Kabe-i Muazzama’ya giriş hacılar için ücretli olur mu?
Mehmet Akif Erdoğru
Osmanlı Arşivinde İngiliz ve Hollandalı memurların Osmanlı Dışişleri Bakanlığına gönderdikleri bir şikâyetname metni korunuyor (BEO 1616.121126.001). Bu şikâyetnameye göre, 1899 yılında Mekke’de Kâbe’ye girişte hem mutavavvifler (herhangi bir sebepten dolayı Kâbe’yi tavaf edemeyenlere tavaf hizmeti sağlayan erkek kişiler) hem de muallimler (rehberler) İngiliz ve Hollanda (Flemenk) tebaası olan Hintli ve Malezyalı hacılardan çok yüksek miktarda ücret talep etmişlerdir. Bu durum özellikle Hintli hacıların aşırı miktarda borçlanmasına sebep olmuştur ve bu kişiler Hindistan’a döndüklerinde bu borcu ödemekte zorlanmışlardır. Bu bilginin kaynağı Kâbe’de mutavavvif olarak görev yapmış sonra Hindistan’a dönmüş olan Hintli hacılardır. Ayrıca Mekke Emiri de Kâbe’ye girmeden evvel rehberlerden hacı başına iki akçe talep etmiştir. Bu para büyük ölçüde Mekke’deki büyük memurların cebine gitmiştir. Yine Hintli ve Malezyalı hacılardan ‘vapur navlu ve irkabiye’ adı altında aşırı miktarlarda para istenmiştir. Şikâyetin mahiyeti budur. Hintli hacıların menfaatlerini korumakla görevli memurlar, bu durum hakkında Osmanlı idaresine yazılı şikâyette bulunmuştur ve durumun düzeltilmesini talep etmişlerdir.
Mevcut belgeye inanmak gerekirse, Osmanlı idaresi bu şikâyeti Hicaz vilayetinden tetkik ettirmiş ve konunun İngiliz ve Hollandalı sefirlerin dediği gibi olmadığını ileri sürmüştür. Ancak 1899 yılında Hintli ve Malezyalı hacıların ‘resmen soyuldukları’ anlaşılmaktadır. Zira Hicaz vilayetinden İstanbul’a gelen belgenin ekinde, mutavavvifler, Mekke Emareti ve muallimlerin hacılardan zorunlu olarak para aldıkları teyit ediliyor ama alınan paranın miktarı konusunda bir anlaşmaya varılamıyor. Şikâyetnamede mutavavviflerin Hintli ve Malezyalı hacılardan kişi başına 35-50 riyal arasında bir para talep ettikleri ileri sürülürken, Osmanlı belgesinde bu ücretin kişi başına 10 riyal olduğu belirtiliyor. Ama bunların bu pazarlık dışında hizmetlerine mukabil olarak ayrıca ücret aldıkları kabul ediliyor. Yine Osmanlı raporunda, Kâbe’ye girmeden evvel muallimlerin hacılardan kişi başına 2 riyal aldıkları ve hatta bir hacıdan 21 riyal talep ettikleri de belirtiliyor. Mekke emirinin de rehberlerden hacı başına 2 riyal talep ettiği teyit ediliyor. Şikâyetnamede tüm bunlar ‘Hint İngilizlerle Malezyalı hacıların duçar oldukları taaddiyat’ olarak tanımlanıyor. Bu durum ertesi yıl düzeltildi mi bilmiyorum ama Kâbe’de çok sayıdaki hacıdan yoğunluk gerekçe gösterilerek zorla para toplandığı açıktır. Toplanan toplam miktar konusunda herhangi bir rakam belirtilmiyor. Bu durum emperyalizmin Kâbe’ye ulaştığının bir kanıtı olarak görülebilir. Mekke emiri, Kâbe’yi bir müze olarak görmeye başlamış ve delil olarak da Kâbe’nin onarım masraflarını göstermiştir. Hâlbuki Kâbe’nin masraflarının neredeyse hepsi Osmanlı idaresi tarafından karşılanıyordu. Açgözlü Mekkeli üst düzey Arap memurlar, Kâbe’yi zenginleşme kaynağı olarak görmeye başlamışlardır. Hicaz Osmanlı idaresinin elinden çıktıktan sonra özellikle Kâbe, Arap idaresi için bir gelir kapısı olarak görülmeye başlanmıştır. 2025 yılında bizatihi edindiğim tecrübelere göre, mutavavvifler bir hacıdan tavaf başına 500 riyale kadar para talep emişlerdir ki, bu miktar bugünkü kura göre 5.000 TL’den fazla bir paraya tekabül etmektedir. Mutavavvifleri kontrol eden bir makam yoktur. Parayı alıp hacıları yarı yolda bırakan mutavavvifler vardır. Bazıları sadece tavaf yaptırıp say yaptırmamaktadırlar. Ayrıca sadaka adı altında hacılardan para talep eden mutavavvifler de vardır. Yine, Müzdelife ile Şeytan taşlama arasında parayla hizmet gören bazı kişiler de hacıları yarı yolda bırakmışlardır. Şeytan taşlamadan sonra otellerine dönmek isteyen hacılardan taksiciler kişi başına 500 riyale kadar para istemişlerdir. Şimdilerde Kâbe’ye girişte hacılardan herhangi bir nakit para talep edilmemektedir. Ancak Diyanet’in bu konuda Mekke Emirliğine herhangi bir ödeme yapıp yapmadığından haberdar değilim. Hacılara dini rehberlik yapmakla görevlendirilen Diyanet personeli de Kâbe’ye girişte hacılardan herhangi bir ücret almamaktadır. Bununla birlikte program dışı gezi ve ziyaretler olursa (Taif ve Cidde gibi yerlerdeki kutsal mekânlara) hacılardan ekstra para talep edilmektedir. Her ne olursa olsun, Kâbe, Suudi Krallığı için büyük bir gelir kaynağı olmaya devam etmektedir.




FACEBOOK YORUMLAR