Arife Paşalar Yazdı: Turgut Özakman'a dair

Şu Çılgın Türkler" değerinde eserlerin yazılması için iki kelimeyi bir araya getiremeyen insanların değil de,

Arife Paşalar Yazdı: Turgut Özakman'a dair
27 Mayıs 2018 - 22:47 - Güncelleme: 03 Haziran 2018 - 23:44
"Milli mücadelenin emperyalizme karşı verilmiş ve kazanılmış ilk kurtuluş savaşı olduğu anlatılmadığı için gençlerimiz başkalarının kurtuluş mücadelelerine imrendiler. Kendi tarihlerine, kendi kahramanlarına yabancılaştılar."

Özakman, ilk oyunu Masum Katiller'i on altı yaşındayken yazmış. Devlet tiyatrolarında oyunu sergilenen en genç yazarmış kendisi. Üretkenliği genç yaşta başlamış ve Türk tiyatrosuna Türk edebiyatına olan katkıları yaşamı boyunca sürmüş. Bunları ne yazık ki  tezimi yazarken yeni öğrendim. Çılgın Türkler ise ulu çınarımızın en ses getiren eseri hepimizin bildiği gibi. 

Ülkemizde târih bilimi, geçmişimiz Prof. Dr. İlber ORTAYLI televizyonlarda söyleşilere katılana kadar, -Kanunî'nin siyâsi, askeri başarılarından çok özel hayatının ele alınmak istendiği dizi- Muhteşem Yüzyıl televizyonlarda yayınlanana kadar gençlerimize fazla câzip gelmemiştir. Hâlâ da geçmişimizin, özellikle Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızın gençlerin çoğunluğu tarafından genç popçular kadar ilgi görmediği acı gerçeğini hepimiz bilmekteyiz. Bu durumun farkında olan Özakman sıradışı bir şey yaptı. Milli mücadeleyi romanlaştırarak nasıl alevli bir çember içinde kaldığımızı, olağanüstü bir mücâdele örneği sergileyerek düşmanı nasıl püskürttüğümüzü hepimize anlayacağımız bir dille anlattı. Eserin 'Kurtuluş' adlı bir isimle TRT'de ekranlara gelmesi için de düzenlenmesi oldukça önemli bir ayrıntı. Oyunlaştırılması daha da önemli; çünkü mücadele hissinin tiyatroda olduğu kadar hiçbir şekilde daha etkili yansıtılamayacağı, yaşatılamayacağı düşüncesindeyim. 


Özakman üzerine düşeni yaptı. Tarihimizin gençlere yeteri kadar öğretilmediği konusunda haklı. Okullarda öğrencilerin bilgileri ezberleyip unutması için önceden kasıtlı olarak hazırlanmış bir program var gibi. Öğrencilerin, velîlerin ve öğretmenlerin çoğunun bu duruma itiraz ettiği yok. Eğitim kurumları içinde öğrenmek ve öğretmek derdinde olmayan, eğitimi sadece not alıp vermeye indirgeyen çok fazla insan var. Bu yüzden böyle tarih bilgisi olan ve aynı zamanda  kurgu konusunda yetenekli insanlara ihtiyacımız var. Şu Çılgın Türkler yakın tarihimizin 'belgelere dayandırılarak' anlatıldığı muazzam bir eser.

Böyle geçmişimizi canlandıracak, daha çok esere ihtiyacımız var tabî. Ne diyelim darısı eski Türk tarihinin başına. İhmal edilenin en çok bu olduğunu düşünüyor, kâdim tarihimizin çoğunluğun anlayacağı bir sadelikle şahlandırılmasını bir Türk evladı olarak ben de istiyorum. Tabî, Çılgın Türkler değerinde eserlerin yazılması için iki kelimeyi bir araya getiremeyen insanların değil de, üretkenliğin ne demek olduğunu bilen, yaratıcı düşüncenin bilincinde olan insanlara yol gösterilmesi gerektiğine inananlardanım.

Yazarın Duvarların Ötesi adlı temsiline değinmeden edemeyeceğim. İlk kez 1958 yılında Devlet Tiyatrosunda sahnelenmiş ve sınıfsal farklılıklar ele alınmış. Suç, suçlu, ceza kavramlarına değindiği eserinde etrafa at gözlüklerini çıkararak bakmamızı sağlıyor. Suç işlemiş bireyden çok, suçluyu bu noktaya getiren toplumsal nedenleri ortaya koyuyor. Bir şeyin iç yüzünü bilmeden insanları yargılamanın ne kadar yanlış olduğunu bize hatırlatıyor.

Rahmetlinin ruhu şâd olsun.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum