek Menemen Olayı öncesi kendini feshetmiştir.

            Menemen Olayı ile ilgili Manisa medyasında 23 Aralık günü yeterince yazı ve yorum yer almamış yazılanlar ise 81 yıldır tek parti mantığı ve 1980 model anlayışın ürünü olarak Kubilay’a methiyeler düzmek şeriatçı-gericilere küfretmekten öte geçememiştir!

            Lüzumu halinde Menemen Olayı ve Manisa bağlantısını ortaya koyacak bilgi ve belgeleri de ilerleyen yazılarda ortaya koyacağız…

            Menemen Olayı Atatürk sonrası tabu-tartışılmaz hale getirilen tek parti mantığının kalelerinden birisi olageliştir.

Son dönemde açıkça tartışılmaya başlanan Dersim, Ermeni, faili meçhuller, Ergenekon, derin devlet tartışmalarının ne zaman Menemen Olayı, Kubilay’ın niçin ve kimler tarafından öldürüldüğü, Hasan Tahsin’in İzmir’in işgali sonrası Yunanlılar tarafından ı yoksa başka bir kesi tarafından mı ortadan kaldırıldığı (Bak. Başbakanlık Devlet Arşivleri, Kuşçubaşı Eşref Bey: 5/7/1921- SAYI:1045- DOSYA:92/14 FON KODU:30..18.1,1- YER NO:3.29..16), Topal Osman’ın öldürülesi, Çerkez Ethem…henüz aydınlatılamamış konuların üzerine gidilmesi gerektiği ortadadır.

Bağımsız araştırmamaların yetersizliği ve Manisa’nın tarihe şaşı bakması devam ederse daha çok uzun yıllar makûs talihine gözyaşı döken kesimlerle kabuğuna çekilen suçlu çocuk edalı insanları görmeye devam edeceğiz.

Çaybaşı’ndan yukarıya doğru uzanan Dumanlı Dağ’ın tepeleri beyaz mantosunu ilk kez bürünüyor. Kubilay’ın kurban edildiği ve bizce komplo kokan Menemen Olayına aldırmadan akmaya devam eden Çaybaşı’nın hırçın suları çınar ağaçlarının musikisi altında yaşayan Kabak Tekkesinin hüznünü ve geçen 81 yılık gerçekleri geri getirmeyecek!