Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

KUVAYI MİLLİYE'NİN HAZİNESİ

01 Haziran 2019 - 09:59


“Kuvayı Milliye’nin Hazinesi”[1]

Naci YENGİN

Metin Savaş’ın farklı bir üslubu var.

Daha önce Nihal Atsız üzerine yazmış olduğu “Sevda Gibi Gizli Bir Emel”  kitabını okumuştum.
Sosyal medya üzerinden haberleşmemiz devam ederken tarihistan.org sitesinde de yazıyor olması bizi daha da yakınlaştırdı.
Metin Savaş birçok ödül almış kitap ve romanların yazarı. Ancak bana çok tanıdık gelen, ta lise yıllarımdan aşina olduğum bir kalemin romanlarından aldığım lezzeti hatırlattığını söylemeliyim.

 Metin Savaş’ın Peyami Safa’yı andırıyor olması ve kitaplarını okurken Peyami Safa’yı görüyor ve hissediyor olmam belki bir zan. Ancak bunun bende uyandırdığı hazzı kimseyle de paylaşmaya niyetim yok! Öyle ki kaleminin gücü betimlemelerinin sağlam duruşu ile okuyucuyu bir anda sarmalayıp kendine çekiyor.
Son okuduğum iki romanından birisi “Kuvayı  Milliye'nin Hazinesi” diğer ise “Erlik”.

“Kuvayı  Milliye'nin Hazinesi” gazetecilik mezunu olmasına rağmen babasının muhasebe bürosunda çalışmak zorunda kalan ancak hiçbir zaman gazetecilik hayallerini bırakmayan Ebesiz Doğan karakterinin etrafında gelişen olaylar zinciri ile başlıyor.
İlk yüz sayfa dallanıp budaklanan romanın nereye gideceğini baştan kestirmek güç. Ancak nasıl bir gerçek ki  Balıkesir Kuvayı Milliye hareketi, gizli görev, istihbarat elemanı, Özlem'e duyulan aşk, hazine sandığı peşinde yaşanan maceralar, Zağanos Paşa Caminde yazan iki buçuğun anlamı ve daha da önemlisi hazine olarak kabul edilen şehrin yeniden tanımı, benimsenmesi ve bu uğurda verilen mücadeleler…
Kitabın 106. sayfasında geçen şu ifadeler adeta kitabın yazılma sebebini ele verir gibidir.
Meczup gibi görünen Benli Bahri'nin ağzından çıkan ifade şöyledir:

“Balıkesir'de tehlike kol geziyor. Uyanık olmalıyız.
Anlamıyorsun. Halk uykuda. Toplum uykuda. Millette ne tasavvur
kaldı ne de tahayyül. Hazine-i ötekiler bulmadan önce sen bulmalısın."

107. Sayfada ise Benli Bahri;

“Milli Mücadelenin devam ettiğine inanıyor musun?
Balıkesir'in düşman karşısında direnmesi başlı başına bir hazinedir. Balıkesir'in ne kadar stratejik bir mevkide bulunduğunu farkında değilsin. Bursa merkezli Osmanlı Beyliği Balıkesir yöresini ele geçiremeseydi beylikten imparatorluğa inkılâp edemeyecekti. Balıkesir düşmana direnmeseydi Ankara’da cumhuriyeti tesis edilemeyecekti. Türkiye'nin tarihi bu aziz şehirde belirleniyor. Yarın bir felaket zuhur edecek olsa yine Balıkesir kendi rolünü üstlenecek. Bundan büyük hazine mi olur. Kuvayı Milliye'nin hazinesi İşte budur. Ve ötekiler hazine'nin peşindeler. Balıkesir'in tarihi rolünü bir kez daha oynamasına engellemek amacıyla harekete geçtiler.”

Metin Savaş’ın hacimli romanı bazen Balıkesir sokaklarında bazen de İstanbul sokaklarında bir cinayetin peşinde, bir namus davasının peşinde koşarken hiçbir zaman gizli hazinesi okuyucuya hatırlatmaya devam etmektedir.
Metin Savaş “Kuvayı Milliye'nin Hazinesi” romanını bir yönüyle Balıkesir tanıtmak, tarihi Balıkesir'in korunması amacına hizmet etsin düşüncesiyle yazılmış gibidir.
Kitabın 390. sayfasında Balıkesir’deki gizli hazinenin bulunması amacıyla baştan beri ipuçlarıyla merak uyandıran yazar elindeki şifreleri okuyucuyla paylaşmaktadır. Bu şifrelerden birisi Zağanos Paşa Camii'nin ön cephesinin tepesindeki sembol mermer saattir.

İkincisi Yeni Çarşının bir tarafındaki Kurtuluş Çeşmesinin mermer sütununda yer alan tarihtir. Sütundaki tarih 1338 tarihidir. Bu tarih her ne kadar çeşmenin inşa tarihi olmakla birlikte başka bir anlam da taşımaktadır.

Üçüncü şifre Kurtdereli Mehmet Pehlivan heykelidir. Bu şifreleri anlamanın ve öğrenmenin tek yolu Yörük İbrahim Efendi tarafından hazırlanmış olan kırmızı defteri ele geçirmektir. Kırmızı defter ele geçirilmesiyle Balıkesir'in Kuvayı Milliye’nin; milli direnişin, şehrin hafızasının ortaya çıktığı görülecektir.
Metin Savaş Balıkesir’de başlattığı “Kuvayı Milliyenin Hazinesi” romanının anlatımını değişik şehirlerde bazen sivil bir polis kılığında, bazen kahramanı rolünde, bazen söz ve bazen de vatandaş olarak vatan sevgisi, şehir sevgisi gibi yüce duygularla bezemiştir.

Şehir ve memleket sevdası bazen bir türküde, bazen bir romanda bazen bir şiirde karşımıza çıkar. Ama nerede çıkarsa çıksın, şehir, vatan her zaman bir sevda gibi anlatılmalıdır.

Metin Savaşı en son 7 Nisan 2019 İzmir Kitap Fuarında oğlum Oğuz Kağan’la birlikte gördüm. “Kuvayı Milliye’nin Hazinesi” bana, “Erlik” romanı da Oğuz Kağan’a düştü.

 “Erlik” romanı ile ilgili yazımızın da göz kırptığını söyleyelim…

 

[1] Metin Savaş, Kuvayı Milliye’nin Hazinesi, Ötüken Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, 2014