Ege'den Hazar'a - Azerbaycan-Türkiye... - Şuşa Deklarasyonu'nun üç yılı tamamlandı

9 Kasım 1991 ile 15 Haziran 2021 arasında 30 yıl 7 ay 5 gün var. Bu dönemde Türkiye-Azerbaycan ilişkileri sıfırdan zirveye ulaştı.

Ege'den Hazar'a - Azerbaycan-Türkiye... - Şuşa Deklarasyonu'nun üç yılı tamamlandı
18 Haziran 2024 - 13:38
1991 yılında o gün Azerbaycan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke Türkiye oldu. 15 Haziran 2021'de Türkiye ile Azerbaycan arasında Şuşa Deklarasyonu imzalandı.
İkinci olay ise Türkiye'nin dış tehditlere maruz kalabilecek kardeşinin üzerine kanat açmasıydı. Şuşa Deklarasyonu'nun imzalanmasının ardından Azerbaycan'ı zayıf görerek saldırmak isteyen her ülke, Türkiye'ye saldıracak ve anında karşılık alacaktır. Bu anlaşma aynı zamanda Azerbaycan'ın kardeş devlete yönelik tehditlere karşı göğsünü koruma yükümlülüğüdür. 
493677d5-77bb-4377-89f7-73a515b5a3be.jpg (225 KB)
Aslında Türkiye'nin Kasım 1991'in ilk on yılında Azerbaycan'ı tanıması sıradan bir karar değildi. Çünkü SSCB denilen Rus imparatorluğu çökmüş, yatalak olmasına rağmen henüz ölmemiş, nefesi gelip geçmişti. Bu devletin sonu, 9 Kasım'dan 47 gün sonra, 26 Aralık 1991'de gerçekleşti. Bu, SSCB'nin ilk ve son başkanı Mihail Gorbaçov tarafından televizyonda yayınlanan konuşmasında ifade edildi.
Yani 18 Ekim 1991'de parlamento genel kurulunda bağımsızlık ilanını kabul ederek bağımsız bir devlet ilan eden Türkiye'nin Azerbaycan'ı tanıması, aslında Ankara'nın Moskova'ya karşı hamlesiydi. 1923'ten bu yana dış politikada daima temkinli bir tavır sergileyen, düşmanlara müdahale ve baskıya bahane bulmayan Türkiye'nin bu adımı atması büyük bir cesaret örneğiydi.
Daha sonra 14 Ocak 1992'de iki kardeş ülke arasında diplomatik ilişkiler kuruldu. Daha sonra diğer BM üyesi ülkeler de Azerbaycan Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını ikişer üçer tanımaya başladı. Bu haberler ülke kamuoyuna verildi ve ardından "Köroğlu" uvertürü çalındı.
Bu otuz buçuk yılda Türkiye-Azerbaycan ilişkileri zorlu aşamalardan ve denemelerden geçmiş ancak "kardeşlikten yoksun kalmama" kriteri her zaman ön planda olmuştur.
erdoil.jpg (120 KB)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şuşa Deklarasyonu'nu imzalayarak Azerbaycan ile Türkiye'nin kardeşlik mesajını tüm dünyaya gönderme onuruna sahip oldu. Bu kutlu anlaşmayı 15 Haziran 2021'de Şuşa'da imzaladılar. Bugün o takvimin 3. yıl dönümü.
O zamandan bu yana dünyada pasif çatışmadan aktif savaşa kadar pek çok şey değişti, "vur-vurum" sınırına gelmiş devletler olmuş, kadim kervanlar olan Türkiye ve Azerbaycan ise istikrarlı ve istikrarlı bir şekilde yoluna devam etmiştir. ittifak yoludur.
Bu bildirgenin imzalandığı dönemde, imza törenine ev sahipliği yapan şehrin çevresinde hâlâ bazı endişeler vardı. Ermeni bölücüler Şuşa'nın 14 (10) kilometre aşağısında Hankendi'de intikam aşkıyla yanıyor, deveden düşerken "sıcak-sıcak" demeye devam ediyor, hayatlarını değiştirecek bir mucizeyi bekliyorlardı. yabancı patronların desteğiyle durum.
Aslında Şuşa Deklarasyonu onlara boşuna mucizeler ve hava desteği beklememeleri gerektiği, bölgeye müdahale etmeye cesaret eden her yabancı gücün Türk-Azerbaycan ittifakının asker ve askeri teçhizatıyla karşı karşıya kalacağının bir mesajıydı. Çünkü bu iki devletin sınırı zaten Ege'den Hazar Denizi'ne kadar uzanıyor.
Geçtiğimiz yılın Eylül ayında Azerbaycan'ın iç ayrılıkçılık sorununu yerel düzeyde çözmesinin ardından Karabağ'da tam istikrar sağlandı. Ancak bu, Şuşa Deklarasyonu'nun ve Azerbaycan-Türkiye ittifakının öneminin azaldığı anlamına gelmiyordu. Tam tersine yeni bir aşama başlıyor. Artık bu ittifakı kıskananlarla, bu birliğe karşı sinsi planlar kuranlarla mücadele dönemi başlıyor.
Son 35 yılın acı tecrübesi hiçbir zaman yalnız kalmamak gerektiğini gösteriyor. Her devletin her zaman sadık müttefiklere ihtiyacı vardır. Dünyanın en güçlü ülkesi Amerika Birleşik Devletleri'dir ancak hiçbir ülke ile savaş alanına tek başına girmez, etrafında müttefikler toplar, hakimiyetiyle askeri-siyasi koalisyon oluşturur. Son yüz yılda bu devlet, Amerika Birleşik Devletleri'nin katıldığı askeri harekâtların çoğunda müttefiklerinin yardımından yararlandı. Sonuçta en sadık müttefikleri Anglo-Sakson soylu uluslarının kurduğu devletlerdir: İngiltere, Kanada, İskoçya, Avustralya, Yeni Zelanda, İrlanda...
Şuşa Deklarasyonu sadece askeri ittifakı öngörmüyor, tüm işbirliği alanlarını da kapsıyor. Buna siyaset, uluslararası işbirliği, ekonomi, enerji güvenliği, ulaştırma, kültür, eğitim, askeri yapı ve diğer stratejik alanlardaki işbirliği de dahildir.
Bu bildirge, ülkelerin ekonomik gücünün artırılmasını amaçlayan bir belge olup, bölgede yeni yatırım sürecini teşvik etmeli, bölgede yeni ekonomik ilişkilerin oluşmasına yol açmalıdır. Şuşa'nın güzel doğası ve Şuşa'nın çevresi hem kış hem de yaz turizmine uygun olduğundan bu sektörde faaliyet gösteren iş adamlarına geniş fırsatlar açmaktadır.
Şuşa Deklarasyonu'nun sembolik anlamı büyüktür. Belgenin imzalanması sırasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bu siyasi eylemin tarihi önemine vurgu yaparak şunları söyledi: "Tarihi Kars Anlaşması tam yüz yıl önce imzalandı. Bunun aynı zamanda büyük bir sembolik anlamı da var. "Yüz yıl sonra özgürleştirilen Şuşa şehrinde imzalanan Ortak İttifak Bildirgesi, gelecekteki işbirliğimizin yönünü göstermektedir."
Kars şehri yaklaşık 40 yıl işgal altında kaldı ve yabancı güçlerin kontrolündeydi. Şuşa'nın işgal yılları Karsink'inkine ulaşmasa da uzun bir zaman (28 yıl) sürdü ama sonunda bu sisli, karlı şehirlerin ikisi de onların ebedi sahipleri oldu.
Umuyoruz ki iki devlet birleştiğinde ne Şuşa, ne Kars, ne Hata, ne Gazze mağdur olmaz.
Kaynak: Musavat.com
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum