EKİNİ VE NESLİ YOK ETMEK - Prof. Dr. Nurullah Çetin

EKİNİ VE NESLİ YOK ETMEK - Prof. Dr. Nurullah Çetin
09 Ekim 2022 - 12:03

EKİNİ VE NESLİ YOK ETMEK
Nurullah Çetin


Kur’an’da şöyle bir ayet var: “Öylesi, hâkimiyeti eline geçirince yeryüzünde fesat çıkarmaya, ekini ve nesli yok etmeye çalışır. Oysaki Allah bozgunculuğu sevmez.”(Bakara, 205)

Hâkimiyeti eline geçirenler kimlerdir? Bunlar, Kabil’den günümüze kadar bir damar olarak devam eden kötüler, kâfirler, bozgunculardır. Kendi heva ve heveslerini, nefislerinin azgınca isteklerini tek değer kabul eden, diğer insanlar üzerinde haksızca egemenlik kuran, güçle, siyasi baskıyla, parayla, şeytani hilelerle, aldatmaca, kandırmacayla, etkili propagandalarla şeytan dünya görüşünü yayarak sosyal, siyasi, ekonomik otorite kuranlardır.

Hz. Âdem’in oğlu Kabil, kardeşi Habil üzerinde hâkimiyet kurarak yeryüzünde bozgunculuk yapan biriydi. Kabil’in torunu olan Firavun, siyasi gücüyle kendisini tanrı ilan ederek mazlum insanlar üzerinde hâkimiyet kurdu ve insanları köleleştirdi. Tarlada ekin için çalışması gereken insanları altı üstü dev birer mezar olan piramitlerde karın tokluğuna, zorla çalıştırarak hem onların nesillerini yok etti hem de ekini.

Firavun siyasetinin kurumsal, felsefi ve ideolojik izdüşümü olan Komünizm de siyasi baskı ile insanlar üzerinde hâkimiyet kurdu. Firavun’un insanları piramitlerin yapımında köle olarak çalıştırdığı gibi komünistler de milyonlarca insanı komünizm hapishanesinde karın tokluğuna zorla çalıştırdı ve bu sırada nesli ve ekini tüketti.

Karun ekonomik üstünlükle insanlar üzerinde hâkimiyet kurmuştu. Karun sömürüsü de bugün kapitalizm şeklinde kurumsallaştı ve bütün sömürücü zenginler, alın teri üzerinde haksız kazançlarıyla imparatorluk kuran patronlar, birer Karun olarak nesilleri ve ekini yok ediyorlar.

Komünizm ve kapitalizmin bir sentezi olan ve seküler dünya tasavvuruna dayalı olan Allah’sız, dinsiz, imansız, vicdansız, ruhsuz, merhametsiz, adaletsiz, milliyetsiz modernizm, kısa zamanda çok üretim, çok tüketim ve çok para kazanma hırsıyla tabiatı kimyasallarla zehirlediler ve ekini yani bitkileri, meyveleri, sebzeleri, tahılı her şeyi yok etmeye çalışıyorlar.

Bitkilerin genetiğini bozdular, doğallığı yok ettiler, bütün gıdaları sentetik hale getirdiler. Gıda güvenliğimizi yok ettiler. Yapay gıdalarla kuşatıldık, zehir yiyor, zehir içiyoruz. Kanserojen ve genetiği ile oynanmış gıdaların üretim ve tüketimi konusunda hiçbir önlem alınmıyor. Geleneksel yerli tohumlarımız yok edildi.

Siyasi ve ekonomik güçle hâkimiyeti ele geçiren seküler zihniyetli emperyalist yapılardan oluşan bozguncular yani dünyayı fesada verenler ekinlerimizi, tabiatımızın saf ve doğal yapısını yok ediyorlar.

Diğer yandan Türk nesli biyolojik silahlarla yok edildiği gibi ideolojik silahlarla da yok edilmeye çalışılıyor.

Eğlenceye, konfora, lükse, tüketime, bencilliğe, materyalistçe hayat tarzına, salt bedensel hazlara dayalı ve “gelecekten bana ne, ben günümü ve anımı yaşarım” felsefesine hapsedilmiş kitleler de neslimizi yok ediyorlar.

Zira bunların bukağısı olan modern seküler hayat felsefesi de evlenmeyerek, az çocuk yaparak, hayatı haz ve hızla tek başına bencilce yaşayarak, ibneliği, lezbiyenliği, eşcinselliği, lutiliği meşrulaştırıp, kurumsal bir yapı içinde propagandasını yaparak neslimizi yok etmeye çalışıyorlar. Erkek ve kadın cinsiyetlerini yok edip cinsleri birleştirme ya da tek cinsiyet, unisex ideolojisiyle neslimizi yok etme fesadı çıkarıyorlar.

Türk milleti neslini ve ekinini koruma ve geliştirme mücadelesine girişmezse helak olacaktır.


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum