Fuat YILMAZER

Fuat YILMAZER

[email protected]

ASLI OLMAK BAŞKA KEREM OLMAK BAMBAŞKA

08 Ağustos 2018 - 23:35

ASLI OLMAK BAŞKA KEREM OLMAK BAMBAŞKA

                                         “Yuvarlanan taş yosun tutmaz”

Tarım ve Orman alanında çalışanlar ve bu konuda tahsil yapanlar çok iyi bilir. Ağaç dikmek için önceden sahip olunması gereken bilgiler vardır.

Fidan dikmek için toprağın dikilecek fidanın cinsine uygun olup olmadığı, verimi, gücü, mevsimsel durum ve bakıcısının bilgisi tecrübesi ve samimiyeti önemlidir.

Ağaç dikmek bilgi ve tecrübe gerektirir.

Bunu sosyal ve siyasi hayatımıza ilişkilendirirsek şöyle diyebiliriz.

Biri çıkıp iddialı olarak bu toprağın sahipleri beni çok sever, ben istediğim zaman istediğim araziye ağaç dikebilme hakkına sahibim tavrında ve eyleminde olması bu işi bilmediğini gösterir.

Bilgi ve tecrübeden yoksun birinin çınar ağacının dalını kesip toprağa tutuşturmakla ağaç dikmiş olmaz. Bir defa daldan ağaç yetiştirilemez ancak Fide’den ağaç yetiştirile bilinir.

Dikmeyi düşündüğün ağacın geleceğinden, getirilerini ön plana alarak hareket edersen de olumlu sonuca ulaşmak mümkün olmaz.       

 Yapacağın eylemde bilinçli olmak sıkıntısı varsa, aklın önüne hırs konursa başarılı olmak hayal olur, ancak senin gibi düşünenleri bir süre oyalayabilirsin.

Hele bu ağacı dikmekteki amacın Ulu Çınarın elden çıkmasına karşılık olarak düşünülürse hüsrana uğramanın yüzdesi çok ama çok kabarıktır.

Ha! Senden olan senin olan ulu çınarın rahatsızlığını görüp de ondan ümidi keserek böyle bir yola başvurulursa onun da akıllıca bir iş olmadığını söylemek yanlış olmaz. 

Eğer senin olan senden olan Ulu çınarın gövdesinde, hatta hassas bölgelerinde bilinçli veya bilinçsiz açılan yaralara kurtçuklar girdiğini görmüşsen  o kurtçuklarla mücadele edilmelidir..

Çınarın yetişmesi, kök salması, ulu olması yılların sonucudur. Ulu çınarın bünyesinde rahatsızlık var diye onu oduncunun eline bırakarak gitmek yerine rahatsızlığından kurtarmak için çalışmak daha uygun olur.

O konuda başarılı olunması mümkün değil, inancını kabul etmek te gerçekçi değildir.

Başarılı olunmaz düşüncesi yanlış bir tezdir.

Mücadele edersin, mücadele edersin, mücadele edersin sonunda mutlaka ama mutlaka kazanırsın.

Benim ömrüm yetmez diyebilirsin, kabul edile bilinir.

Ulu çınarın ayakta kalmasını istemek çocuklarımız, torunlarımız, kısaca mensubu olduğumuz ve divanesi olduğumuz bu milletin ve devletinin İlelebet hür ve bağımsız yaşaması için değil midir?

Zaten amaç ulu çınarın ve onun şahsında Türklüğün, Türk Milliyetçiliğinin asırlarca yaşamasını temin değil mi?

 

Büyük camianın, çoğunluğunun böyle düşündüğünden şüphe etmemek gerekir.

Çınarın bünyesindeki hastalığın teşhisi, ona karşı uygulanacak ilacın tespiti uygulayıcıların becerisi başarıyı beraberinde getirecektir.

Sadece mesele bununla da çözümlenmez. Ulu çınara uygulanacak ilacın tespit yetmez, hayatını daha asırlarca devam ettirmesi için iç ve dış bünyesiyle ilgili örtüler, müdafaa ve taarruz hücreleri yerleştirmek gerekir.

Sevmek budur, sevilmek daha başka.

Leyla olmak başka, mecnun olmak daha başka.

Aslı olmak başka, Kerem olmak bambaşka.

Akıl, Aşk, İman ve masumiyet… 

İşte bütün mesele…