ŞEREF KÖYÜ TİYATROSU'NDAN MISMITIL TAMŞA'YA

  ŞEREF KÖYÜ TİYATROSU'NDAN MISMITIL TAMŞA'YA
15 Mayıs 2023 - 12:24
              ŞEREF KÖYÜ TİYATROSU’NDAN MISMITIL TAMŞA’YA

             Yazan: İdris ÖZLER

 Bu bölge antik dönemden beri tiyatroya ve diğer gösteri sanatlarına önem veren bir coğrafyadır. Bunu yöremizdeki Lagina, Herakleia, Letoon, Stratonikeia, Knidos gibi aklımıza ilk gelen antik yerleşim yerlerindeki tiyatrolardan anlayabiliriz. Bu alanlara Bağ bozumu şenliklerinde komedi ve trajediler sergilenmiştir.
            Anadolu’daki Türk medeniyet izlerini takip ettiğimizde tiyatronun “Geleneksel Türk Tiyatrosu” adı da verilen Türk Temaşa Sanatının varlığından söz edebiliriz.  Bu sanat tamamen gönüllü katılımcıların yörenin özelliklerine, geçim kaynaklarına ve kültürel yapısına göre değişiklik gösteren doğaçlama sergilenen oyunlardan oluşurdu. Karagöz ve orta oyununu küçük yerleşim yerlerine ulaşamadığını bilsek de köylerde ve kasabalarda köy seyirlik oyunlarının sergilendiğini biliyoruz.
Modern anlamda ilk tiyatro örneği Tanzimat döneminde verilse de bu örnekler Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun izlerini taşımakladır. Tanzimat tiyatrosu geleneksel sanatımızı çekidüzen vermiş onu sahneye uygun hale getirmiştir.  İlk örneklerin komedi ağırlıklı olması bundandır.
Yöremizde gülünç hale düşüldüğünde temaşa sözcüğünden gelen “Tam(ı)şa olmak” deyimi kullanılır. Köylerimizde hala düğünlerde, bayramlarda kalabalıkların bir araya toplandığı günlerde gönüllü kişilerin tamşa olduğu gözlenir. Arap oyunu, ayı oyunu bunlardan bazılarıdır. Kimi düğünlerde kadın kıyafeti giyen gençlerin kalabalığın içine dalarak şaklabanlıklar yapmaları da gönüllü tamşalıktır.
            1963 yılında Yatağan’a bağlı Şeref köyünde bu tamşalığı ustalığa çevirmek isteyen bir avuç gönüllünün varlığından söz etmeden geçmek olmaz. O dönemin en önemli ihtiyacı köy yolunun yapılmasıydı. Özel İdare’ye akaryakıt parası yatırdığınızda yolların düzeltilmesi için ilgili kuruluş iş makinası gönderiyordu. Bu sorun karşısında olağan olan muhtarlığın devreye girerek varlıklı kişilere başvurması ya da komşu köyler, camiler dolaşılarak yardım istenmesiydi. Ancak Şeref’te yaşayan bir grup maceraperest genç bilinen bu yöntemi kullanmak yerine hiç akla gelmeyen bir şey yaparak tiyatro ekibi kurdular.  Necati Özler’in girişimiyle kurulan ekipte Halil Özler, Muammer Özler(Emekli öğretmen / Adabelen Düşü, Zeytin Delicesi kitaplarının yazarı), Mehmet Ali Zeybek (Emekli öğretmen), Bahaddin Uyar (Emekli öğretmen / Tarımda Bozuk Düzen, Ansiklopedik Türk Dili Edebiyatı Sözlüğü, Tonguç’un Eğitmenleri, 17 Nisan Türküleri, Yitik Harmandan Son Taneler kitaplarının yazarı) Yusuf Şahin, Emin Kibar ve Halit Özler ’den oluşan ekip Cahit Atay’ın Pusuda, Ormanda ve Karaların Mehmet adlı oyunları oynamışlardır. Köylerde yaşanan su sıkıntısını anlatmak amacıyla Muammer Özler’in yazdığı “Su Başı Tablosu” adlı oyunda ise Aynımah Şahin, Gülsüm Özler, Duraniye Özler, Zeliha Şahin adlı köyün genç kızları rol almış ve Muğla gösterisinde de görev almışlardır. Yine bu yörede köy düğünlerinin vazgeçilmez seyirlik oyunu olan “Arap Oyunu” Muammer Özler tarafından sahneye uyarlanmış ve bu oyunda Muhammet Özler (Rahmetli babam), Halit Özler, Hüseyin Özler, Mustafa Özler Yusuf Şahin, Nevzat Şerefli rol almışlardır. (Arap oyununda Ayşe isimli kir kızın Arap adı verilen birine varmak istemesiyle ortaya çıkan anlaşmazlık mizahi unsurlarla sözsüz bir şekilde anlatılır, sonunda Ayşe Arap’ına kavuşur.) Oyunlar sergilenecek hale gelince kostümler bulunur kostümlerin dikilmesinde ve düzeltilmesinde Niyazi Karataş’ın emeği büyüktür, makyaj işini de Durmuş Kahvecioğlu üstlenmiştir. Hazırlanan bu oyunlar ilk olarak 30 Eylül 1963 tarihinde Yatağan’da Güneş Sineması’nda sergilenir. Turgut, Bozüyük, Bodrum Mumcular ve Muğla il merkezini kapsayan turneye çıkarlar. Bazı yerlerde “Çengiler nerde?” sorusuna muhatap olsalar oyunlarını başarılı bir şekilde sergilemişlerdir. Bütün bu emeğin karsısında oyunlardan elde ettikleri parayı Özel İdare’ye yatırıp köy yolunun yapılmasına vesile olmuşlardır.
Amaç ne olursa olsun 1960’lı yıllarda kuş uçmaz kervan geçmez, tarım ve hayvancılıkla uğraşılan bir köyde tiyatroya gönül veren ve oyunlar sergileyen gençlerin olması her türlü takdire şayandır. Bu tiyatro serüveni Şair Mustafa Erdem Özler (Kelebekli Zaman, Erdem Devesi, Tarihi Ayı Öfkesi kitaplarının yazarı) tarafından Milliyet Sanat’ın Mart 2002 sayısında “Tiyatronun ŞEREF’ine” başlığında fotoğraflarla desteklenerek detaylı bir şekilde anlatılmıştır.
       1 Şubat 2023 tarihinde Sadettin Özbek Abim whatsApp üzerinden davetiye niteliğinde bir tiyatro afişi gönderdi. Ben önce, programlanan bir tiyatro oyunu zannettim. Afişte yazan büsbütün gülünç olmak anlamına gelen “Mısmıtıl Tamşa” ismi ve oyuncuların fotoğrafları dikkatimi çekti. Oyuncularına baktığımda hepsinin hayattan çok şey biriktirdiklerini görünce merakım iyice arttı. Buralarda emekli olmak denilince aklımıza aktif işten ayrılıp bağın, bahçen varsa orada oyalanmak ya da kahvelerde, lokallerde, çay bahçelerinde vakit geçirmek olarak algılanır. Hatta yöremizde: “Köylünün emeklisi oğlak güder, şehirlinin emeklisi torun bakar.” diye bir söz vardır. Ancak  hayattan çok şey biriktiren ve içlerine ŞEREF ruhu kaçmış bir grup emeklinin söylenenlerin aksine gönüllü tamşa olmak için yola çıktıklarını öğrendim. Muğla Tazelenme Üniversitesi bünyesinde hazırladıkları tiyatro oyununu izleyince köyümüzün tiyatro serüveni aklıma geldi.
Oyunun sergilenmesine vesile olan ve böyle bir oluşumu organize eden Muğla Tazelenme Üniversitesi koordinatörü Prof. Dr. Muammer Tuna hocamıza; en birikimlisi 90’nın üstünde ve çoğunluğunun 60-75 yıl aralığında birikimi olan oyun yazarı Yasemin Duygulu başta olmak üzere oyunda görev alan Zeliha Afyonlu, Sadettin Özbek, Yasemin Duygulu, Emine İncedere, Nail Ongun, Nesrin Tiriç, İlhan Sözbilir, Muhittin Turgut, Suzan Tuna, Emin Demirel, Berrin Duma, Hatice Ünal, Mahmut Ünal'ı bu güzel oyunları için tebriklerimi kabul etmelerini istiyorum. Tiyatronun şerefine nail olmuş bu ekibe yeni serüvenlerinde sağlık ve başarılar diliyorum.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum