Azerbaycan'ın ünlü şairi Ali Hasanlı'nın şiiri

Ali Hasanlı'dan şiir örnekleri

Azerbaycan'ın ünlü şairi Ali Hasanlı'nın şiiri
17 Mart 2023 - 10:27
Ali Hasanlı
0
SmartBee ile reklamlarınızı etkili hale getirin.
BAYRAK
 BAYRAK
Gökyüzü mavi, ipek gibi
pürüzsüz yüzünde
parlak bir yıldız
Yeni yıkanmış bir
bir gecede taze terli ay
karşında görürsen
Türk bayrağı olduğunu bilin,
türk bayrağı göğe yükselir
gökler kadar yüksek yükseldi
dünya türk bayrağı
en yüksek kule
Başı gökte, kökü yerde
Dünyanın kendisi kadar derin.
Bu yüzden bugün
zeminin bittiği ve boyandığı yer
Türk bayrağı
gökyüzünü omzunda tutar...
güneşten önce sabah
Irmakların bağrından çıkan
Nehirlerde yetişen altın zambaklar gibi
Ufukları doğuran
Türk atının toynağından ateş alması gibi 
Cennetle kaplı kutsal bir masa gibi
gökyüzüne dökülen
Yeri kızıldan görürsen
Bil ki o görünmeyen güneşlerden biridir.
ışık alıcısı, büyü
Görünmez güneşler gibi
varlığı yokluktan alan
türk bayrağıydı
Gündoğan'dan ayrıldı
gün batımında ayarlar
Gün doğumundan gün batımına
Türk'ün vatanı.
Gün doğumundan gün batımına
toprağın her karışının verdiği
gül çiçeği, bitki yaprağı
arı kuşundan
arı kovanı
kuşun uçuşundan
gökyüzünün bulutu
kardan ve bulutun yağmurundan
Dağda, tarlada kartal
uzun bir ağaçtan ve çalıdan
Her ağaç hüzünlü bir meltemle sallanır
Her çalının ruhunda
gopuzu, sazdan, uddan
Türk'ün sesi, ünü, bakışı, duruşu
Türk'ün nefesi, nefesi, kokusu
Bu uçuş, yarının kurtuluşu
İlkbaharda, sonbaharda
Grup turna-kazlar
Türkler, Tarekama'ya göç
nizami türk ordusu
gökyüzündeki yansımasına benziyor
bir bayrak çekilir
içimizden göklere
yaralı bir bayrak gibi dağılmış
Türk şehitleri cennete
Gökyüzündeki ay ve yıldız bayrağına
tanışır ve bir olur
Türk bayrağı
göklerden daha geniş
Dünya Türk bayrağına yakın
türk bayrağı altında
Dünyalar birleşiyor
dünyalar buluşuyor, yeniden doğuyor.
1975 yılı
 
KALAN YARIM ÖMÜR
 
Bugün akşam aniden gelecek
Hışırdayan yaprakları da göreceksiniz
Gece, vadilerde sessizce sürünürken
Kalkıp pencereyi kapatacaksın
kimse seni ovmayacak
Bir akrabadan, bir kardeşten
hiçbir şey için umut etmeyeceksin
Bebeği kollarında sımsıkı tutacaksın
 
Şalının ucuyla gözlerini sildi.
Her zamanki ninniyi çalacaksın,
Bebeğiniz sizi uykusunda görecek
Bugün ay pencereden girecek
Yarım kalan çorabı eline alacaksın,
Ama örmeyeceksin
Gözlerin tavana bakacak.
Bir örümcek tavana inecek
kendini asacak
elindeki narin telden
Yanıp sönecek ve ölecek
Hafifçe vurulduğunda kapatın
 
Aşığın ruhu elinde kanlı yüreği
Gülerek girecek
seni asılı görmek
ölü bir örümceğin ağından
Kanlı kalbini elinde asacak
O narin, ince, sonsuz telden
Gülmeden, gülmeden,
kalpsiz bırakacak
Elinde bitmemiş bir çorap
Tek başına bitmemiş hayatın.
1968 yılı
 
TAŞ ORMAN
 
Dedim canım, bana inanmadın.
Sen diktin toprağa, ben büyüdüm.
Taş parmağımı kaldırdım
Seni ve onu tehdit ettim.
 
Bu dünyanın başlangıcından beri
Gore bir ömür boyu bir hatıraydı.
O taşları saydın mı?
Her biri bir yabancı taşıyordu.
 
Bir şey unutursa diye
Bir çocuk gibi bir taşla sayar.
Canımızı alıyor,
Bizimle oynuyor.
 
Kaderin yayını çiz,
Attığı taş oklara bak.
Hedef - önce hayatımız,
Sonra çarmıha gerildiği toprak.
 
Bu asırlık kirpi gibi
Ne kadar sıkı diken bitti.
Bu asırlık bir bahçıvandı
Bir taş dikti ve bir orman dikti.
 
Bin yıllık taş
Topraktan su çekmesine rağmen,
Bu taş orman boyanamaz
Zamanın durduğu yerde.
1970 yılı
İlk yayın yeri:https://525.az/news/217173-uzaq-illerin-seirleri--eli-hesenliden-poetik-numunele

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum