OSMANLI İCADI DÜNYANIN İLK ARABA VAPURU SUHULET

Araba vapuru, taşıt araçlarının taşınmasında kullanılan vapurların genel adıdır. Bu vapurlara FERİBOT da denilmektedir.

OSMANLI İCADI DÜNYANIN İLK ARABA VAPURU SUHULET
02 Haziran 2024 - 15:18

İbrahim Güray AYTEKİN

İBRAHİM GÜRAY AYTEKİN

Sadece savaşlarda kazandığı başarılarla değil, icatlarıyla da bir döneme damga vurdu Osmanlı İmparatorluğu. Osmanlı'nın en önemli icatlarından biri de araba vapuruydu. "Suhulet" ismi verilen arabalı vapur dünyada eşi benzeri olmayan bir tarzda tasarlanmıştı.

1871 yılında yapımını tamamlanan "kolaylık" anlamına gelen vapurun ağırlığı, 157 ton. Uzunluğu 45,7 metre, genişliği 8,5 metre, su çekimi 3 metre idi. 450 beygir gücündeki tek silindirli, iki çevrimli motorunun döndürdüğü yandan çarkla, saatte 7 mil hız yapabiliyordu.

Coğrafi konum itibarıyla önemli bir yere sahip olan İstanbul'da, 19. yüzyıl ortalarına kadar Avrupa ve Anadolu yakaları arasındaki ulaşım kayıklarla sağlanıyordu. Şehri ortasından ikiye bölen boğaz, onu şüphesiz diğer şehirlerden ayıran en önemli özellikti.

Dünyada Üreti̇len İlk Araba Vapuru Suhulet

Boğaz’da ilk vapur 1828 senesinde İngiltere’den satın alınan “Swift” adlı vapur oldu. İdare, vapura “Sür’at” ismini verdi ama vapur bacasından buharlar salarak ilerlediği için halk buna "buğu vapuru” dedi. Bu gemiyi 1843’te “Hümapervaz” adlı vapur izledi. Pazar kayıklarıyla hayli uzun süren gidiş ve dönüşler bu vapurlarla hem daha kısa hem de daha rahat ve güvenli şekilde yapılıyordu. Bu durum bazıları için yaptıkları işte sona gelindiğinin habercisiydi. İstanbul’daki kayık hakimiyeti artık yavaş yavaş sona eriyordu.

Tanzimat Dönemi'nin ünlü isimleri Fuad Paşa ve Ahmet Cevdet Paşa, İstanbul'daki ulaşımı kolaylaştırmak ve artan yolculuk talebini karşılamak için Şirket-i Hayriye'nin (Şehir Hatları) kurulması girişimlerine başladı. Çok geçmeden Sultan Abdulmecid'in onayıyla 17 Ocak 1851'de şirket resmen kuruldu. 

1900 Yili Araba Vapuru Tarifesi

Osmanlıda İlk anonim şirket unvanına sahip Şirket-i Hayriye, faaliyet süresi boyunca 3 araba, 74 yolcu, 3 kömür vapuru ve 1 gezinti teknesi olmak üzere 81 araca sahipti. Kurulduktan 3 sene sonra, 1854’te resmi olarak çalışmaya başlayan şirketin bünyesinde, ilk başlarda 6 yolcu gemisi vardı. Ancak Şirket-i Hayriye’nin deniz araçları sadece yolcu taşıma amacıyla kullanılan küçük ve orta ölçekli teknelerdi.

Türkler, Osmanlı'nın altın çağında sayısız deniz taşıtı tasarladı. Bunlardan en ilginci ise ilk araba vapuru Suhulet oldu. 86 yıldan fazla İstanbullulara hizmet verdi, Çanakkale Savaşı’nda önemli başarılara imza attı. Dünyada eşi benzeri olmayan şekilde tasarlandı Ve Suhulet, atların, arabaların, yüklerin iki yakada taşınması için geminin olmadığı bir dönemde devreye girdi.

Şirket-i Hayriye Genel Müdürü Hüseyin Haki Bey tarafından, güvertesi arabaların geçişini kolaylaştırmak için dümdüz olacak şekilde tasarlandı. Yani dünyada eşi benzeri olmayan bir tarzda, burnundan rıhtıma yanaşacak, her iki ucundan da araç ve yük alabilecek şekilde inşa edilecekti.

Şi̇rketi̇ Hayri̇ye Genel Müdürü Hüseyi̇n Hakki Bey

1869 yılında Şirket-i Hayriye’nin başına, Giritli Hüseyin Haki Efendi getirildi. O tarihlerde şirket, İstanbul’da yaklaşık 20 yıldan beri yolcu taşımacılığı yapmaktaydı. Vapurlarla yolcu ve beraberindeki yüklerin taşınması kısmen yapılıyor olsa da atların, arabaların, askeri techizatın, boğazın iki yakasına yayılmış bu şehirde karşıdan karşıya geçirilmesi için farklı bir deniz taşıtına ihtiyaç vardı.

Bu nedenle Hüseyin Haki Efendi yeni bir vapur için taslak çizimler hazırladı. Beraber çalıştığı İskender Efendi ve Mehmet Usta ile birlikte çizimlere son halini verdi. Hüseyin Haki, teknenin inşasını İngiltere’ye giderek imal edildiği tersanede bizzat takip etti.

İşte bu çift taraflı simetrik gemi çizimleri günümüzde “araba vapuru”, “arabalı vapur” veya “feribot” dediğimiz gemilerin ilk prototipleriydi. 

Yeni vapurlardan ilki İngiltere’ye ısmarlandı. Maudslay Sons and Fields isimli tersanede yaptırılan gemi yandan çarklıydı. İstanbul’un önceki vapurlarının aksamı ahşap olmasına rağmen, “26” baca numaralı bu vapurun tamamı sacdan yapıldı ve 1872 senesinde zorlu bir deniz yolculuğundan sonra yurda getirildi.

Suhulet Araba Vapuru

Geminin ismini milli şairimiz şair Namık Kemal verdi. “Suhulet”; kolaylık, yumuşaklık anlamına gelmekteydi. Şairimiz, yepyeni bir tasarıma sahip olan bu vapurun araçları ve yolcuları bir yakadan diğerine kolayca naklettiğine atıfta bulunmuştu. Kuşkusuz, Suhulet’in devreye girmesi kayıkçıların, mavnacıların tepkisini çekti. Suhulet, ilk seferini 1872 yılında Üsküdar ile Kabataş arasında gerçekleştirdi. Suhulet araba vapurunun Üsküdar ile Kabataş arasında yük ve malzeme taşıyacağını duyan mavnacılar duruma tepki gösterdiler ve tören günü teknelerini Üsküdar önlerinde zincirlerle birbirine bağlayarak vapurun çalışmasını engelleyecekleri yönünde bir karar aldılar.

Hüseyin Haki Efendi de bunları duyup ilk sefer esnasında Seraskerlik'ten yardım istedi ve iskelede bir topçu kıtası bulundurarak mavnacıları yıldırmayı başardı. Kayıkçılar, birbirlerine zincirledikleri mavnalarının toplarla yok edileceğini anlayınca aceleyle zincirleri çözdüler ve Suhulet’in ilk seferi sorunsuz gerçekleştirildi. 

Bu başarı karşısında Sultan Aziz Hüseyin Haki Efendi'ye Rütbe-i Evvel-i Sınıfı Sanisi nişanıyla, üçüncü rütbeden Mecidi Nişanı ile onurlandırdı.

 Dünyanın ilk arabalı vapuru olan Suhulet, Kurtuluş Savaşı boyunca ağır top arabaları ve askeri mühimmatları taşıyarak şanlı Türk ordusuna büyük faydalar sağladı ve Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, 'Gazi Suhulet' ünvanını aldı.

Suhulet Araba Vapuru2

Suhulet’in sağladığı büyük kolaylıklar kısa sürede değerinin anlaşılmasını sağladı ve aynı tersaneye, bu sefer çift motorlu ve daha güçlü bir vapur sipariş edildi. 1 yıl kadar sonra hizmete giren bu vapura da 27 baca numarası ve yine Namık Kemal tarafından iki kıyıyı birbirine rapteden manasında Sahilbent ismi verildi.

1872’de “Kabataş-Üsküdar” arasında törenle hizmete konulduktan bir süre sonra hattın “L” şekline getirilerek ticaret merkezi Sirkeci iskelesine de uğraması kararlaştırıldı. Her iki gemi de (Suhulet ve Sahilbent) “Üsküdar-Kabataş-Sirkeci” iskeleleri arasında günde karşılıklı 4’er sefer yapmaya başladı. O günün şartlarında yeterli olan postalar zaman içinde artırıldı. Uzun bir süre İstanbul Boğazı’nda askeri-özel yükler ve atlı araç naklini bu iki vapur gerçekleştirdi. Yıllar içinde tekne adedinin artık yetersiz kaldığı görülünce de  araba vapurlarının sayıları artırıldı. 

Suhulet'in ilk ciddi bakımı 1930 yılında Hasköy Tersanesi’nde yapıldı. Takvim yaprakları 1952’yi gösterdiğinde 80 yaşında olan Suhulet'in motoru değiştirildi, gövdesinde ciddi onarımlar yapıldı. Amaç, tamirlerle ömrünü biraz daha uzatmaktı.Suhulet 11 Mayıs 1958 tarihine kadar aktif olarak çalışmaya devam etti. Hizmet dışına alındığında, toplamda 86 yıldan daha uzun bir süre İstanbul’a hizmet etmişti.

Sahilbent’in makineleri ve gövdesi de en az Suhulet kadar sağlam çıktı. Yıllarca, yaz-kış demeden çalışan bu vapur, imalatının üzerinden 55 yıl geçtikten sonra 1927 yılında ilk defa ciddi bir tamir ve tadilattan geçirildi. 1959’da, yani Suhulet’ten 1 sene sonra hizmet dışı bırakıldı.

Şi̇rketi̇ Hayri̇ye Logosu

Çanakkale harbinde Suhulet, tersanede torpil atmaya özgü aletlerle donatılarak Çanakkale’ye gönderildi. Gelibolu Yarımadası’na asker ve malzeme nakli zorluklarla yapılabiliyor, kıtalar arasında birliklerin taşınması bazen günlerce sürüyordu. 

Suhulet 1914 yılı ağustos ayında İstanbul’a geri geldi, eylül ayında Yeşilköy’den Köprücü Bölüğü’nün eşyalarını yüklenerek tekrar Çanakkale istikametine hareket etti. Büyükçekmece önlerine geldiğinde ise, aşırı sis yüzünden karaya oturdu, hasar görmüştü. 26 baca numaralı Suhulet, Çanakkale savaşlarının kazanılmasında sağladığı hizmetin onuruyla 1958 yılına kadar çalıştı. 1961 yılında filodan tamamen çıktı.

Suhulet ve Sahilbent, hizmetten kaldırıldıktan çok uzun yıllar sonra, 2007 yılında tekrar Boğaz’ın serin sularına indirildi. Modern tip 4 araba vapurundan ilk 2'sine isimleri verilerek yeniden hizmete giren bu 2 vapur, diğerleri  Sultanahmet ve Sadabad ile birlikte günümüzde “Sirkeci-Harem” hattında İstanbullulara hizmet etmeye devam ediyor. 

Not: Yazı ilk olarak 15.05.2024  tarihinde Önce Vatan gazetesinde yayınlanmıştır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum