'Sümerce ve Türkçe'
'Sümerce ve Türkçe'
Arslan TEKİNSümerce ve Türkçe arasında bağ kurulmak istenmiş, bu sahada birçok çalışma yapılmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk "yeni tarih anlayışı" inşa etmek isterken, Sümerler'i öne çıkarmıştır.
Kaldı ki Sümerler, Orta Doğu'da var oldular.
Prof. Dr. Vecihe Hatiboğlu (1917-1996) bir dilci olarak, Mustafa Kemal'in çizgisinde, Sümerce ve Türkçe üzerinde durmuştur. "Türk Tarihinin Başlangıcı" başlıklı makalesinin girişinde şu bilgileri verir:
"Son araştırmalara göre, tarihimizin başlangıcı, Sümer tarihine kadar gitmektedir. Sümercenin aslı konusu çok yazılmış, çok işlenmiştir. Hemen her ulustan dilciler, Sümerce ile kendi dillerini karşılaştırmışlar, çıkar yol aramışlar, bulamamışlardır. Temeldeki gerçekler, Türkçe dışında, bütün dillere ters düşmüştür.
Sümer uygarlığında, bugünkü dünya uygarlığının başlangıcı, temeli vardır: Din, Tanrı, rahip, tapmak, şiir, destan, öykü, atasözü, düşünce düzeni; hükümdar, ulus, yönetim, kanun; okul, öğretmen, öğrenci; madencilik; tarım, ticaret, matematik, astronomi; her türlü sanat: müzik, resim, heykel ve mimari gibi.
İsa'dan önce 3300 (üç bin üç yüz) yıllarında başlayan, 3200 (üç bin iki yüz) yıllarında da yazının bulunmasıyle perçinleşen böyle bir uygarlığa, hiç kuşkusuz, her ulus sahip çıkmak istemiştir." ( Türkoloji Dergisi, S. 8, 1979)
Prof. Dr. Osman Nedim Tuna (1923-2001) da Sümerce ve Türkçe üzerinde ısrarla duran ilim adamlarımızdandır. Türkçemizi 8.500 yıl öncesine götürür.
Sümerler medeniyetin ve hâliyle dilin de başlangıcı kabul edildiği için, dünyada bütün toplumlar, Sümerler'i kendi, ırk ve medeniyet çizgilerine çekecek anlayış içine girmişlerdir.
Orta Asya'dan çıkıp da Avrupa'nın içlerine yayılan, imparatorluklar üzerine imparatorluklar kuran Türk milletini, herhâlde, Orhun Abideleri'yle sınırlayamayız.
Dilci Süleyman Eratalay, doktora çalışmasını tekrar yoğurarak "Sümerce ve Türkçe-Bir Altay Dili Tartışması" kitabını yayınladı. (Arvana Yayınları, 329 s.)
Eserde Sümerce ile Türkçe arasındaki denklikler ve farlılıklar, ilmî çerçevede, ayrıntılı inceleniyor.
Dr. Süleyman Eratalay, iki dili karşılaştırarak denklikleri ve farklılıkları ortaya koyduktan sonra şu neticeye varır:
"İki dil arasında biçimbilimsel, sözcükbilimsel ve sözdizimsel birçok benzerliklerin olduğu dikkat çekmektedir. Bunların yanında bazı temel farklılıkların da bulunduğu açıkça görülmektedir. Sümerce ve Türkçe arasındaki temel birkaç farklılık şöyle sıralanabilir: Sümerce ad durumlarında eşişlevsel yapı hâkimdir. Niteleyici öbeklerinde niteleyici adlar sonra gelmektedir. Eylemler görünüşüne göre iki farklı sınıfa ayrılmaktadır ve eylemlere eklenen ekler eylem kökünden önce ve sonra gelmektedir.
İki dil arasında bu farklılıklar dışında oldukça fazla benzer özellikler bulunmaktadır. Temel olarak iki dil de bağlantılı yapıya sahiptir. Söz dizimsel olarak 'Özne+Nesne+Yüklem' sırası gelmektedir. Adlara eklenen durum ekleri vardır. Adlarla eylemler birleşerek birleşik eylemler oluşturur. Koşaçlar sıklıkla kullanılır. Birleşik tümceler benzer yapılara sahiptir. Birçok ek biçimbirim olarak göreve sahip olmasının yanında ortak görüntüye de sahiptir vb.
(…) İki dilin birbiriyle ilgisiz, tamamen farklı diller olduğu... söylenememekle birlikte bağlantılarının seviyesi, Türkçenin eski devirleri ile ilgili yazılı kayıtların eksikliği nedeniyle tartışmaya açıktır.
En önemlisi de ikiyüzün üzerinde ortak sözcük olduğu tespit edilmiştir. İki dil arasında bir bağlantı olduğu çok açıktır. Sümerce bünyesinde oldukça fazla altayik özellik barındırmaktadır. Dolayısıyla bu noktada sümerce için 'herhangi bir dil ailesine dahil değil' ifadesi sorgulanmalıdır."
Yazı ilk olarak 5 Kasım 2022 tarihinde https://www.yenicaggazetesi.com.tr/sumerce-ve-turkce--594044h.htm yayınlanmıştır.
FACEBOOK YORUMLAR