Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

FATİH VE MANİSA-II: “SAHİPSİZ ŞEHİR”

28 Şubat 2012 - 09:15 - Güncelleme: 29 Mayıs 2021 - 11:27

FATİH VE MANİSA-II “SAHİPSİZ ŞEHİR

Şehzade Mehmet’in Manisa Sancağına yaptığı her ne varsa ortaya çıkarma isteği ile yanıp tutuşmak nedir?

İnsanların örnek aldığı kahramanlardan birisi olan Fatih Sultan Mehmet’in hayatına dair bilinmeyen bir şey kalmasın diyerek yıllarca koşuşturmak?

Okuyabildiğimiz, ulaşabildiğimiz kaynaklar derdimize derman olmazsa eğer işte o zaman çaresiz kalmak!

Kelimeler kifayetsiz, üniversiteler suskun, araştırmalar da yetersiz kalıyorsa çoğu zaman?

Bazen bilgi eksikliği elimizi kolumuzu bağlar ve ister istemez ipuçlarını birleştirme, bazı yorumlarla konuyu aydınlatmaya çalışırsınız.

Tıpkı Şehzade Mehmet’in Manisa günlerinde olduğu gibi!

Şehzade Sultan Mehmetin Manisası” adıyla bir çalışma yapılsaydı ne güzel olurdu değil mi? Ama maalesef yok!

Şehzade Mehmet’in Manisa Sarayında evlendiği ilk hanımı Gülbahar Hatun hakkında yeterince bilgimizin olmayışı gibi!

Tıpkı Şehzade Mehmet’in Manisa’da nerelere gittiği, nerelerde oyalandığı, neler yiyip içtiği, hangi sanatçılar, hangi musikişinaslar, hangi ressamlar ve hangi ustalarla görüştüğü hakkında yeterince bilgimizin olmayışı gibi!

Molla Gürani, Akşemseddin’in Şehzade Mehmet’in Manisa hayatındaki yerini bilmediğimiz gibi!

İbn Batuta, Kâtip Çelebi ve Evliya Çelebinin yerinde olmak istediğimiz zamanlar çok olmuştur! Bir nebze de olsa yıkılmamış, yok edilmemiş Manisa günlerini dünya gözüyle görebilmek için neler vermezdik!

Saruhan İlinin değişime uğramamış bir Türk şehri olduğunu görmek için ortaya çıkarmak için ne yapışa azdır.

Saray-ı Amire ’deki Hünkâr Sarayını görmek, Şehzade Mehmet’le Bozdağ’da ya da Sultan Yaylasında konaklamak…

Manisa adına bir çalışma yapmak öncelikli görevse eğer; eğer böyle bir görev verildiğine inanıyorsanız kendinize bu görevi omuzlayacak birileriyle işe başlamak gerekir. Eğer yoksa yanınızda öyle birileri, işte o zaman başlar yolcuğunuz…

Tek başınıza sefere çıkma zamanı gelmiştir.

Uzun yola çıkmaya hüküm giymişsinizdir.

Seferdir, çıkılacak!

Manisa’da öncelikle yapılması gereken çalışmaların başında Valilik, Üniversite, Milli Eğitim… Tarafından oluşturulacak ehil bir komisyonun Manisa’ya emeği geçmiş şahsiyetlerin hayat hikâyelerini, Manisa’ya olan katkılarını ortaya koymak olmalıdır.

Saruhan Bey’den başlamak üzere aklınıza gelebilecek her şahsiyet için araştırmalar yapılmalı ve bu konuda edebi, tarihi, sosyolojik, bilimsel… eserler vücuda getirilmelidir. Roman, şiir, hikâye, masal, tiyatro, deneme… araştırmalar.

Konu yalnız üniversitenin görevi de değildir. Elbette üniversite kabuğuna çekilerek bilimsel eserler ortaya koyamaz!

Üniversiteye ayrılacak kaynaklar tarihi ve kültürel dokunun ortaya çıkarılması konusunda arttırılmalı ve çalışmaların takipçisi olunmalıdır! 

Kurulacak komisyon elemanları edebiyat, tarih, folklor, müzik, sosyoloji, mimari, sanat… Alanlarında yetenekli ve eser vermeye gönüllü insanlardan seçilmelidir.

Eğer böyle çalışmalar yapılmazsa Şehzade Şehir gibi bir değer önümüzdeki dönemde değer olmaktan çıkacak ve sanayi şehri diye övündüğümüz ancak tarihi ve kültürel değerleri yok edilmiş; batı görünümlü ancak ruhsuz, köksüz, ucube bir şehir haline gelebilecektir.

Peki, ümidimiz var mı önerdiğimiz çalışmaların yapılacağına dair?

Hayır!

E, o zaman ne diye çabalayıp duruyoruz?

Beklide yalnız kalmış olmanın çılgın kahramanlığına soyunmak gerektiğine inandığımız içindir!

Şehzade Mehmet adına, Saruhan Bey adına, Titrek Sinan Bey adına,  Mehmet Paşa Bedesteni adına, Gülgün Hatun… Parti Pehlivan ve Müftü Âlim Efendi adına… yalnız kalınsa da çabalamaya değmez mi?

Manisa, Şehzade Şehrinin edebiyat pınarları kurumadan, tarih damarı köreltilmeden…Türk şehri Manisa antik Yunan şehri Magnesia olmadan yapılmalıdır yapılması gerekenler…

Zira yaklaşıyor yaklaşmakta olan, yaklaşıyor yaklaşmakta olan… 

www.tarihistan.org

NACİ YENGİN