TANER AY: Hurûfu yaralarımıza şifâ niyetine kitaplar

TANER AY: Hurûfu yaralarımıza şifâ niyetine kitaplar
28 Ağustos 2022 - 19:40

Artan maliyetler nedeniyle küçük yayınevlerinin kitaplarının okura ulaşmasını artık pek mümkün değil. Ahmet Şahin ve Emin Yarımoğlu editörlüğünde Bozkurt Yayınları’ndan çıkan ‘Türkçü Dergiler’ yılın en iyi araştırma kitaplarından biri. Sercan Ünsal’ın Barış Kitap’tan çıkan ‘Bozkırda Bir Eğitim Pınarı: Pamukpınar Köy Enstitüsü’nü de ıskalamamak gerekiyor. Şerif Tezgörenler’in Klaros Yayınları’ndan çıkan son şiir kitabı ‘Yalnız Papatya Mavi’ ise ‘edebiyat pazarının’ dışından, çok farklı bir ses.

TANER AY

Salgın kısıtlamalarının ve pahallılığın, bankaların ve rantiye tabakanın dışında, en fazla kapitalist edebiyat pazarındaki büyük yayıncılara, edebiyat yıldızlarına ve pazarın simsarlarına yaradığını kimse yadsıyamaz. Küçük yayınevleri birkaçının dışında pazardan çıkmak zorunda kalınca, kitapçıların rafları tamamiyle sistemin yıldızlarına kaldı. Direnmeye çalışan küçük yayınevlerinin kitaplarının dağıtıma girmesi ve okura ulaşması artık pek mümkün değildir. Dergilerse ‘yok oldular’, bu yüzden hakiki şâirleri ve hakiki şiiri de kolaylıkla bulamıyoruz.

*1950-1980 arasında çıkan sol dergilerin hemen hepsini biliyorum. 1950 öncesindekilerin pek çoğunu da arşivlerde ve kütüphânelerde inceleyebildim. 1961-1967 arasında çıkan Yön gibi bazı sol dergiler gerçekten iyilerdi. Buna karşın, 1975-1980 arasında, Birikim’in bazı sayıları dışında ufuk açıcı bir sol dergi anımsamıyorum. 1975-1980 arasının Türkçü dergilerinden bir Töre’yi ara sıra alabiliyordum. Buna karşın ’80 sonrasının Türkçü dergilerinden Yeni Sözcü’yü hiç görmedim. Oysa, Türkiye Günlüğü’nün ve Yeni Düşünce’nin ise her sayısını bulabiliyordum. Yeni Hayat’ı da bir süre takip ettim. 12 Eylül sonrasında milliyetçilerin çıkardığı en doyurucu dergiler arasında, Turan’ı, Millî Mecmûa’yı ve Çelebi’yi öncelikli zikrederim. Sol cephedeyse maalesef yeni bir şey yok.

YILIN EN İYİ ARAŞTIRMA KİTAPLARINDAN BİRİ: TÜRKÇÜ DERGİLER

Geçtiğimiz ay içinde Ahmet Şahin’in ve Emin Yarımoğlu’nun editörlüğünde Bozkurt Yayınları’ndan çıkan ‘Türkçü Dergiler’in ilk cildini öğrenerek okudum, Ahmet B. Ercilasun’un ‘Sunuş’unun dışında birbirinden değerli on yedi inceleme bulunuyor.

28kr2-emin-yarimoglu.jpg

Emin Yarımoğlu

Atsız Mecmûa’nın, Ergenekon’un, Orhun’un, Ötüken’in ve Orkun’un bazı sayılarını kütüphânelerde gördüm ama, fihristleri bağlamındaki araştırmaları okumaya ihtiyacım vardı. Ahmet Şahin’i bu yıl içinde Post Yayınları’ndan çıkan ‘Mehter Dergisi’ eserinden anımsayacaksınız. Mehter, 1964-1965 arasında taşrada çıkan, benim ismini hiç duymadığım bir dergiydi.

28kr02-ahmet-sahin.jpg

Ahmet Şahin

Ahmet Şahin sayesinde öğrenmiş oldum. Ahmet, 1998 doğumlu. Ama, yaşıtlarından epey farklı. Okuyor, araştırıyor, yazıyor. Gaziantep’te arkadaşlarıyla birlikte Çelebi gibi çok da önemli bir dergi çıkarıyorlar. Bana göre ‘Türkçü Dergiler’ yılın en iyi ve en önemli araştırma kitaplarından biri olabilir. Ahmet Şahin’i ve Emin Yarımoğlu’nu kutluyorum. İkinci cildi de merâkla bekliyorum.

28kr02-man2.jpg

SERCAN ÜNSAL’DAN ‘BOZKIRDA BİR EĞİTİM PINARI’

Yılın en iyi ve en önemli araştırma kitapları demişken, Sercan Ünsal’ın Barış Kitap’tan yeni çıkan iki ciltlik ‘Bozkırda Bir Eğitim Pınarı: Pamukpınar Köy Enstitüsü’nü ıskalamamak gerekiyor. Her münevverin kitaplığında mutlaka bulunması gereken çok değerli bir kaynak eser.

28kr02-man3.jpg

Sercan Ünsal

İlkokul beşi ve ortaokul biri Erzincan’da okudum. Sercan Ünsal benim Erzincan’dan çocukluk arkadaşım. Aslında 1962 yılında ikimiz de Kızılcahamam’da ilkokula başlamışız. Onun Kâzım Karabekir İlkokulu’ndaki ilk öğretmeni Pamukpınar Köy Enstitüsü mezunu babası Niyazi Ünsal olmuştu, benim Orhan Gazi İlkokulu’ndaki ilk öğretmenliğimi ise Ladik Akpınar Köy Enstitüsü mezunu annem Nermin Ay yapmıştı. Biz Kızılcahamam’dan Siirt’e, Siirt’ten de Erzincan’a gittik. Erzincan’da aynı semtte oturduk ve ailecek görüştük.

28kr02-man.jpg

Kitabı heyecânla okuyorum, henüz üçte ikisini okuyabildim ama bitirdiğimde hakkında KARAR için ayrıntılı bir yazı kaleme alacağım. Çünkü, Köy Enstitülü anne babanın çocuğu olarak, Köy Enstitülerinin kapatılmasının, 12 Eylül darbesiyle birlikte, ‘toplum mühendisliği’ bağlamında, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük ‘faşist’ kırılmaları olduğuna inanıyorum. Köy Enstitüleri kapatılmamış olsaydı, ülkemiz asla bugünkü gibi bir ‘câhiliyye dönemi’ni yaşamayacaktı...

EDEBİYAT PAZARININ DIŞARIDA BIRAKTIĞI BİR ŞAİR

Şerif Tezgörenler’i değerli dostum Hüseyin Peker’den duymuştum ama, şiirlerini bilmiyordum. Merâk ettiğimden onun geçtiğimiz günlerde Klaros Yayınları’ndan çıkan son şiir kitabını hemen okudum.

28kr02-man45.jpg

Şerif Tezgörenler

‘Yalnız Papatya Mavi’yi bitirdiğimdeyse, edebiyat pazarının Şerif Tezgörenler’i dışarıda bırakmasına hiç şaşırmadım. ‘Edebiyat yıldızı’ olamayacak kadar farklı bir duruş, farklı bir ses. Çok sevdim. Nedense bana ‘haiku’ türündeki ve Yasujirō Ozu filmlerindeki ‘derin hiçlik’ duygusunu anımsattı. Onun, tek, iki ve üç dizelik şiirlerine bilhassa dikkat çekerim. Bazı şiirleri “Yaz günü üşüten terimsin” gibi tek dizeden ibarettir. Bazı şiirleri de “Hayat kısa bir oyun/seyircileri ile alkışlanan” veya “Gittin/Hasretten öteye” gibi iki dizeden. Üç dizelik şiirlerinden birindeyse “Acının kaç dili varsa/ hepsindeyim/yoksun” diyor. Göktürk Ömer Çakır bana İsmail Orhan Sönmez’in ve Selcan Peksan’ın şiirlerini kazandırmıştı, Hüseyin Peker de Şerif Tezgörenler’in şiirlerini kazandırdı. Onlara müteşekkirim. Yaz sıcaklarında şâyet şiirden gebermek istiyorsanız, ‘Yalnız Papatya Mavi’yi öneririm. Her dizesi Jean-Pierre Melville’in Jef Costello’su gibi, adamı mıhlıyor.

28kr02-man5.jpg



KAYNAK: KARAR GAZETESİ

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum