Mekke’deki Cin Mescidi Üzerine
Mehmet Akif Erdoğru
Mekke’de hacıların ziyaret ettiği kutsal yerlerden biri Cin Mescidi’dir. Eyüp Sabri Paşa, Miratü’l-Haremeyn isimli eserinde, on dokuzuncu yüzyıl sonlarında, bu mescidin kutsiyeti üzerine şu bilgiyi verir: Hacun Dağı karşısında, Ferhadiye denilen mevkide, toprak altında olan mescittir. Cennetü’l-Mualla Kabristanını ziyaretten sonra hacılar, bu mescidi de ziyaret ederler ve burada iki rekât tahiyyatü’l-mescit namazı (mescit binası için kılınan namaz) kılarlar. Mescidin iki tarafı geniş caddedir. Kubbesi ve minaresi yoktur. Cinlerden bir grup, burada Hz. Muhammed’e biat etmişler ve Müslüman olmuşlardır. Mekke’nin gece bekçileri, geceleri burada toplanırlardı. Bundan dolayı buraya Hares Mescidi de denilirdi. Bir diğer adı da Hatt Mevziidir. Bu adın verilmesinin sebebi, bir grup cinin Hz. Muhammed’e biat ettikleri gece, Hz. Muhammed’in kum üzerine bir çizgi çekmiş olmasındandır. Buranın bir diğer adı da Bey’a Mescidi’dir. Bu isim, bir grup Cin taifesinin burada Hz. Muhammed’e biat etmesinden dolayı verilmiştir. Bu cinler Nusaybin’e mensup olup yedi adet cindir (Miratü’l-Haremeyn, 2. Cilt. Hz. Ö. F. Can, İstanbul 2018, s. 1308-9). H. Ahmet Sezikli ise cinlerin burada Hz. Muhammed’den Kuran dinlediklerini, on sekizinci yüzyıl başlarında buraya bir cami yapıldığını; inşaatın Mekke’ye gelen mimar İbrahim Ağa tarafından 1700 yılında başlatıldığını yazar (DİA, s. 272).
21 Mayıs 2025 Çarşamba günü hacı kafilesiyle birlikte Cennetü’l-Mualla Kabristanını ziyaretten sonra, Cin Mescidini ziyaret ettim. Cadde üzerinde yüksek binaların arasında kaldığı için uzaktan fark edilmeyen minareli küçük bir mescitti. HeTicaretin yoğun olduğu bir caddede yer alan bu mescidin önünde güvercinler besleniyordu. Mescitte herhangi bir tezyinat yoktu. Hem minare hem de yapı sıradan beyaz mermerle kaplıydı. Türk hacılar için mescidin mimarisi pek de sevimli değildi. Mescit ile yol arasında Suudi yetkililer tarafından Arapça ve İngilizce olmak üzere, bu mescidin dini önemini belirten bir tabela dikilmiştir. Burada verilen bilgilere göre, bu mescit, Kâbe yakınında yer alan, Mekke’nin önemli tarihi mescitlerindendi. Yapım tarihi hicri 9. Yüzyıla kadar iner. Hz. Muhammed geceleyin burada bir grup cin ile karşılaşmıştır. Cinler burada ona yüzlerini (suret al-cinn) göstermişlerdir. Bu olay, Kuran’da Cin suresinde anlatılır. Bir grup cin, burada Hz. Muhammed’den Kuran dinlemişler ve sonunda Müslüman olmuşlardır. Yine, belirttiğim tabelada verilen bilgiye göre, Mekke bekçileri de geceleri burada toplanırlarmış. Bundan dolayı buraya Haras Mescidi de denilirmiş. Suudi Melik Abdülaziz al-Suud bu mescide önem vermiş ve mevcut mescit binasını restore ettirmiştir.
Hem tarihi bilgiler hem de Kuran’daki Cin suresi dikkate alındığında, bu mescidin İslam tarihi açısından beş öneminin bulunduğu anlaşılıyor. Mescidin bulunduğu yer yağmur alan bir bölgeydi, yani Müslümanlar için bir mükâfat yeri olarak addediliyordu. İkincisi, bir grup Cinin, Kuran dinleyerek İslam’ı kabul ettikleri bir yerdi. Üçüncüsü, bu cinler Allah’ı kabul etmeye burada Hz. Muhammed’e söz vermişlerdi. Dördüncüsü, bu cinler Hz. Muhammed’e yüzlerini göstererek ona biat etmeye burada söz verdiler. Son olarak bu mevki, Kâbe’nin eşkıyalardan korunmasında stratejik bir öneme sahip oldu. Bu sebeplerden dolayı burası hacıların ziyaret yerlerinden bir haline geldi. Ancak mevcut yapı ve mimarisiyle (Suud mimarisi) bu mescit, tarihsel ve dinsel önemini ne yazık ki hacılara hissettiremiyor. Sıradan yeni yapılmış soğuk bir mescit havasını taşıyor: Suud idaresinin, mescidin Osmanlı dönemindeki mimarisini ve estetiğini tamamen sildiği görülüyor.




FACEBOOK YORUMLAR