Reklam
Reklam
Prof. Dr. Mehmet Akif ERDOĞRU

Prof. Dr. Mehmet Akif ERDOĞRU

[email protected]

Osmanlı idaresinin Medine'de dağıttığı 'atıyyeler'

09 Temmuz 2025 - 09:55

Osmanlı idaresinin Medine’de dağıttığı ‘atıyyeler’

Mehmet Akif Erdoğru

Osmanlı idaresinin Medine’de egemenlik kurma ve devam ettirmesinin en önemli yollarından biri Mescid-i Nebevi personeli ile Medine’nin ileri gelenlerine ayni ve nakdi hediyeler vermesiydi. Topkapı Sarayı Arşivi belgeleri arasında Ekim 1539 tarihli Mekke kadısı Muhammed bin Muhammed Necibüddin al-Sahavi al-Maliki’nin İstanbul’a göndermiş olduğu Arapça bir surre defteri (D.3644.1) bulunmaktadır. Bu defterdeki verilere göre, 1539 yılında Medine’de ribatlarda kalanlar hariç olmak üzere 3505 kişiye surre dağıtılmıştı. İslam dünyasının her yerinden gelerek Medine’de ribatlarda kalan Müslümanları da hesaba katılacak olursak, bu rakam yaklaşık beş bin kişiye ulaşır. Osmanlı idaresinden yüksek miktarda surre kabul edenler, başta Medine emiri olmak üzere Medine’de ikamet eden dört mezhep kadıları (Hanefi, Maliki, Şafii ve Hanbeli kadıları), şeyhler ve seyyidlerdir. Medine kalesi komutanı (dizdar),  Harem-i şerifte görevli personel, Medine’ye su sağlayan Aynızerka suyunun görevlisi (nazır), belli İslami tarikatlara mensup insanlar Müslümanlar, ribatlarda kalanlar ile ileri gelen ailelere mensup insanlar da surre kabul edenler arasındadır. 1539 yılında Medine’deki Hanefi kadısının ismi Celaleddin’dir. Maliki kadısının ismi ise Şihabeddin Ahmed’dir. Hanbeli kadısı İbrahim al-İskenderi iken Şafii imam kadısının ismi de Fethüddin bin Salih’tir.  Söz konusu defterdeki liste incelendiği zaman, Hocendi, Nuhayri, Kazeruni, Edhemi, Ensari, Bekri, Berzendi, Hüseyni, Gumri, Türki, Herevi, Mısri, Karamani, Sühreverdi, Baberdi, Rumi, Gaznevi, Tahiri, Acemi, Lari, Bağdadi, Aksarayi, Eşrefi (Memluklülerden),  Mekki, Mağribi, Şeybi, Hindi, Halifeti,  Rumi, Şami, Hicazi gibi nisbeler taşıyanlara atıyye verildiği belgelenmektedir. Bunların yanı sıra Medine’de yaşayan Anadolu ve Rumeli kökenli Müslüman erkek ve kadınlara da (Edirne, Bosna, Malatya ve Avlonyalı) surre dağıtılmıştır. Yine asker (bölükbaşı gibi) ve esnaflar (mahzenci, arabacı, terzi, berber vs.) da surreden payını almışlardır. Söz konusu defterde dağıtılan sürrenin miktarı yazılmamıştır. Osmanlı idaresi surrenin Medine’de ne kadar kişiye ulaştığını bilmek istemişti. Sincari, Isfahani, Rumi, Hindi gibi nisbeler taşıyan ribatlarda kalanların yanı sıra, hanelerde (beyt) kalanların sayısı da öğrenilmek istendi. 

Medine’de surre dağıtma geleneği imparatorluğun yıkılışına kadar devam etti. Mart 1601 tarihli bir deftere göre (Osmanlı arşivi EV. HMK:SR 1009) Medine’de yaklaşık 108.000 sikke-i hasene dağıttı. En çok nakit para verilenler arasında Medine kadısı, mescid-i Nebevi görevlileri (şeyhülharem, katip, hatip, imamlar, ağalar hazinedar, Hanefi ve Şafii imamları, Haremin sarrafı vs.) vardı. Büyük miktarda parayı elinde tutan kadılar ve ileri gelen ailelere mensup kişiler Medine’de ribat işletiyorlardı. Medine’ye hacca gelen Müslümanlar geldikleri bölgenin ismini taşıyan ribatlarda kalıyorlar. Ayrıca Osmanlı idaresi bazı aileleri (al-Maliki, al-Hanefi, Samhudi, Hocendi, Semerkandi, Sakafi, Hemedani gibi) himaye ediyordu. Kürdi nisbesini taşıyan şeyhler de atıyyeden nasibini aldı. Ayrıca Hanefi, Şafii, Kazeruni, Ensari, Yemeni gibi tarikat ve bölgelere mensup Müslüman kadınlara da sürreden pay veriliyordu. Yine azatlı kölelerin (atik) de desteklendiğini belirtelim. 

Bu geleneğin devam ettirildiğini gösteren başka bir örnek olarak, Osmanlı Arşivinde korunan 1857 tarihli surre defteri (1273) gösterilebilir. Medine-i Münevvere ahalisine ve mücavirine (Mescid-i Nebevi’den uzak bölgelerde oturanlara) surre dağıtıldı. 1857 yılında Osmanlı padişahı her yıl hazine-i hassadan 100.00 guruşu Medine’de atıyye olarak dağıtıyordu. Seyyidler, Osmanlı kütüphanelerinde görevli personel, müderrisler, evkaf personeli, Dağıstanlı hocalar, mücellid, Şafii müftüsü, ağalar, Harem-i şerifte görevli müderrisler, şeri mahkeme görevlileri, Buharalılar, hastane personeli (hekim gibi) ve Haşimi soyundan gelenler bu atıyyeden payını aldılar. On altıncı yüzyıldan on dokuzuncu yüzyıl arasında bir karşılaştırma yapılırsa, on dokuzuncu yüzyılda Osmanlı idaresinin ribat ve hanelerde (beyt) kalan Müslümanlara atıyye dağıtamadığı görülür. Bunun nedeni muhtemelen Medine’deki resmi personelin sayısının artmasından dolayı Medine mücavirlerine ve İslam dünyasının çeşitli yerlerinden Medine’ye hac için gelen Müslümanlara dağıtacak yeterli paraya sahip olmamasındandı. 

 

 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar